Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '09

 
Kategori
Dostluk
 

Adapazarı günlüğüm ve muhterem bir zat!

Dut ağacına sordum.

“Bu yerdekiler ne? Niye bunları döktün altına?”

Dile geldi de mübarek!

“Ey insanoğlu, bunlar benim çürük meyvelerim! Taşıyamadım onları daha!“ Dedi! ( Şeyh Ahmet Hendeki. Tebligat. Sayfa 1960)

Düğünden sonra hanımın Abisinin kızının evinde geceledik. Güzel bir köydü köyleri. Derenin yanında da evleri vardı. Büyükçe de bahçeleri. Kahvaltıdan sonra bize bahçesini gezdirdi eniştemiz.

Beyaz dut ağacını ve yere dökülen meyvelerini görünce bu zatı muhteremin bu kıssası aklıma geldi! Tüm kitaplarını okudum. Hepsi ayrı bir değer!

Şeyh Ahmet Hendeki Hazretlerinin hicri 1379 Yılında Hendek’in Hacıkışla köyünde doğduğu söylenir! Nerede öldüğü bilinmiyor! Sohbetleri talebeleri tarafından derlenmiş ve eski dilde yazılmıştır! Günümüze kadar gelen eserleri arasında Tebligat ve yarısı silinmiş Bloglarım vardır!

Ertuğrul Ata dalları yere değen dut ağacından elleri dolasıya kadar dut topladı. Ben de iki tane kopardım dalından! Kara dutu daha çok severdim. Ondan olsaydı ellerimin kızarmasına bakmaz yerdim!

Şeyh Ahmet Hendeki hazretleri ahşap evler yapardı. Bir keresinde yaptığı evin tavanında farelerin cirit attığını duyunca eve gitmiş.

“Kaybolun buradan ey fareler. Bir daha duyarsam eğer. Neler söylerim neler” Beytini söylemiş ve o anda tıkırtılar kesilmiştir!

Ev sahibi buna çok şaşırmış.

“Ver elini öpeyim Şeyhim! O kadar da peynirli kapan kurmuştuk! Keşke seni daha önceden çağırsaydık! Ah benim salak kafam! Gitti peynirler “Demiştir.

Mübarek bunun üzerine!

“ Zalimin zulmü varsa sevenin Allahı var ya Muzaffer! Müsterih olunuz! “Demiştir! ( Bunu niye demiş hala çözemedim!)

Mucizeleri anlatmakla bitmez mübareğin!

Hatta bir defasında talebelerini etrafına toplamış.

“Ey evlatlarım, hicri 1430 yılında Beşiktaş adında bir takım şampiyon olacak, haberiniz olsun!” Demişse de talebeleri bile inanmamışlar.

“Şeyhimiz bu kez salladı! İmkansız birşey bu!” Diye itikatsızlık göstermişler fakat onun dediği çıkmıştır!

Ertuğrul Ata bir avucundaki dutları kendi yedi, diğer avucundakilerini de balkonda oturan annesine götürdü verdi.

Az ilerideki erik ağacının altına vardığımızda erik lafını duyar duymaz ağzı sulanan ben bu kez bir tane erik attım ağzıma. Ertuğrul Ata ceplerini doldurmaya başladı.

“Oğlum , daha kahvaltı etmedin eriklerden yeme sakın! Dedim.

“Dut yedim ya baba!”

“Duttan birşey olmaz! Erik bozar seni bakarsın !”

“Bir tane yiyeyim bakayım bozar mı baba! “

“Yeme dedim!”

Erikleri de annesine götürdü verdi.

Vedalaştık Adapazarına yollandık! Akşam oğlunun düğünü olan Yaman Dayının evine gittik.

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..