- Kategori
- Şiir
- Okunma Sayısı
- 227
Adı yok barışın

Doğan bebeğimize adını verdik barışın
İki gün doyurduk / üç gün aç koyduk
Altıncı gün utandırdık yaşamdan
...Yedinci gün öldü açlıktan….
Sonra savaş verdik / bebeğin ilk adın.
Tanklarla toplarla ezdiler sapanlarımız
Henüz kozasından çatlamadan
Kopardılar al kızıl gülleri
Güneşten bile utanmadan. …
Nihayet ikiz doğdu bebekler
Birinin adı savaş
Diğerinin adını barış koyduk
Kardeşçe yaşanası bir dünya için,
Barışı çok sevdik
Unuttuk savaşı
Kendi etini kanattı tırnaklar
Kanatlarımıza ölüm düştükçe
Parçaladık yüreğimizi
Unutmuşuz kendi savaşımızı
Sürü kervanına katılmışız yaşamın
Her çoban kendi kavalını çalıyor
Her ağa kendi kırbacını
Ağrılarımın üstüne vura vura..
Ondandır yoksul yanlarımda
Amansız dolaşan bu ölüm
Acının gözyaşı /yol yol olmuş
...Yarına kanamakta
...Dünyanın yoksul yanlarında,
Gün ağarmadan / hançerlenmiş sevdalar
Üşümüş gülüşler asılmış / dişlenmiş dudaklara
Bizim sokaklarda / adı yok barışın..
Ağır hantal elleriyle
Gözlerini yumruklayan emekçi
Yitik bir bilinçle Kırık bir dirençle
...Kaldırıyor başını güneşe
Bilinmez değildir hiç bir şey
El gövdede kaşınan yeri bilir ya
Bizim ellerimiz bize yasak...
Saçlarında parçalanan
Doğaya can verenler
Koparılmış kendi toprağından
Kendi barışından bir haber
Kölesi suskunluğun..
Şimdilerde
Yüzünü yitirmiş insanlar yürüyor
Kendi gögün den uzak uçurumlara
Umutları sürgün avuçlarında
Ve adına barış diyorlar
İnsanı kahreden
Bu duyarsız yaşamın.
Abdullah Oral
Mayıs 2002
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
