Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Adını 'Huzur Odası' Koydum, İşte Kısa Öyküsü

Adını 'Huzur Odası' Koydum, İşte Kısa Öyküsü
 

Benim de artık köyde baba evinde bir odam oldu. Bu yazıyı da odamdan yazıyorum. İki pencerem açık, yeşillikler içinde bir köy, hafif akşam rüzgarı esiyor. Bu oda benim gençlik odam. 22 yaşına kadar burada yaşadım. Babam bu odada vefat etti, iki halam başında ağlaşıyorlardı. Namazlarını bu odada kılardı, bir köşede onu namaz kılarken izlerdim. Namazının sonunda kısa bir Kuran okurdu. Liseye giderken kızkardeşim Ayten ve ben bu odada köyümüzün İlkokul öğretmeni Ayşe hanımı misafir ettik. Bizimle güzel sohbet etti, Allah sağlıklı ömür versin.

Memuriyet nedeniyle gurbete gittim, her yıllık izinimde,hemen hemen her bayramda köyüme geldim Köyümün insanlarıyla hiçbir siyasi dini görüş ayrılığına bakmadam diyaloğ içinde bulundum. Çok hatıralarım oldu.Köyden arkadaşlarımla çok güzel günlerimiz oldu. Neşeli bir gençtim. Köyümüzün kahvessinde oyun oynarken yüksek sesle kahkaha atmıştım. Konu neydi kim bilir? Köyden Selami kahveye geldi,biraz uzaktı kahveye, ' gülmen ta bizim eve kadar geliyor' dedi. Köyümde genelde mutlu yaşadım. Şehirlerde görev yaptım, tabi ciddi yaşadım. Köyüme geldiğimde tabiri caizse makaraları boşaltırdım. Aşağıdaki kahvenin yanında salaş bir oda vardı. İşte o odada kurardık arkadaşlarla rakı masalarını. Muhabbetin dibine vururduk. Arkadaşlarım hepsi neşeli mutlu insanlardı. Çok konuşurlardı, ben pek konuşmazdım, dinlemede olurdum.

Çocukken mandalarımız vardı, onların çobanlığını yapardım. Şimdi emekli yine yaşam mücadelesine devam ediyorum. Sağlık sorunları yaşadım, yıllardır hap kullanıyorum, aksayan taraflarımız olduğunda hastanelerde boy gösteriyorum.

1,5 aydır köyümde bir odanın tadilat işini yaptırıyorum, hemen hemen bitti sayılır. Yıllardır metruk şekilde duran baba evimiz beni de rahatsız ediyordu. Sağlam yapısı vardı. Ben doğduğum yıl yaptırmış babam. Alt kısmı taş duvar, üst kısmı dolgu tuğladandı. Betonarme değil, ahşap ağırlıklı. Yazın serin oluyor. Beldemiz Filyos. Denizi kumu mükemmel, tatil beldesi aslında. Yeni yeni pansiyonlar açılıyor, otel yapılıyor. Filyos Projesi de hayata geçtiğinde bölgede ekonomik yönden canlılık olacağı muhakkak.

Önce evin içini tamamen temizlettim. Sonra elektrik ve su bağlanma işini hallettim. Odanın pencere ve kapılarını pimapen yaptırdım.Döşeme ve boyası da bitti. İnternetten karyola aldım. Facebookta paylaşım yaptım. İlk hediye geldi Ümit Kaya'dan 37 ekran televizyon. Hediyeler gelmeye başladı. Yaşar ablamdan perde, kardeşim Ayten'den yeni yorgan, çaydanlık takımı, leğen geldi. İffet Baladin'den cam tabak ve kase, Hacer Uzun'dan 4 kase, Fatma Bıçakçı yağlık, sirkelik, Ersan Kaya'dan pahalı bir ayna, Nuran Uzun deri kaplama bir tepsi göndermiş. Yeğenim Saniye Uzun yuvarlak kaliteli mutfak masası, Şenol Uzun güzel bir salatalık kasesi getirdi. Ramazan Uzun arkadaşım 2 çok amaçlı dolabımın montaj işini yaptı. Arkadaşım Celal Kaya elektrikli şofben alacağını söyledi. Facebook arkadaşım Fatoş Balat hanım Aygaz çakmağı almış. Ben söylemiştim ihtiyacım var diye öyle aldı. Yusuf Uzun Paşabahçe çay bardağı takımı almış. Köyümüğzün ilk futbol takımımızın başkanı Mahir Parlak çay ve su bardağı takımı almış. Has arkadaşım Ruhi Uzun Su ısıtıcı ve tabak almış. Evimizim bahçesinde büyük dut ağacı var, dalları eve doğru uzamış. Bu müşkülümü de köyümüz sakinlerinden Seyfettin Saka halletti. Ne ücret kabul etti, ne yemek ikramımı. Sağolsun Allah razı olsun. Gelelim Sabahat Köse Çakır'a. Şu anda yazamıyorum, bakalım ne yapacak, canı sağolsun, eşiyle başımın üstünde yeri var buyursun. Benim eşim gelmiyor. Bayrama kızlarım gelecekmiş. Şulr kapı ve pencere masraflarını üstlendi.Şeydanur da yer döşeme masraflarını karşılayacak. Bahçeye plastik bir masa ve 4 sandalye aldım. Misafirlerimi burada ağırlayacağım. Belki almancı bacılarımız gelir, bir çayımız bulunur en azından.

