Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Adam ve kadın 2

Adam: Şu odanın haline bak, hayvan pazarına dönmüş. Hanım kaldır şu otu çöpü be. Fasulye mi yiyeceğiz yine?

Kadın: Hayatım sürekli et yiyorsun, bence biraz sağlığını da düşünmelisin.

Adam: Sen yine de ateşe atıver bir iki kalem et. Hem zaten ben sağlığımı düşündüğüm için sürekli et yiyorum. Benim yerime inekler yiyor işte otu.

Kadın: Sen de inekleri yiyorsun zaten. Neyse Rıza’cım tartışmayalım şimdi, ben hazırlayayım etini.

Adam: Sağ olasın. Yahu Aysel daha kaç gün kalacak bu misafirler?

Kadın: Canım biraz daha sabret yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, bu saatten sonra tatsızlık çıksın istemiyorum, en fazla bir iki gün daha dayan Rızacım, onların da işi gücü var elbet gideceklerdir.

Adam: Bu Rıza niye hep bir şeylere dayanmak zorunda hanım. Dayan Rıza, dayan Rıza! Ömrüm dayanmakla geçiyor be. Ulan eskiden bir eve almancı misafir geldi mi o eve bir bereket bolluk gelirdi. Bunlar iyice arsız olmuşlar, uzanacak bir kanepe bulan bacağını ayırıp oturuyor karşımıza. Ne büyüğe saygı kalmış, ne de küçüğe sevgi. Bir de hava atmalar, imalı imalı konuşmalar falan. Tam sopalık senin bu misafirlerin. Madem bu kadar eğlenmeye düşkünler niye bir tatil köyüne gitmiyorlar ki? Kaç gündür Antalya’dalar daha bir merak edip Aspendos’u bile görmediler, varsa yoksa akşama kadar bira içip yatıyorlar.

Kadın: Canım bunlar öyle varlıklı insanlar değiller ki, öyle olsa tatil köyüne falan giderlerdi zaten.

Adam: Ben onu bunu bilmem hanım, tatil yapacak paran yoksa sen o tatili hak etmemişsin demektir. Anasını satayım bende bu Almanları bir halt sanır, sever sayardım bunca zaman. Bunları çalıştırıp çalıştırıp dolduruyorlar uçaklara ‘Hadi altı hafta defolup gidin biz de kafamızı dinleyelim’ der gibi, olan bize oluyor. Girmiyorum ulan ben Avrupa birliğine falan, böyle birlik beraberlik olmaz olsun.

Kadın: Rızacım böyle sözler hiç yakışıyor mu sana, ben seni olgun, çağdaş, Avrupa birliği yanlısı bir adam tanıdım ve öyle sevdim.

Adam: İhtiyarlığıma ver sen o çağdaşlığı. Ah yirmi yaş genç olacaktım şimdi gösterirdim onlara koskoca maliyeci Rıza’yı şaban yerine koymasını. Yalnız Aysel, o teyzenin kızı mıdır nedir söyle o karıya da güneşleneceğim diye boyuna bikiniyle balkona çıkıp durmasın. Mahallenin gençleri beş haftadır çatılardan balkonlardan inmez oldu be. Arada bize de niyeti bozacak hergeleler.

Aysel: Çok ayıp Rıza...Yılın son güneşleri bunlar, napsın kızcağız... Ay hayatım biliyorum sinirlisin ama annemin dişleri için randevu alman lazımdı doktordan.

Adam: Hah! Bir de o iş vardı değil mi? Kaynanamızın dişlerine porselen kaplatacağız. Olur hanım olur, öğleden sonra götürürüm ben onu, gider yaptırırız dişlerini o da rahatça dişler pirzolaları, bonfileleri.

Kadın: Aşk olsun Rıza. Annemin sağlığının senin için önemli olduğunu sanıyordum.

Adam: Canım önemli tabi. Önemli olmaz mı? yalnız şimdi çeneme hakim olamayıp ‘annen madem bu kadar porselen meraklısıydı, niye kendine Kütahyalı bir damat bulmadı’ diye soracağım sana ama hem kötü bir espri olacak hem de durduk yere senin karşında haklıyken haksız duruma düşeceğim, o yüzden en iyisi ben susuyorum hanım. Hadi sen bana soğuk bir bira getir.

Kadın: Öyle olsun bakalım... Ay Rızacım bira kalmamış dolapta. Bakkalı arayalım da getirsinler bari.

