Aday, gösterirken bize sorun!

İleri demokrasi söylemlerinin safsafata olduğunu bir kez daha, yapılan beyanlardan görmekteyiz. Tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesinden doğan yemin krizi için konuşan, em.savcılar, avukatlar, prof.lar ve siyasiler ikiye bölünmüş vaziyette açıklamalar yapmaktadırlar. 

Başbakan'ın, '' başka aday mı yoktu, başka adaymı bulamadılar da, niçin bu tür sıkıntıların olabileceğini bildikleri insanları aday yaptılar. Biz söyledik onları aday yapmayın, yanlış adım atıyorsunuz, bunların hepsini söyledik hiç biri yer bulmadı, bugüne gelindi'' dedi. 

Bu insanların aday gösterilmesinde bir sakıncanın olmaması, YSK'nın aksi görüş bildirmemesi ve hüküm giymiş olmamaları, tutukluluk hallerinin ise suçlu anlamına gelmediğini ''dağdaki çoban'' dahil bilmiyen kalmadı. Bu insanlar halkın iradesiyle seçildiler ve meclise girmeye hak kazandılar. 

İleri demokrasi, Başbakan'ın iki dudağı arasından çıkacak kelimelerle şekillendiğini, savcıların ve hakimlerin aldığı kararlarla gerçekleşiyor. Statükodan vesayet rejiminden şikayet eden Başbakan ve AKP, koyu bir statükocu durumuna düştüklerini kısa zamanda görürler ve halkın iradesine saygı gösterirler. 

Kılıçdaroğlu'nun Erdoğanı eleştiriken söylediği '' 2002'de Sn, Erdoğan'ın yaptığı konuşmayı okuyun, o zaman hak arayan Erdoğan şimdi kişilerin elinden haklarını nasıl alırım diyen Erdoğan'a dönüştü. Despot halkın iradesini kilitliyen bir Erdoğan'a dönüştü'' dedi. 

Haksız mı?