Düzce'deki evimden ayrılırken ortam limoniydi. 1,5 ay sonra gittiğimde hayret edilecek bir yumuşama ile karşılaştım. Artık benim bir huzur odam var. Bir kadının yaptığı her işi kendim yapabiliyorum. İsmail adındaki bu fakiri hafife almak pek hoş netice vermez. İnsanız, bir su bardağını kırabiliriz. Ama kıramazmışız,hayretler içinde kalmak diye buna denir. Şenol kiminle evlenmiş diye sayfasına baktım. Bir de ne göreyim, büyük harflerle yazmış 'VARLIĞIMIN KIYMETİNİ BİLMEYENİ YOKLUĞUMLA CEZALANDIRIRIM'. Bana kısmen uyuyor bu söz, çok anlamlı.İşte yıllardır İsmail i görememek böyle bir şey işte.

Bugün arabamla bazı eşyalar daha getirdim. 5-6 kitap getirdim.Oruç tutamıyorum,saatli hap kullanıyorum, yine de beni iftar yemeklerine davet ediyorlar. Bende unutkanlık da başladı,birini unuttum,en son Yusuf, anamın Kuran'ı var dedi. Ona gittim.Allah rahmet eylesin Döndü abla köyümün kadınıydı. Çocukluğumda köyde kınalar olurdu, ben de Döndü ablamın yanında dururdum hep,bir şeyler anlatır bana gülerdi. Allah rahmet eylesin.

Köyde çocukluk arkadaşlarım var, ilişkilerimiz bunca yıl hiç bozulmadı. Remzi Ruhi Filyos!ta oturuyor,Celal ve Ramazan köyde oturuyor. Bir gün sabah kahvaltıda ekmek yok,hap alabilmem için az da olsa bir şey yemem lazım, gittim bir hanenin ziline bastım,ekmek aldım,bir gün sigaram bitti, arkadaşım evinde uyuyor gece çalıştığı için, zile bastım, sigara istedim, 4 adet sigara verdi eşi. Arkadaşımla sonra konuştuğumda, ' niye paketin tamamını vermemiş' dedi.

Zaten bayramlarda eşim Ereğli'de annesine giderdi, ben de köyüme giderdim. Bu 1,5 ay zarfında eşime para göndermedim, o da istemedi. Bireysel emeklilik maaşı var, birikimi de var. Bu sefer gittiğimde para bıraktım, borçlarım olduğunu söyledim. Oğlan 200 metre ilerde marketten yoğur almaya gidecek, geldi arabanın anahtarlarını istedi. Mutlaka sitenin etrafında 2 tur atmıştır. Bir keresinde de site dışına çıkmak istedi, kabul etmedim. Değişik bir tip.Mesafeliyim zaten. Köyden arkadaşlara bir konuyu yüzlerine söylesem garanti gülüyorlar.Facebook ta yazsam küplere biniyorlar. En son Şenol'a çattım. Beni kınadığını yazmış. Şenolcuğum büyük kınanmaz, teessüf edilir.Masada çözeriz bir gün merak etme.

Bu hediyelerin içinde beni en çok duygulandıran Nuranın hediyesi oldu. Duymuş demek ki buradan çok teşekkür ediyorum kendisine.

Köyde bulunduğum sürede cenazelerimiz oldu. İkisine de Allah'tan rahmet diler,mekanlarının cennet olmasına dua ederim. Bir cenazemizde tatsızlık oldu. Köyde hep barişçı olmuşumdur, kavgalar ayırmışımdır. Olayın büyümemesi için hemen el koydum, bir tarafı cenaze evinden uzaklaştırdım. Olmaması gereken durumlar olabiliyor köy yerlerinde, üstelik yakın akrabalar.

Hayat böyle işte, gönlümün derinliklerinde yatanlar da bende saklı kalsın. Sezai Gökçe2ye dedim, hakkında blog yazarım, yazma dedi. Sevgimin karşılığı beni hayal kırıklığına uğrattı. Kimseden yapamayacağı ya da zor yapacağı bir şey istemem.Kredimiz var zannettiğimize müracaat ettiğimizde yanıldığımızı anlayınca emeklerimiz de boşa gitmiş oluyor. O zaman merhaba yeterli olurdu.

Yeni blog yazılarımı bahçede masada yazmayı planlıyorum.Uzun bir kablo gerekiyor. Röpartaj dalı da var. Bilgisine,fikrine güvenen buyursu bahçeye,bilgisayarımı açar sorarım cevabını anında yazarım,bittiğinde yayınlamaya sunarım.Anlaşıldı sanırım. Bir isim köyden SEZGİN SAKA buyur davet ediyorum,aydınlat hem beni hem okurları.

Fazla uzatmayayım,okuyan herkese teşekkür ederim.

 
Toplam blog
: 491
: 222
Kayıt tarihi
: 15.03.11
 
 

A.İ.T.İ.A Yönetim Bilimleri Fakültesini bitirdim. Kütüphaneci ve Maliyeciyim. Emekli oldum. İlgi al..