Adım adım tarih: Bergama

Helenistik Pergamon Krallığı’nın başkenti Bergama, her bir adımında tarihe dair izler bulduğumuz bir kent olarak karşılıyor bizi. Ülkemizdeki uygarlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Bergama’nın antik dönemdeki adı ‘Pergamon’. Tarih öncesi dönemlerden başlayarak, Bizans’a kadar ulaşan geçmişi ile Bergama, dünyadaki tarihçi ve arkeologların daima dikkatle takip ettiği bir kent.

Ünlü tarihçi Heredot; ‘En yüce gök kubbenin altında ve dünyanın en güzel ikliminde’ kurulduğunu söylemiş Ege’nin başkenti İzmir’in. Beşbin yıllık bir geçmişe dayanan tarihi ile daima önemli bir yerleşim yeri olan İzmir’in başlıbaşına kendisi, keşfedilesi bir kent. Ama bu sefer dümenimizi; kentin tarihi ve doğasıyla dikkat çeken tatil beldelerinden biri olan Bergama'ya çeviriyoruz.

İzmir'in 90 km. Kuzeyinde yer alan bu sevimli ilçe, uygarlık tarihinin en eski yerleşimlerinden biri olduğuna dair izler taşıyor. Antig adı Pergamon olan ilçenin önemi, 150 yıllık Helenistik Dönemin en parlak kültür merkezi olmayı sürdürmesine dayanıyor. Bütün kente hakim Akrepol, oldukça dik,
300 m yükseklikteki bir tepenin üzerine kurulmuş. Ziyarteçilerin dikkatini Akrepol kadar, M.S. 2. yüzyılda kurulan Serapis Tapınağı, bilinen adıyla Kızıl Avlu da çekiyor.

Konumu itibarı ile hemen deniz kenarına düşmesede bu antik kent, hemen yakınında bulunan Dikilikent ile denize girip serinlemek isteyenlerin bu ihtiyacını karşılıyor.

Bergama’dan damağımda kalan lezzet, çeşit çeşit helvaları oluyor. Özellikle susamlı keten helvasının tadına doyum olmuyor doğrusu. Ayrıca tulum peyniri ve lokmasının tadına bakmadan da dönmeyin derim.

Bergama’da dokumacılık oldukça gelişmiş. Biraz halı kilim merakı varsa içinizde, bol çeşit bulabileceksiniz bu kentte.

Denizle-tarihi, kültürle-güneşi, tatille-bilgi birikimini birleştirmek isteyenlerdenseniz, Bergama bu anlamda doyurucu seçenekler sunan bir Ege kenti olarak çıkacak karşınıza.