Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Adı Kolbastı, bana afakanlar bastı !

Adı Kolbastı, bana afakanlar bastı !
 

Yeni yeni tanımaya başladığımız KOLBASTI oyunu, meğerse 1930'lara kdar dayanıyormuş..


Son zamanlarda, hemen hemen her kanalda, birçok programda görüyorsunuzdur, şu meşhur “kolbastı” oyununu. Bu oyun her ne kadar folklorik bir oyun olarak kabul ediliyorsa da, başta Karadeniz kentleri ve yöreleri olmak üzere, şarkı, türkü söyleyenler tarafından da paylaşılamaz bir oyun haline geldi. Gençliğinde folklor oyunları ile ilgilenen ve halen de ilgiyle takip eden biri olarak, daha önce bu oyunu hiç görmemiştim. Daha doğrusu böyle bir oyunun olduğundan bile habersizdim. Eğer gerçekten folklorikse, neden böyle bir oyun şimdilerde gündeme taşındı ve bu kadar popüler oldu diye düşünmekteyim.

Ama her şeyden önce, böyle bir oyunun folklorik olması, Türk kültürü adına bir kazanımdır ama bunu herkesin kullanması, bu kadar popüler olması ve her kanalda, her programda kullanılması, her programda tepinen insanları görmek pek de iç açıcı bir durum değil benim için. Hızlı bir tüketici toplumu olarak, bence bu oyunu da hızlı tükettik ve fazlasıyla popüler oldu. Ama en kötüsü, bu yöresel oyunun popüler kültüre kurban gitmesi.

Biraz araştırdım, nereden çıktı bu kolbastı oyunu diye. Bulduğum bilgileri sizinle de paylamak istedim. Bakın neymiş bu Kolbastı oyunu?

Hemen hemen birçok yerde aynı bilgiler dolaşıyor. Bu bilgilere göre, Kolbastı’nın 1930’lu yıllarda ortaya çıktığı düşünülüyor. Bu yıllar, ağaların, beylerin, mahalle kabadayılarının epeyce fazla olduğu zamanlara dayanıyor bu tarih. Bu dayılar, ağalar, Trabzon’da, özellikle Faroz, Değirmendere, Arafilboyu, Boztepe gibi yerlerde, belki de eşkıyalık zamanından kalan mağaralarda alemler yaparlarmış. Bu dönemde, Kolluk kuvvetleri denilen askeri kuvvetler, bu alemlere baskınlar yaparlarmış. Alem yapanlar da, askerlere basılmayalım diye, muhtelif yerlere erketeler yani gözcüler/haberciler koyarlarmış.. Gözcüler, kolluk kuvvetlerini görünce, mağarada alem yapanlara haber verirler, onlar da hemen durumlarını değiştirirler, sessiz bir şekilde seslerini kısıp, otururlarmış. Daha sonra da, sesleri fazla duyulmasın diye, kısık sesle “Geldilerrr, Bastılarrr, Vurdularrr” diye şarkı söylemeye başlamışlar.

Askeri güçlerin basma eylemine de Kolluk kuvvetleri bastılar manasına KOLBASTI denildiği bilgisi var. Ama bir başka bilgi de şöyle. Dikkat ederseniz, oyunda yöreye uygun kürek çekme, yüzme, ağ atma, olta atma, ağ çekme, balık tutma gibi yerli insanların uğraşlarını simgeleyen hareketleri vardır. Bu hareketlerin de, Faroz'lu balıkçıların av sonrası bir araya gelip düzenledikleri eğlencelerde, Hoptek adıyla oynanılan sonradan Faroz kesmesi adı verilen böyle bir oyunun ortaya çıktığı ve böylece Kolbastı oyununun ortaya çıktığı ve Kolbastı türküsünden sonra popüler olduğu düşünülmektedir. Oyunun en eski adı olan Hoptek kelimesinin kökeni bilinmemekte Slav dilleriyle ilişkili olduğu da ileri sürülmektedir.

Klasik Karedeniz horonlarında çok farklı olan bu oyun, oldukça ilginç bir oyun. Belki de bu yüzden çok ilgi çekiyor. Fakat Kolbastı, Faroz Kesmesi ya da Hoptek Trabzon il merkezinde oynanılan bir halk dansının adı olmakla birlikte horon olarak adlandırılan geleneksel Karadeniz oyunlarından birisi değildir.

Bir başka kaynakta ise, Kolbastı adlı ezgi Nejat Buhara tarafından Giresun’da derlenmiş ve müzik repertuarına Giresun ezgisi olarak geçmiştir. İlk kolbastı kaydı ise taş plağa Giresun havalarını da büyük bir ustalıkla okuyan Göreleli Piçoğlu Osman Gökçe tarafından 1943 yılında yapılmış olup bugün bilinen ezgilerin tümünden farklıdır ve Hoptek oyununun orijinal kaidesi olması muhtemeldir. Bununla birlikte Karadeniz’de 9/8’lik kol oyunu havaları, 7/8’lik kol horonları, Trabzon'da dere boyu kavaklar, Giresun'da metelik olarak adlandırılan müziklerin tümüyle kolbastı oynanılabilmektedir.

Bugün kolbastı adıyla oynanılan oyun Anadolu'da kol oyunu olarak bilinen oyunlardan hem çok daha hızlı hem de figürsel ve adımlama tekniği açısından farklıdır. Kolbastıda yöreye uygun kürek çekme, yüzme, ağ atma, olta atma, ağ çekme, balık tutma gibi yerli insanların uğraşlarını simgelediği iddia edilen gelişi güzel hareketler vardır. Ama son yıllarda oyunun popülerlik kazanmasıyla daha da hareketli bir hal almıştır. Özellikle Avrupa Türkleri bu oyunu, oyuna yeni hareketler ekleyerek geliştirmişlerdir. Oynaması zevkli, hareketleri komik ama zor, izlemesi keyif veren bir oyun olan kolbastı, son dönemde Trabzonlu üniversite öğrencilerinin Youtube sitesinde yayımlanan klipleri ve bazı şarkıcıların meşhur Kolbastı şarkısını repertuarların alıp, kliplerin müzik kanallarında yayınlamaları ile birlikte tanınmaya başlanmıştır.

Bununla birlikte Anadolu'nun neredeyse her yerinde Kol oyunu, Kol horonu, Kol havası adlarıyla oynanılan halk oyunlarının varlığı bu tezin bir yakıştırma olduğunu düşündürmektedir. Kolbastının popülerleşmesiyle birçok kolbastı ekibi kurulmaya başlanmıştır. Bu ekipler; Trabzon, Ankara, İstanbul, Ordu, Giresun, Samsun illerinde kurularak kolbastının evrensel nitelik kazandığını gösterir birer delil gibi gözükse de, belirli bir kuralı olmayan, herkesin rastgele davrandığı ama çoğunun benzer hareketler olduğu da gözlemleniyor.

Bugüne kadar belki de, yöresel eğlencelerde oynanan bu oyun, bu kadar biliniyorsa, özü korunarak literatüre kazandırılmalı. Aksi durumda, popüler bir kültürün bir parçası olur. Umarım, sürekli olarak ekranlarda Kolbastı oyunu izlemek de insanlara afakanlar bastırmaz.

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..