- Kategori
- Siyaset
- Okunma Sayısı
- 148
Adam yerine kon(ma)mak
Mussolini zamanında İtalya’da, özgür düşünceli bir yazar yaşıyordu Carlo Levi. Kendisi aynı zamanda doktor ve ressamdı da...
Faşizme karşı tavrından ötürü, 1935’te Napoli’nin güneyindeki en yoksul bölgelerden birine, Lucania’ya sürülmüş ve orada 2 yıl oturmaya mahkum edilmişti.
* * *
Carlo Levi 1945’te, sürüldüğü bölgedeki köylülerin yoksulluğunu, perişanlığını, ilkel yaşamlarını anlatan o ünlü kitabı, "İsa Bu Köye Uğramamıştı"yı yazdı.
* * *
Carlo Levi’nin yazdığı o yoksul bölge; bugün turistik merkezlerden biri olan Salerno...
***
Köy Enstitüleri kaldırıldığından beri, kalkınmamış yoksul köylerimize giden köy öğretmenlerimiz, karşılarında, okuma yazma bilmeyen Köy Ağası`nı görünce, önce ona, sonra da kaderine bi`tâp edip, o meşhur "Banane" zirhine bürünüp, düzen´in (aslında ise, düzensizliğin) kurbanı olmakta bir sakınca görmüyor...
Köyde görevine başladıktan yaklaşık bir ay sonra, Köyün Ağası ile birlikte, camiye gitmeye, sonra da, cahil köy halkı ile uyum içinde, günlerini gün etmeye; "Zaten ne maaş alıyorum ki, ülkem için bu cahil halkı aydınlatmaya çalışacağım" deyip, köy halkının içine karışıp gidiyor. Gelişeceğine, daha da geriliyor.
Önce, Ağa ona bir tarla veriyor. Sonra, onu, köyden bir kızla evlendiriyor ve bizim aydın öğretmen, Köy Ağası`nın adamı olup çıkıyor.
Gel de, şimdi, Aziz Nesin`i, Orhan Kemal`ì, Kemal Bilbaşar`ı, Mahmut Makal`ı, Yaşar Kemal`i, Rifat Ilgaz`ı, Necati Cumali`yi, Mehmet Seyda`yı, Fakir Baykurt`u ve ayrıca daha bir düzine Köy Enstitüsü mezunu ve köy sorunlarımızı dile getiren öğretmenlerimizi ve yazarlarımızı anma!
***
Bir akıl hastanesinde başhekim, bahçeye bir havuz yaptırmış.
Akıl hastaları çıkmaz olmuşlar içinden.
Kimi havuza balıklama, kimi çivileme, kimi de perendeyle atlıyormuş.
Başhekim, sormuş hastalara:
- Nasıl beğendiniz mi, diye.
Hepsi bir ağızdan:
- Çoook, demişler.
Başhekim de:
- Sevindim, demiş; yarın söyleyeyim de içine su koysunlar...
***
Ülkemizde her gün her televizyon kanalı, hemen her aydın öğretim görevlisi, Başbakan ve vekilleri, muhalefet lider ve kadroları; kısaca, ağzı olan herkes; "Demokrasi" diye diye, boş havuza atlayıp dururlar da; "Acaba bu havuzda SU var mıdır, yok mudur " diye, içine bakmak, nedense hiçbirinin aklına gelmez!
Alaettin Morgül
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

birbiri ardina hikayeler siralayarak birseyler anlatmak yerine direk ne istediginizi yazsaniz daha iyi olur
Demokrasi Penceresinden 30.12.2011 13:54- Cevap :
- Baktgınız pencereden gördüklerinizi nasıl algıladıgınızla ilgilidir okuduklarınız da, Sn. Ba(y)an. Algıladıklarınızı ister hikâye, ister gercek olarak da degerlendirebilirsiniz. Ne de olsa demokratik(!) insanlarız... 30.12.2011 15:01
:) Acaba konuyu Havuz Problemi olarak görüp her problemden Kaçma alışkanlığından olabilir mi? :)) Saygılar...
GÜNEŞİNSULARI 30.12.2011 12:01- Cevap :
- Insanoğlunun yapısında bulunan `kolaycılık`bilincle yoğrulmadıkca kendisini aşıp, zorlanmaya gelemiyor. Boş havuz (boş kafa) ölümüne onu takip ediyor. saygılar ve ilginize tesekkürler. 30.12.2011 15:25