Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '07

 
Kategori
Mizah
 

Adam gibi ders çalışmak

Güya finallere hazırlancaktım.

Pazartesi günü tam üç tane sınavım var, hepsinin de ehemmiyeti birbirinden büyük. Onun için çarşamba gününden itibaren okula gitmemeye ve oturup adam gibi ders çalışmaya karar verdim.

Adam gibi nasıl çalışılır bir fikrim yok. Hep öyle derler ya hani. Adam gibi yaparsan, adam gibi tutmazsan, adam gibi bakmazsan...

Sanırım ben de adam gibi çalışırsam şu sınavları kazasız belasız atlatıp 2006-2007 öğrenim sezonuna noktayı koyarım diye düşündüm.

Halbuki çarşamba günü yeğenim sünnet olcakmış. Hadi neyse dedik. Bir tane yeğenimiz var. "Tabii ki onun bu mutlu veya mutsuz olduğunu tahmin edemediğim gününde yanında bulunmayacağım da ne zaman bulunacağım? Perşembe itibariyle full time ders çalışırım, " dedim. Dedim demesine ama fotoğraftı, televizyondu derken gece geç bir vakitte yattık.

Perşembe günü kalktığımda saat öğlene doğru geliyordu. Halen sınavlarımın olduğunun bilincindeydim. İstanbul'un insanın nefes almasını zorlaştıran kavurucu sıcaklığında ve o bilindik çekilmez trafiğinde evin yolunu tuttum. Biraz dinleneyim bari dedim. Bilgisayarı açtım, msn açılmazsa olmaz zaten. Aman Yarabbim! Bütün millet sanki bana tuzak olsun diye o gün online olmuş. Allahım neydi benim günahım! Ha şimdi çıkacağım ha birazdan çıkacağım derken hava kararmış, gece olmuş. Ayrıca bir de uyku bastırmış ki sorma.

Salı akşamı sen doldur bütün notlarını koy çantaya gel evine -hani finallere hazırlanacağım ya- sonra perşembe gecesi olsun o çantaya henüz hiç dokunma.

Ertesi gün cuma namazına müteakip ders çalışma kararı aldım. Kitaplarımı, defterlerimi çıkardım. Masamı hazırladım falan. Nasıl özendim nasıl. Bilgisayar hiç açılmayacak, öyle kendimce bir karar aldım! Oturup deli gibi ders çalışacağım. Çoookk beklersin... Benim için çok önemli olan Siyasi Tarih kitabım Sakarya'da kalmış! Bilgisayarı açtım hemen nete girdim. Arkadaşım İstanbul'a gelecekti. Baktım çıkmamış hâlâ, hâlâ msnde. "Özgürcüm gelirken kitabı getirir misin? Otogara gelirim alırım kitabı, " dedim.

Ucuz kurtulduğumu tam da çıkmak üzere olduğunu söyledi. Şanslı bir günümde miydim hiçbir fikrim yoktu açıkçası. Cuma namazına müteakip ders çalışmaya değil otogara kitabı almaya gittim. Ahh bu İstanbul'un yolları yok mu! Yine kazmışlar her tarafı, yine kapatmışlar trafiğe! Eee geç kaldım haliyle! O arada arkadaşım aradı. Tabii çocuk iki saatte vardı Sakarya'dan İstanbul'a. Bizse İstanbul içinden otogara iki saatte varamadık! Kitabı emanete bıraktığını ordan almam gerektiğini söyledi. Kitabı aldım eve döndüm. 900 sayfalık kocaman bir kitap. İnsan ona bakınca zaten ders çalışmaktan soğuyor.

O ürkütücü sayfalara sevgiyle yaklaşmayı denedim. Böylelikle konular çekici gelecekti. Her şey bir yana savaştan çıkmış gibiydim! O kadar yorgun hissediyordum ki kendimi...

Şimdiyse o bana bakıyor ben ona. Aramızda bir soğukluk olduğu belli. Fakat ben bu yazıyı gönderdikten sonra onunla içli dışlı olacağımıza eminim. Evet, üç sınavım var ve topu topu iki günüm kaldı ne yazık ki! Bence siz siz olun adam gibi ders çalışmaya karar vermeyin, kendiniz gibi çalışın.

Biz çalışmaya karar verdik de ne oldu efendim? Neyse ben şu Lübnan Sorunu ve Doğu-Batı Blokları'nun Kurulması'na bir göz atayım. Bu gece çoook uzun olacak çoookk...

 
Toplam blog
: 2
: 441
Kayıt tarihi
: 12.05.07
 
 

1985 İstanbul doğumluyum. Kendimi bildim bileli bu şehirdeyim. Sanırım aynı şekilde de devam edecek...