Adam: Kalmamıştır tabi. Kalır mı anasını satayım o sarı kafalı, gece lambası kılıklı herif mahallede bira bırakmadı ki bizim dolapta bira kalsın. Sabah başlıyor zıkkımlanmaya, öğlen sızıyor, akşamüstü kalkıp yine devam ediyor. Çat! Çat! Çat! Ne ciğer varmış herifte. Hem bu dangalak ne zaman uyandı da dört çocuk yaptı bunlar ben onu merak ediyorum asıl. Hah telefon. Biraderin arıyor, kim bilir ne isteyecek yine. ‘Alo buyur Tuğrul’cuğum, neresi? Var, o otelin müdürü ahbabımızdır. Tamam hallederiz, yaparız, oldururuz.’... Hay senin gibi kayınçonun kafasına çam ağacı düşsün emi.

Kadın: Ne oldu Rıza, ne istiyor Tuğrul?

Adam: Bırak hanım bırak. Animatör mü olacakmış neymiş. Tanıdık otelci var mı diye soruyor. .ok etmediği bir bu iş kalmıştı hayırlısıyla önümüzdeki sezon onu da yapar, bizi de eşimize dostumuza rezil eder. Adam olmayacak senin bu kardeşin.

Kadın: Canım genç işte, her şeyin iyisini istiyor. O da haklı bir yerde.

Adam: Ulan hala mı genç bu? Bizim köyde 27 yaşına gelmiş adam üç çocuğa babalık yapar da bana mısın demez be! Buna birisi akıl vermiştir git ‘köçeklik yap iyi para var’ diye, bu da heveslenmiştir işte. Hem ne çabuk unuttun Cemil’in dükkanda yaptıklarını.

Kadın: Canım herkes senin kadar mükemmel olamaz ki, gençtir yapmış işte bir hata.

Adam: Alay etmeyi bırak Aysel; adam koskoca imalathaneyi yakıyordu neredeyse, dükkanda sulanmadığı kız, borç takmadığı adam kalmamış herifin rezil etti beni rezil. En iyisi evlendirmek bunu, belki biraz akıllanır da biz de kurtuluruz.

Kadın: E artık eniştesi yapar bir güzellik.

Adam: Önce şu askerliğini bitirsin hele, sonra o iş de olur. Gerçi hangi akıllı varır ki buna. Ama buluruz, yaparız, oldururuz.

Kadın: Olduran kocacım benim, hadi içeriye geç de misafirlerin yanında otur biraz, ayıp olacak yoksa.

Adam: Bırak be Aysel, şimdi çekemem iki saat onların ‘Ah zo!’ sunu. Sen o yeğenin olacak saygısıza söyle de sesini kıssın şu teybin. Ne biçim bi müzikse bu viyak viyak! Kafam acıdı gürültüden.

Kadın: Olur mu şimdi bütün gençler bu müziği dinliyor. Clubber’ların müziği bu.

Adam: Kılabır ne be?

Kadın: Bir çeşit yaşam tarzı. Az uyumak, her gece diskolara gidip dans etmek ama sabah olduğunda da işe hazır bir şekilde uyanmak.

Adam: Sen şuna berduşluk desene hanım. Ne kafamı karıştırıyorsun iki saattir kılabır, mılabır diye. Hadi arayalım şu kaynanayı da gidelim dişçiye. Artık torna tesviye ne gerekiyorsa yapalım bari, kurtuluşumuz yok bu işten.

Kadın: Canım o bizim büyüğümüz, herhalde her şeyin en iyisini hak ediyor.

Adam: Ulan ne büyüğü, senin anan benden küçük değil mi? Kadın potansiyel sağlık kurumu müşterisi. Zaten boşuna dememişler ‘Hastanın iyisi ne ölen, ne de iyi olandır’ diye.

Kadın: Aşk olsun Rıza. Böyle küçük hesaplar peşinde olduğunu bilmezdim. Hem annemin masraflarını ben de karşılayabilirdim ama sen çalışmama izin vermiyorsun.

Adam: Aman aman. Gene başlama şu çalışma muhabbetine. Hem o küçük dediğin hesaplarla şimdiye özel hastane kurardık, ananı da müdür yapardık kendi tesviyesini kendi yapardı.

Kadın: ...

Adam: Hanım niye sustun?

Kadın: ...

Adam: Ayselciğim öyle demek istemedim bak, sen yanlış anladın beni. Tabi ki annenin sağlığı çok önemli, hem ben severim kaynanamı, neme lazım gön görmüş kadındır. Şşş Aysel küs müyüz?

Kadın: ...

Adam: Al işte gene yaranamadık. Durduk yere bir de pırlanta yüzük masrafı çıktı şimdi. Ah ulan Rıza ben senin kafanı s...

 
Toplam blog
: 104
: 489
Kayıt tarihi
: 06.03.08
 
 

1978 doğumlu Antalyalı bir müzisyenim, devamını ben de bilmiyorum..