Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '10

 
Kategori
Bayramlar
 

Adın Ahmet olunca işin zor!

İsmimin Ahmet olmasından dolayı çok mahcup olduğum zamanlar olmuştur.

Bayramın birinci günü de mahcup oldum bu yüzden.

Sabah erkenden uyandım. Facebook’u açtım. Bakayım sabahın ilk ışıkları Facebook’a nasıl yansımış diye merak etmiştim.

Bayram namazına da gitmeye niyetliydim fakat namaz kaçta bilmiyordum. Milliyet internette bulamadım. Sağ olsun Milliyet Blog’dan bir hanım arkadaşımız imdadıma yetişti!

“Saat yedi otuzda bayram namazı!”

Rumuzla yazan bu hanım arkadaşımızı görüp tanımasam “Ulan kadın isminde burada yazı yazıyor erkek namazını biliyor! Var bunda bir şey!” Derdim! (gene de şüpheliyim!)

Facebook dostlarımla vedalaşarak kalktım abdest aldım! (sanki ölüme gidiyorsun Ahmet!) Oğlumu çağırdım ama ses vermedi. Eski günlerim gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Gençlik zamanımda bir kere olsun babam beni “kalk Ahmet bayram namazına gidiyoruz!” diye çağırmamıştı! İnsan hak ve özgürlüklerine aykırı görürdü bunu! Hele de Pazar gününe az bir süre kala! Üstelemedim!

Birden hatırıma geldi! Çay vardı ocakta!

“Çay içilmeden gidilmez Ahmet!” Dedim kendi kendime! Fırından da ekmek alayım, karnım tok bir vaziyette bayram namazına gideyim! Fırından simit aldım dört tane! Balkona sehpayı çıkardım ve iki simidi kemal-i afiyetle yedim!

Yol kalabalıklaştı birden. A, saat sekiz olmuş! Komşular selam veriyorlar bana!

“Ne çabuk geldin Ahmet! Bayramın mübarek olsun!”

“Geç geldim erken çıktım! Sizin de!”

İnanan çıkmamıştır!

Oğlumun bilgisayarını sehpanın üzerine koydum hem yoldan hem Facebook’tan geçenlerle bayramlaşmaya başladım!

Sekiz buçuğa doğru telefonumda kayıtlı arkadaşlarımı aramaya başladım!

Bakıyorum şimdi, hangisi bayram namazına gider onu arıyorum! Milleti uyurken rahatsız etmeyeyim!

Dört beş Mümin kardeşimle bayramlaştım. Sonra aklıma hanımlar geldi. Onlar da erkencidirler!

Hanımlar erkeklerden daha centilmen oluyorlar! Kızmıyorlar!

“Günaydın! Bayramınız mübarek olsun!”

“Günaydın! Teşekkür ederim! Bozcaada’dayız!”

Milleti tatilinde uyandırdım!

Komutanımı aramak istiyordum ama telefonu eski telefonumda kayıtlıydı. Kızımdaydı o telefonum. Uyuyordu. Arasam da bakmaz telefona. Aklıma geldi! Damatta da vardı numarası. Rize’deydi! Aradım! Çaldı çaldı cevap vermedi numarası! Facede çevrim içi görünüyor hâlbuki! Meğer telefonun interneti açıkmış kendi uyumuş bayram namazından sonra. Telefonun sesini de duymamış.

Şiir dünyasından tanıdığımız bir arkadaşımızın bayramını kutlarken telefon kesildi. Ben en az iki dakika anlayamadım bunu. Konuşma sırası bendeydi çünkü! Baktım ha, hı, evet sesi gelmiyor karşıdan ne oluyor diye telefona baktım kapanmış! Hemen şarja bağladım telefonu. Bir dakika geçmedi çaldı!

“ Kusura bakma şarjım bitmiş! Yüzüne kapanmış gibi oldu değil mi?” Demesin mi?

Tarihi bir laf ettim orada!

“Bir daha şarjı bitikleri aramayacağım!” Dedim!

Abi iki dakika geçmedi telefon çaldı tekrar! Koştum balkondan içeriye gene!

“Gene ben aradım seni! Ne zaman önce sen beni arayacaksın kardeşim?”

Allah Allah, kim bu?

“Tanıyamadım sizi?”

“Tanımazsın tabi! Tanısan arardın! Unuttun bizi değil mi?”

Uyku sersemi desen değilim! Üç saattir ayaktayım! Telefonun sesi gür çıktığı için sesleri ilk anda alamıyorum. Ulan kim bu? Bir türlü hatırlayamıyorum!

Komutanım! Hatırladım!

“A! Komutanım sen miydin? Vallahi biraz önce arayacaktım seni! Şarjım bitti. Telefon şarjdayken sen aradın!”

“Şarjın bitmeden arasaydın ya!”

Tüm olanları anlattım!

İsmimiz en başta olunca ilk önce beni aramış! Allah’tan uyanıktım! Yoksa bir de öyle fırça yerdim! Öğleden sonra ben aradım komutanımı bir saat konuştuk. Oğlunun düğünü var Ekim ayının sonuna doğru!

“Gelmezsin!” Dedi!

“Geleceğim! “Dedim!

Geçen yıl da söz vermiştim, oğlum bir haftalığına izne gelince gidemedim! Ama bu kez kaçmaz! Gideceğim!

Aradan yarım saat geçti damat aradı.

“Abi bayramın mübarek olsun! Aramışsın uyuyordum! Sabaha kadar uyumadık. Bayramlaştım geldim biraz uyudum.”

Damada bana Abi diyeceksin demiştim! Baba maba anlamam!

“Kardeşim tam da uyuyacak zamanı buldun sen de! Senin yüzünden komutandan fırça yedim! “

Çocuk da şaşırdı!

Adım Yunus ya da Zekayi olsa komutan en son beni arayacaktı! O da öğleden sonrayı bulurdu! Damat da aramış olurdu, ben de komutanı aramış olurdum!

Olmadı işte!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..