Adem ve Havva...

Adem'le Havva, elmayı Şanlıurfa'da yemiş...!

Alman arkeolog Klaus Schmidt'e göre, Kutsal Kitaplar’da adı Garden of Eden ya da “Cennet Bahçesi” olarak geçen bahçe Şanlıurfa'da imiş...

Evet sevgili dostlar; dünya ve insanlık tarihini değiştiren, ilk insanların elmayı yemesiyle, dünyanın da ondan sonra ''ayvayı yediğiyle'' başlayan sürecin çıkış noktası, Trafikte plaka numarası 63 olan Şanlıurfa'ymış meğer...!

1994’te sürüsünü otlatan bir çoban, Şanlıurfa’nın 15 km kuzey doğusundaki Göbekli Tepe’de dikdörtgen şeklinde üzerinde oymalar olan taşlar buldu, yetkililere götürdü. İstanbul’daki Alman Arkeoloji Enstitüsü görevlisi Klaus Schmidt, bölgeye giderek incelemelere başladı.

Hayatını buradaki kazılara adayan Alman arkeolog Klaus Schmidt, Piramitler’den 7 bin 500 yıl önce inşa edildiği tespit edilen bu mekanın Kutsal Kitaplar’da adı Garden of Eden ya da “Cennet Bahçesi” olarak geçen ve Adem ile Havva’nın yasak elma ağacının meyvesinden yiyerek kovuldukları yer olduğunu ileri sürdü.

Uzmanlara göre Göbekli Tepe tam 14 bin yaşında, yani piramitlerden 7 bin 500 yıl daha eski. Schmidt’e göre artık çorak olan Göbekli Tepe, bir zamanlar çok bereketli bir bölgeydi. Ancak insanlık, çevrenin bozulmasına yol açarak bu “cennet”in yok olmasına sebep oldu. Göbekli Tepe’de bulunan taşlar, M.Ö. 8000’de programlı bir şekilde toprağa gömüldü. Bunun sonucu, çobanın üzerinde dolaştığı yapay tepeler oluştu. Bilim adamlarına göre Göbekli Tepe’nin Adem ve Havva’nın yaşadığı Cennet Bahçesi olduğuna ilişkin kanıtlar şöyle:

- İncil’in “yaradılış” bölümünde cennet bahçesinin Asur’un batısında olduğu yazıyor. Göbekli Tepe de burada.

- Cennet Bahçesinin 4 nehirle çevrelendiği, bunlardan ikisinin de Fırat ile Dicle olduğu biliniyor.

- Asur tabletlerinde Beth Eden adlı bir medeniyetten bahsediliyor. Yeri Göbekli Tepe’nin bulunduğu yer tarif ediliyor.

- Tevrat’ta da bahçenin Suriye’nin kuzeyinde olduğu belirtiliyor.

- “Eden” kelimesi Sümerce “ova” anlamına geliyor. Göbekli de Harran Ovası’nın hemen içinde yer alıyor.
(Milliyet Yaşam'dan)

Haberi okudunuz... Şimdi bundan sonra neler olacak..? Efendim bundan sonra, yeni bir turizim merkezimiz olabilir...!? Orada adı geçen kalıntıların tamamı çıkartılabilir..!? ( Eğer yurtdışına kaçırılmazsa..!? ) Bölge halkına yeni iş merkezleri yaratılabilir...!? ( Urfa Lahmacun sarayı... Urfa kebap salonu... İsot satış noktaları... Urfa Çiğ köfte cafe'si... Mırra Cafe'leri... Sıra gecesi salonları... Adem turistik otel... Havva apart otel... Elma tatil köyü...Garden of Eden Recidance...vb...vb...)

Malum; Turizm olan yerde, bereket olur derler ya...!? Eee birde; burası insanlık tarihinin ayvayı (elma'yı) yediği ! yerdir, diyerek. Cazibe merkezi haline getirilince... Yabancılara satılması için mülk inşaatlarına başlandı mı !... değmeyin vatandaşımızın keyfine... Nereden biliyorsun diye soranınız olabilir..? Çünkü bendeniz Bodrum'da yaşadığım için, Turizmin bizlere kattığı katma değerlerin yanında yabancılara mülk edindirmek için satılan.! topraklarımızın üzerinde yaşıyorum da ondan...!

Şu; küresel krizden çıkmak için, aslında fena bir fikir değil...! Ülkemizin doğusu-batısı, güneyi-kuzeyi diye ayırdedilmemesi adına, ülke ekonomisine katkı adına... Kalkınmamız adına sevindirici olabilir diye düşünmekteyim...Ama; sahip olduğumuz değerlere ve değer yargılarına sahip çıkarak diye de noktayı koymak istiyorum...

Herkese sonsuz saygılarımla sevgili dostlar...