Adaletin bu mu Türkiye?

Yeni yila girerken dogalgaz zehirlenmesinden olen yedi gencimizin arkasindan abuk subuk konusmalariyla tanidigimiz, halkin tepkisi uzerine istifa etmek zorunda kalan, Baskent dogalgaz AS. Eski genel muduru Veysel Karani Demir hakkindaki suc dosyasini sekiz yil boyunca saklamayi basariyor. Mahkeme binasinin ilgili bolumunde olmasi gereken dosya nasil oluyorda suclanan kisinin eline gecebiliyor. Suc dosyalarini ele gecirmek bu kadar kolay ise adalete nasil guven duyulacak. Birde dava acilabilmesi icin amirden izin alma durumu varki, kanunlarin hangi amaca hizmet ettigi acisindan dusunducu. Devlet dairesinde calisan bir kimsenin suc isledigi kanisina varilirsa dava acilmak icin neden amirinden izin alinsin, ya suc ortagi suclanan kisinin amiri ise. Boyle sacma sapan yasa olur mu?

Adalet yuzunu adini Ergenokon davasi adi altinda, haklarinda iddianame bile hazirlamadan neyle suclandigi belli olmayan kisileri gece yarisi evlerinden alarak, cezaevine yerlestiriyor. Cezaevinde yatmakta olan daha once tutuklanmis olup henuz savci karsisina cikmamis bircok Cumhuriyet savunucusu var. Onlara yeni isimler ekleniyor. Turkiye bu sacma sapan davaya tepki gosterecegine sesini solugunu kesmis olup bitenleri seyerederek siranin ne zaman kendisine gelecegini bekliyor.

Bu davanin frenlenmesinin bir tek yolu var. Sol partilerin yerel secimlerde isbirligi yaparak, iktidari topal ordek durumuna dusurmek. Eger bu basarilamaz ise parti merkezlerinin binalarinda daha cook dinleme cihazi bulunur. Butum Cumhuriyet taraftarlari siranin ne zaman kendisine gelecegini dusunerek yatip kalkar. Laik duzeni savunmaya kimse cesaret edemez. Deniz Baykal atip tutacagina yeni bir strateji belirleyip bu dogrultuda hareket ederek halkin beklentisini yerine getirmelidir.

Devam etmekte olan dava hakkinda yorumda bulunmak suc, bu dava dava olmaktan cikip, Cumhuriyetciler ve karsitlari arasinda meydan muharebesine donustu, sonunda dag fare doguracak. Bekleyip gorecegiz.