Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '07

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Adı gibi şirin bir Rum köyü ''Şirince''

Adı gibi şirin bir Rum köyü ''Şirince''
 

İzmir' in Selçuk ilçesinin 8 km doğusunda M.S 5.yy da dağın yamacına kurulmuş, adı gibi şirin mi şirin bir Rum köyü Şirince. Dağın yamacına kurulmuş olmasının sebebini arkadaşlarla birbirimize yaptığımız şakaların ardından bulduk.''Keçi gibi tırmanıyorsun, dikkatli yürü ayağın kayacak, biraz daha geri git geri git makine ikinizi birden almıyor fakat fazla geri gitme aşagısı uçurum v.s...'' derken bundan yıllar önce köyün alçak yerlerinin aslında bataklık olduğunu ve o yüzden halkının yamaca tırmandığını keşfettik ve tamamen doğal zeytin yağından sabun yapan bir amcaya yanaşıp teyit ettirdik.''Hee kızım buralar önceden Çirkinceydi çamurdu, bataklıktı yukarıya tırmanmışlar Şirince olmuş.''dedi ve şanki köyü biz yukarı çıkartmışcasına kendimiz sorunun cavabını bulduğumuz için memnuniyetle seyirimize devam ettik.

Şirince' nin daracık ve asvaltın henüz uğrayıp kirletmediği ve uğramayacağını umduğumuz dogal taşlarla gelişi güzel döşeli yollarında köyün her yeri tarih ve doğallık kokuyordu.

Beyaza boyalı tarihi Rum evlerinin hemen hemen hepsi bir örnek olmuş hergün kendilerine gelen yüzlerce misafire gelin gibi süslenmiş ilk günki güzellikleriyle hazıroldaydı sanki.Çoluk çocuk, genç, yaşlı herkesin el emeği göz nurunu kapılarının önünde sergilemesiyle cıvıl cıvıldı kapı önleri, meydandaki çarşı içi.Doğal sabunlar, el işi havlular, adını bile bilmediğim onlarca çeşit şifalı otlar, papatyadan örülmüş taçlar, zeytin yağları ve en güzel şaraplarıyla kısıtlı zamanımızda hangisine bakacağımızı şaşırmış durumda hemen hemen herşeye dokunarak eski bir yunan ortodoks kilisesinin avlusuna girdik.Avlunun girişinde dizili şarap şişelerinin üzerindeki meyve isimlerini görünce epey şaşırmıştım.Toplam 17 çeşit meyve ve bitkiden üretilmiş şarapları görünce ''Sadece üzümden olmuyormuş demekki diye''mırıldandım kendi kendime ve saymaya başladım şeftali, kavun, ayva, dağ çileği, nar, yaban mersini, böğürtlen v.s.Güler yüzle merakımın farkında olan satıcının ''Denemek istermisiniz'' sorusuna karşılık ''evet'' dedim ve şeftali şarabından bir yudum aldım.Ondan sonrası şişeyi alıp sabun ve fırınlarından yeni çıkmış yerel ekmek kokusunun sardığı sokaklarının arasında şaraba devam etmekti ki zamanımız olmadığından İzmir'de evimin balkonunda bu keyfi sürdürmek için şarabı güzelce bir paket yaptırmayla yetindim.Avlunun tam ortasında küçük bir havuz ve ortasında Meryem Ana heykelciği vardı.Fakat herkez havuzun içinde bir noktaya bakıyordu ve merak edip yanlarına gittiğimde gördümki havuzun ortasındaki küçük deliğe bozuk para atıp dilek dileniyormuş.Cimri olduğumdan değil ama dilek dilemektense dua etmeyi tercih ettim.Arkadaşlarımın parayla umut satın alma düşüncelerine sen beşyüz kuruş attın digeri bir lira, öncelik bir liranın gülüşmeleri arasında kiliseye girdik.Taşı toprağı tarih memleketimle bir kez daha gurur duydum fakat bu kez gurur duymamı destekleyen restorasyon çalışmaları olmuştu.Aktif olmayan iki kilise vardı ve kiliselerin ikiside restore ediliyordu.

O kadar tırmanmaya hepimizden acıktım sesleri yükselmeye başlayınca küçük bir bahçe içinde üzerinde meyve desenli, naylon muşambalarla kaplı uzun masaların yanlarındaki tahta sandalyelere oturup ''Ohh'' çektikten sonra tereyağlı kıymalı, otlupeynirli, patatesli gözlemelerle ayranlarımızı istedik.Az ileride kokusuyla şaraba eşlik eden sıcacık yeni çıkmış ekmeklerden bir tane alıp ''Aman elim yandı sen böl, ben yapamadım sen dene'' telaşı içinde mis gibi köy ekmeğininde tadına baktık ve o an bu köyde kiralık bir ev bulabilirmiyiz diye gülüşmeye başladık.Şarabı, sabunu, ekmeği, meyvesi, sebzesi, ulaşımı, havası herşeyi doğal bu köyden sonra ilk metroya binişimde burayı anacağıma emindim.

Yolunuz düşerse mutlaka gezip görmeli, şarabıyla tadını damağınızda bırakmalısınız.Sevgiler...

 
Toplam blog
: 39
: 13407
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

26 yaşındayım. İzmir'de nefes al(r)ıyorum. Yaşarken yazamadığım için, yazarken yaşıyorum..