Aday adayı nasıl olmalı?

Canım sıkkın…

Ortalık aday adayı kaynıyor…

Çalım yedi, çalım attı, pas geçti, es geçti, ilk adımını atacak, oldu olacak, parayı verdi, düdüğü çaldı flan.

Canım o yüzden sıkkın…

Ülkemiz kritik bir seçimin arifesinde.

Haziran seçimleri yaklaşıyor.

Siyasi partilere aday adaylığı için müracaatlar devam ediyor.

Kimler aday adayı olabilir?

Parayı veren herkes aday adayı olabilir.

Halkı için hiçbir yerde hiçbir çalışması olmayan parayı verir ve aday adayı olur?

Peki aday nasıl olacaklar?

Güya temayül yoklamaları yapılacak, görüş bildirilecek ve en tepede bizi temsil edecek vekil adayları belirlenmiş olacak…

Halk neresinde bunun?

Milletin vekili olmak böyle mi olur?

Aday adayları veya seçilmek üzere belirlenen adaylardan hiç birine, ama hiç birine halkımız” gel beni yönet, vekilim ol” dedi mi?

Bana bir kişi gösterin ki bu süreçte halkımız yakasına yapıştı” Allah’ını seversen, bilgili kabiliyetli insansın, dürüstsün, namuslusun, köşene çekilip durma, gel bizi yönet” dedi.

Gösteremezsiniz!...

Yahu Rize’de 325 bin kişi yaşıyor, diğer illerde 750 bin Rizeli var.

Bir milyon insandan bir tek kişi şu piyasada dolaşanlara, aday adayı olanlara yukarıda söylediğim şekilde yalvardı mı?

“Hayatın boyunca bizim için projeler ürettin, bütün zamanını bize ayırdın, ülkende yapılacak işlere kafa yordun. Ne olursun bizim vekilimiz ol” dedi mi halkımız?

Vallahı de billahi de demedi kimseye…

Çünkü halkımız kendine yakın olanı biliyor, tanıyor…

Piyasada dolaşanların hiç birinin halkta böyle bir karşılığı yok…

Parti çalışmalarında aktif rol almış olmak, yandaşlarından bazı gurupların sempatisini zımnen kazanmış olmak veya tepede adamı olmak yetiyor vekil olmak için…

Napim böyle vekilliği.

Halkta hiçbir karşılığı olmayan vekilliği ben ne yapayım…

Yukarıda bahsettiğim şekilde vekil olan, benim derdime ne kadar derman olabilir?

Eğer ülkemizde yönetimde şikayetimiz varsa, sebebi yukarıda belirttiğim vekil seçme yönteminden dolayıdır…

Vekil şunu diyor içinden…”Aman sende!  Beni sen seçmedin ki!  Ağa babam seçti!  O ne derse, ben onu yaparım!…”

Bitti mi şimdi?

Dertlerimize neden çareler bulamıyoruz anlaşıldı mı şimdi?

Ben başka bir şeyi fark ettim.

Bir Fransız düşünürünün bu konuda söylediği bir sözü fark ettim.

Elin gavuru diyor ki;

“Yönetimden şikayetiniz mi var? İyi idare edilmediğinizden mi bahsediyorsunuz? Gidin, köşesinde bekleyen namuslu, dürüst, bilgili, kültürlü, aydın insanları kolundan tutun, zorla siyasete sokun”

Gittik mi böyle bir muhterem insana?

“Allah’ını seversen gel bizim vekilimiz ol” dedik mi?

Veya, dediğimiz birini bize seçilmek üzere aday ettiler mi?

Etmediler!…

O zaman yakınmaya şikayet etmeye de hakkımız yok.

Çünkü o hakkı bize vermediler ki!..

Halkımızın ayağına giden, onları dinleyenlere lafımız yok.

Sevgi ve saygılarımla….