Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '10

 
Kategori
Eğitim
 

Adnan Menderes mi Çiller mi?

Adnan Menderes mi Çiller mi?
 

Televizyonda sokakta röportaj yapan gazeteci soruyor, “Memleketi Adnan Menderes mi, Çiller mi idare etmeli. Hangisi daha iyi idare eder?” Ve konuşanların çoğu “Adnan Menderes, bu işleri daha iyi bilir. Adnan Menderes...” deyip kesiyorlar.

Bu ve bunu benzer sormacalar halkın eğitim durumunun yerlerde süründüğünü ve komik bir düzeyde olduğunu gösteriyor.

Öyle ya siz, “Eğitimde şunları yaptık..bunları yaptık…” diye atıp tutuyorsunuz. Ama hem sokaktaki insanların durumu, hem de resmi uluslar arası yarışmalardaki durumumuz, eğitim bakımından nal topladığımızı açıkça gösteriyor…

Okulöncesi eğitim, eğitimin ön koşuludur. Artık olmazsa olmaz hale gelmiştir. Çünkü insan beyni o çağlarda hızla olgunlaşmaktadır, tam öğrenme ve toplumsallaşma çağıdır. O çağda çocuğu eğitimsiz bırakırsan ya da cahil annenin elinde bırakırsan, ondan sonra, “Memleketi Adnan Menderes idare etse… iyi olacak galiba.” diyenlerin sayısı artar. Nitekim artmıştır.

Okullaşma oranları bakımından Türkiye’deki resmi rakamlar şöyledir: Türkiye 2010 yılında okulöncesinde yüzde 38.55, ilköğretimde yüzde 98.17, ortaöğretimde yüzde 64.84 okullaşma oranına ulaştı. Bu resmi rakamlar ne kadar inandırıcı?

Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı, Batı dünyasında , %80-90 arasıdır . Bizde ise henüz %5-10’a doğru tırmanmaktadır. Bakmayın resmi rakamlara, onlara göre Türkiye’de cahil adam kalmamıştır ama reel gerçek ortadadır… sokaktadır. Onu her gün görüyoruz..

Üniversite mezunlarının genel nüfusa oranı da çok düşüktür. ABD’lerinde bu rakam %80 civarında iken bizde o kadar üniversite açılmasına karşın üniversite okullaşma oranı %8-10 civarındadır.

Böyle eğitimin böyle olur çocukları. Oğulları, kızları. TV’da dinleyin, seyredin. Gülün ağlanacak halimize…

Bu memlekette potansiyel suçlu olarak görülen kızlar okutulmuyor. İlkokulu bitirebilirlerse kendilerini şanslı görüyorlar. diğerleri Elif’i görse mertek sanıyor…

Köylü vatandaşlar eğitimle çok zor koşullarda karşılaşıyorlar. Durmadan taşınıyorlar. Başları dönüyor taşınmaktan… Taşınmayan köylerde ise, eskiden akıl danışılan bir öğretmen vardı, o da kalmadı.

Diğer yandan Radikal Gazetesi'nden Betül Kotan'ın haberine göre; imam hatiplerdeki öğrenci sayısı 1997’deki 28 Şubat sürecinin ardından en yüksek düzeye bu yıl ulaştı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitime geçilen 28 Şubat sürecinde öğrenci sayısı 396 binden 192 bine düşmüştü. İmam hatiplerin öğrenci sayısı her yıl azalarak 2002’de 71 bine kadar gerilemişti. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den sonra, imam hatiplere ilgi canlandı ve katsayı kararının ardından bu yıl tavan yaptı. Her yıl ortalama 15-20 bin artan öğrenci sayısı bu yıl 55 bin’lik bir yükseliş gösterdi. Şu anda imam hatiplerde 198 bin 581 öğrenci var. Bunların 104 bin 339’u kız öğrenci.

1958 yılında İmam Hatip’lerin sayısı 26'ya, 1969'da 71'e, 1997'de ise 600'e ulaştı.


Bu memlekette 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün yurtta eğitimin bilimsel esaslara göre düzenlenmesi ve yapılması ilkesi getirilmişti. Atatürk’ün ölümünden sonra bu Yasa çiğnendi. Bilimsel eğitim , yerini yavaş yavaş dinsel eğitime bıraktı… Böyle olunca da çocuklar, gençler, dünyadan ve gerçeklerden koptular.

Üstüne üstlük bir test esaslı “ sınav için öğretim” saçmalığı eğitimin başına bela olunca, hiç kimse bir şey öğrenmek istemedi, sadece test çözdüler. Bu yüzden gidin kitapçılara, artık ders kitabından çok test kitabı var. Neden? İşte çarpık eğitimin nedeni, o sorudan sonra başlıyor.

Sınav, sınav sınav… yahu, sınav bir ölçme aracıdır. Ama öyle değil, artık her şey sınavdan ibaret. İşte bu memlekette eğitim böyle çökertildi. Yerini dershanelere terk etti. Dersanelerde çoğunlukla kimler çalışıyor biliyor musunuz. Devlet okullarında öğretmen olamayan öğretmenler! Şu işi görebiliyor musunuz! Hayırlısı Allahtan.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..