Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '08

 
Kategori
Öykü
 

Adam ve Gece 4

Adam ve Gece 4
 

“O aradı Selim”…

Kafasında yankılanıyordu bu cümle, “o “ aramıştı. Peki ne yapıyorum, neyi koymaya çalışıyorum ki. Bildiğimi bilmekle. “O” aradı işte ve ben yokum ki. Ne ki duymaya hep alıştığım aslında sen dur, sen yapamadığımsın, iştenin ötesine geçemeyen.

“O” aradı Selim…”

Telefon elinde öylece duruyordu, içinde o bildiği ve hiç de yabancısı olamadığı duygunun palazlanmaya başladığını hissetti. Nefes alışı değişmişti, iyi tanıyordu bu halini ve gene geliyordu. Uzun süredir bastırdığı, ehilleştirdiğini sandığı.

- Nefes almalıyım, sıkı nefes al Selim durma…

- Dur durmalısın sakın ha…

- Nefes al burnundan nefes al ve ciğerlerinden boşalt…

- Öfke olmayacak Selim, öfkeye yer yok senin hayatında artık….

- YETER…

Kafasından boşalan terle ve iki eliyle kafasını hızlı hızlı kaşırken kafa derisinin acısıyla kendine geldi. Ne kadardır bu halde olduğunu düşündü. Bilemedi.

- Bunu biliyordun, bunun böyle olacağını biliyordun. Salak kafalı…

- …

- Daha öncede bildiğini yaşayıp bir ufacık umuda yıllarını vermedin mi?

- Verdim…

Yere uzandı, tüm vücudunun yerle temas etmesini sağlayarak sakinleşmeye çalıştı.

- Ben ne yaptım yahu gene. Bir sınır vardı önümde ve ben gene bu sınırı, sınırın ötesini biliyordum. Girmek zorunda mıydım ki?

Yerde öylece tavana dikti gözlerini tüm vücudunun ağırlığını zemine yayıp zeminle bir olmayı hissetti. Beynindeki zigzaglar durdu o anda. Kendini tebrik etti, eyleme döndürmeden durdurmuştu en garabet yanını. Öfkesini susturmayı başarmıştı.

- Aferin sana, cam çerçeve yerinde duruyor ve telefon da tek parça.

Yerden kalktı, koltuğa oturdu kadehine uzanıp büyücek bir yudum aldı, rakısını rakıya olan saygısını yok sayarak direkt midesine indirdi. Şölen değildi rakısı o anda, sadece alkolle bir alış verişti, hepsi bu. Telefona uzanıp numaraları cevirdi.

- Alo.

- Hı

- Halit, hı değil de be adam bir kere.

- Bu saatte sadece hı denir

- Müsait misin

- Değilim

- Olsan şaşardım

- Ne var be oğlum

- Yok bir şey, yarın buluşalım mı?

- Olur, iyi misin sen

- İyidir ekme yarın beni.

- Ebeni eksinler senin, ekmem söz

- Bilirim ben senin sözlerini.

- Git işine yarın konuşalım haydin.

Telefonu kapattığında aklında Selin den tek bir şey olmadığını fark etti. Beni üzemezsin sen, demişti ona. Bunu daha kimlere dediğini düşündü. Peki ne yaşamıştı, neydi bu onu gene öfkesiyle karşılaştıran.

- Sektiğim yerlere düşmanlığım benim ne zaman bitecek yahu…

Sakladığı ve ret ettiği karşısına dikilmişti gene. Selin, o çok sevdiği o çok istediği bile bunun ötesine geçemiyordu. Oynadığı oyun her yenilgisinde karşısına çıkıveriyordu.

- Gittiğim yol, gitmek istediğim yol değil. Yalan söylemeye gerek yok.

 
Toplam blog
: 97
: 635
Kayıt tarihi
: 04.01.07
 
 

öylecene yazmak istiyorum... Hepsi bu. ..