- Kategori
- Siyaset
Adımını Geriye Atan Kaybeder, Ortaya Yeni Bir Türkiye Çıkar
- Başbakan’ın, “% 50’yi evlerinde zor tutuyoruz” ifadesi başlı başına irdelenmesi gereken bir cümledir.
- “%50”
- Dile kolay…
- Uzun yıllar boyunca hiçbir siyasi parti AKP ayarında bir siyasi başarı yakalayamadı. Çok partili rejime geçişle birlikte dikkate değer bir başarıyı, tek parti dönemine tepki nedeniyle Demokrat Parti gerçekleştirmiş olmasına rağmen, sonu hazin biten bir durum ortaya çıkmıştı.
- Demokrat Parti’nin seçim başarılarını dahi gölgede bırakan AKP ve Başbakan’ın bu gün gelmiş olduğu nokta, kabul etmek gerekir ki son derece trajiktir.
- Hemen şuraya bir not düşelim.
- AKP ve Başbakan…
- Bu iki yapıyı birbirinden ayırmakta fayda görüyorum. Zira AKP, parti olarak hiçbir şey ifade etmeyen bir kurumsal yapı! Recep Tayyip Erdoğan’ın başında olmadığı bir AKP’nin ülke siyasetinde herhangi bir ağırlığının olması mümkün değil. Mümkün değil, çünkü bakanlar ve milletvekillerinin ağzından çıkan hiçbir sözün toplum nezdinde bir ağırlığı yoktur. Son söz Recep Tayyip Erdoğan’dan çıkıyor ve Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıkan lafın üzerine laf edilemiyor.
- Son yaşanan olaylar Başbakan’ın psikolojisini epey bir bozdu. Hatta öyle bir noktaya geldi ki Başbakan ağzından çıkan lafların nereden gelip, nereye gittiğini dahi hesaplayamaz oldu. Gerçi şunu belirtelim ki Başbakan bu türden gerilim politikalarının ülke gündemine hakim olduğu dönemlerde epey nemalanmış bir siyasetçi. Belki de etmiş olduğu lafların sonuçlarını hesaplıyor ve hesabı gereği bu gün yaşananların sonunda yeniden nemalanma hayalleri kuruyor olabilir. Ne var ki hesap etmediği şey şudur ki Başbakan aldığı oya vurgu yaparak, “% 50’yi evlerinde zor tutuyoruz” lafıyla kendisine oy veren seçmen tabanının kendisine kayıtsız şartsız biat ettiğini sanıyor. Yanılgı dediğim şey tamda böyle bir şey olsa gerek.
- Başbakan dün gece Kuzey Afrika gezisinden döndü ve partililer ve seçmenleri tarafından havaalanında karşılandı. Başbakan’ın havaalanında yapmış olduğu konuşma yine o bildik ifadeleri içerir cinstendi. Ortamı gerdikçe geren, protestocuları hiçe sayan ve “Ben bilirim ve yaparım” türünden yaklaşımları içeriyordu. Daha da vahim olanı, “Biz” ve “Onlar” algısını yaratmasıydı. Ve taraftarları işte o en tehlikeli olarak nitelendirmiş olduğumuz sloganı atmaya başladı, “Yol ver gidelim, Taksim’i ezelim”.
- Bu işin sonu nereye varır?
- Bu işin sonunun nereye varacağını kestirmek güç.
- Bir tarafta siyasal iktidar marifetiyle yaşam alanlarının daraldığını, sosyal hayatlarına müdahale edildiğini (ki aynen öyle) düşünen ve ağırlığını kadınlar ve gençlerin oluşturduğu geniş bir halk yığını, diğer taraftan demokratik meşruiyetiyle halka, İslami referanslarıyla dine, yaptırım gücüyle devlete dayanmış bir Başbakan…
- Bir anlamda geri adım atanın kaybedeceği bir durum ortaya çıktı.
- Geri adım atan kaybeder ve ortaya yeni bir Türkiye çıkar.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..