Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '12

 
Kategori
Deneme
 

Adam gibi

Adam dediğin, adam gibi olmalı! Öyle terbiyeli, akıllı, uslu; adamlığa, insanlığa yakışır yolda olmalı ki, adam içine çıkabilsin, topluma karışabilsin; eşe dosta gitmeğe, onlarla lak- lak etmeye yüzü olabilsin. Hem, adam içine karıştığında, kendisine değer verildiğini görsün, durumunu öğrensin, adam olduğunu bilsin. Diğerlerini tanımada, adam sarrafI olduğunu herkese ispatlayabilsin.Sonra, gün gelir, adam adama lazım olur. Dünya hali bu, adamını iyi seçeceksin. Yoksa, adamı olanlar, adamı beğenmemezlik yapar, bu adam kıtlığında, adamı yola koyarlar...

Aslında seçim, adamın kendi elinde olmalı: Devlet adamı mı, fen adamı mı, dava adamı mı; yoksa, adam evladı mı, adam azmanı mı?.. Yani, demem o ki, ne adamı olursan ol, yeter ki, adam gibi adam ol. Allah korusun, "adam sende" deyip, oralı olmazlar da, adamdan saymazlarsa seni, adam yerine koymazlar da geriden; "Ah! ah! Adamına düşmedi ki, zavallı kız" dediklerinde, adamakıllı üşütür de hasta olursan, adamcagız ne yapar? Ne kadar adamcıl olsa da, Ademoğlu, çiğ süt emmiştir; "adam sen de" der, seni önemsemez. Kalbini kırar da, sonra, onun bu tutumu YÜREĞİNE İNER:

Bilirim, yüreğinin yumuşaklığını, yüreğinin böyle acıları kaldıramayacağını, götüremeyeceğini. Çünkü, böyle acıları taşıyabilmek için yürek ister, hem de çok geniş yürek. Senin yüreğin dar. Hemen yüreğin kabarır; yüreğin ezilir de, yürek acısından, yürek çarpıntısından, yüreğin kararır, hayata kuser, yüreğini tüketir, yürek yanmasından, yüreğin delik delik olur; yüreğin dolar da, yüreğini ferahlatacak bir damla su bile bulamazsın.

Daha sonra, pişman olsan, ne yazar? Yaralı yüreğini, yumuşatmaya, yüreğini rahatlatmaya, yüreğini serinletmeye, kabaran yüreğini hafifletmeye; kısaca kendini, yüreğini tüketmeye değmediğini anlayınca, yüreğin köz köz olur da, dumanı tütmez...

İşte, o zaman, yüreğine iner, üzülür, ansızın ölmek istersin. Artık, yüreğine karlar da yağsa iflah olmaz, yüreğinin yağı erir ve ilk kez, yürekli olmadığına yanar, yüreğin kalkar, yüreğini karartır, yüreği katı bir yabancıya dönüşürsün...

Bu katı yüreğinden yüz alan, o yüzsüz adam da yüz olsaydı, seni bu yüzsüz hallere düşürmez; adam evladı olur, adam gibi adam olur ve o zaman bir ADAMA benzerdi.

-"YETMEZ Mİ, ADAMI TOPA TUTTUĞUN?"

Adam dediğin, adam gibi olmalı! Öyle terbiyeli, akıllı, uslu; adamlığa, insanlığa yakışır yolda olmalı ki, adam içine çıkabilsin, topluma karışabilsin; eşe dosta gitmeğe, onlarla lak- lak etmeye yüzü olabilsin. Hem, adam içine karıştığında, kendisine değer verildiğini görsün, durumunu öğrensin, adam olduğunu bilsin. Diğerlerini tanımada, adam sarrafI olduğunu herkese ispatlayabilsin.Sonra, gün gelir, adam adama lazım olur. Dünya hali bu, adamını iyi seçeceksin. Yoksa, adamı olanlar, adamı beğenmemezlik yapar, bu adam kıtlığında, adamı yola koyarlar...

Aslında seçim, adamın kendi elinde olmalı: Devlet adamı mı, fen adamı mı, dava adamı mı; yoksa, adam evladı mı, adam azmanı mı?.. Yani, demem o ki, ne adamı olursan ol, yeter ki, adam gibi adam ol. Allah korusun, "adam sende" deyip, oralı olmazlar da, adamdan saymazlarsa seni, adam yerine koymazlar da geriden; "Ah! ah! Adamına düşmedi ki, zavallı kız" dediklerinde, adamakıllı üşütür de hasta olursan, adamcagız ne yapar? Ne kadar adamcıl olsa da, Ademoğlu, çiğ süt emmiştir; "adam sen de" der, seni önemsemez. Kalbini kırar da, sonra, onun bu tutumu YÜREĞİNE İNER:

Bilirim, yüreğinin yumuşaklığını, yüreğinin böyle acıları kaldıramayacağını, götüremeyeceğini. Çünkü, böyle acıları taşıyabilmek için yürek ister, hem de çok geniş yürek. Senin yüreğin dar. Hemen yüreğin kabarır; yüreğin ezilir de, yürek acısından, yürek çarpıntısından, yüreğin kararır, hayata kuser, yüreğini tüketir, yürek yanmasından, yüreğin delik delik olur; yüreğin dolar da, yüreğini ferahlatacak bir damla su bile bulamazsın.

Daha sonra, pişman olsan, ne yazar? Yaralı yüreğini, yumuşatmaya, yüreğini rahatlatmaya, yüreğini serinletmeye, kabaran yüreğini hafifletmeye; kısaca kendini, yüreğini tüketmeye değmediğini anlayınca, yüreğin köz köz olur da, dumanı tütmez...

İşte, o zaman, yüreğine iner, üzülür, ansızın ölmek istersin. Artık, yüreğine karlar da yağsa iflah olmaz, yüreğinin yağı erir ve ilk kez, yürekli olmadığına yanar, yüreğin kalkar, yüreğini karartır, yüreği katı bir yabancıya dönüşürsün...

Bu katı yüreğinden yüz alan, o yüzsüz adam da yüz olsaydı, seni bu yüzsüz hallere düşürmez; adam evladı olur, adam gibi adam olur ve o zaman bir ADAMA benzerdi.

-"YETMEZ Mİ, ADAMI TOPA TUTTUĞUN?"

Alaettin Morgül / 09.01.2012

Alaettin Morgül / 09.01.2012 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..