Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '10

 
Kategori
Spor
 

Adnan Polat ve Aziz Yıldırım'ın mesajını okuyabilmek...

Adnan Polat ve Aziz Yıldırım'ın mesajını okuyabilmek...
 

Almanya’da bir dostluk maçı oynandı. Fenerbahçe ve Galatasaray nerede karşılaşırlarsa önemlidir. Bu maçın bir takım sonuçları oldu. Spor kamuoyumuz, herkes bir tarafından tutarak masaya yatırıyor.

Sonuçlardan bazılarını şimdi sıralayalım.

- Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarı maça birlikte gidebilir, aynı tribünlerde karşılaşmayı izleyebilir, sonrasında da nasıl geldiyse aynı şekilde evinin yolunu tutabilir.

- Kulübün başkanları, yöneticileri maçın önemi ve adına yakışan bir şekilde birlikte hareket edebilirler

- Fenerbahçe ve Galatasaray’ın futbolcuları dünyanın neresinde olursa olsun birbirlerine karşı aynı husumetle sahada mücadele ederler.

Sonuncu maddenin detaylarını tartıştık. Ancak birinci ve ikinci maddelerin öneminin üzerinden şöyle geçiverdik. Oysa bunlar detay değildi.

Dün Sn. Hıncal Uluç Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye gelenek halini almış yenilgisi ve sonrasında Arda ile Sabri’nin taraftarlarla tartışmasını merkeze alan ve bunun yönetimin zafiyeti olduğunu iddia eden önemli bir yazı kaleme aldı.

Şu vurgunun altını çizmek gerekiyor. Sn. Uluç, Galatasaray Başkanı’nın Fenerbahçe’nin Başkanı’nın yörüngesinde hareket ettiğini düşünüyor. Bunu da Sn. Aziz Yıldırım’ın tehditleri sonucu ortaya çıkan bir durum olduğunu iddia ediyor. Galatasaray’ın birkaç senedir çok ideal kadrolar kurmasına rağmen Başkanı’nın sahip olmaması nedeniyle çok ciddi başarısızlıklar aldığını ifade ediyor. Kısaca da “sen Aziz Yıldırım’la kol kola hareket edeceğine, git kulübünün haklarını savun” diyor.

Bu aslında her iki başkana da yapılmış büyük bir haksızlıktır. Başkanların özellikle bu sezonun ikinci yarısından sonra ortaya koydukları görüntü aslında medya tarafından çok fazla işlenmedi. Su yüzüne çıkarılmadı. Örneğin Sn. Polat’ın Fenerbahçe’nin bayan basketbol takımının şampiyonluğunu kutlaması, kupa töreni için salondan ayrılmaması çok önemli bir hareketti. Bir hafta öncesinde Fenerbahçe’nin kaybettiği kupa sonrasında da Aziz Yıldırım hem Trabzonsporlu futbolcuları hem de kendi takımını kutlamıştı.

Yine geçtiğimiz sezon Sn. Yıldırım Demirören’in en sıkıntılı günlerinde Fenerbahçelilerle verdiği görüntüler özellikle kendi camiası tarafından şiddetle eleştirilmişti.

Oysa başkanların en tepede yarattıkları bu havanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Galatasaray Başkanı Dostluk Kupası sonrasında, gazetelere yansıyanlar doğruysa, takımını eleştirmesi pozitif bir gelişmedir.

Galatasaray’ın (veya hangi takım olursa olsun) meselesi rakip takımla birlikte görüntülenmesi ya da hareket etmesi değildir.

Sn. Hıncal Uluç, Arda ve Sabri’yi delikanlı olarak görüyor, yaptıklarına anlayışla yaklaşıyor ve bu iki futbolcunun taşkınlığını önlemek üzere yanlarında neden bir yönetici olmadığını soruyor.

O otobüste neden yönetici yoktu bunu bilemeyiz, bir anlık boşluk olabilir ya da örneğin Fenerbahçe’nin teknik direktörü nasıl aynı zamanda sportif direktör olarak yöneticilik de yapıyorsa Rijkaard’ın da benzer bir görevli olarak orada olduğunu da düşünebiliriz. Rijkaard’ın futbolcusu ile arasında ne türden bir diyalog geçtiğini de bilmek mümkün değildir. Ancak 18 yaşını doldurmuş her insan gibi kişi yaptıklarından sorumludur. Dünyanın her yerinde protestolar yapılıyor. Brezilya milli takımı kendi ülkesinde nasıl karşılandı? İsimler önemli değildir, bugün Arda olur yarın Ferda; profesyonelce işini yapan kişiler “pardon delikanlılık işte, başımızda yönetici ağabeylerimiz olsaydı bu kadar kendimizi kaybetmezdik” özrünün arkasına saklanamaz. Herhangi bir meslek grubunda böyle bir taşkınlık yapabilir miydi genç arkadaşlarımız?

Tam aksine futbolcuların sahada ve dışarıda yaptıkları bu türden eylemleri hoş görmeyeceğiz.

İki sene önce Arda ve Semih birbirlerine yumruk attılar. Kuşkusuz bunlar saha dışında çok iyi de arkadaşlar ve o an bilinçlerini kaybettiler.

Ancak sporun kendisi bir bütün olarak başarılı olunan bir faaliyettir. Antrenmanlar sadece sahada 90 dakika ayakta kalmak için yapılmıyor; aynı zamanda mental olarak da dengede kalabilmeyi başarmak gerekiyor. Son ana kadar ayakta kalabilenler şampiyon oluyor.

Basketbol takımımızın geçen sene Avrupa Şampiyonası’nda grubunu yenilgisiz tamamlayıp kalan takımlar arasında sonuncu olmasının nedeni de budur. Takım olarak o yükün altından kalkamadılar. O devamlılığı sağladıkları gün Türkiye’ye bütün takımlarımız şampiyon olarak dönecektir.

Yıllardır Fenerbahçe-Galatasaray maçlarındaki gerilimi düşürmek için bu kadar kafa yoruyorken; yöneticiler aralarındaki sorunları kendi dillerine uygun bir şekilde çözümlüyorken, taraftar farklı ülkelerde olsa da başka bir tavır sergilemeye çalışıyorsa o zaman bütün bu görüntüyü bozan şeyi masaya yatırıp onu tartışacağız.

Burada temel mesele Galatasaray ya da Fenerbahçe değildir. Meseleyi Galatasaray merkezine alarak ve Fenerbahçe’yi dışarıda bırakarak (ya da tam tersi) hatta başkanını suçlu göstermeye yönelik cümleler kurarak yan yana, kol kola maç izleme rüyasını gerçekleştiremeyiz.

Aziz Yıldırım ve Adnan Polat Türkiye’ye çok doğru fotoğraflar vermektedir. Ancak bu fotoğrafların dile de gelmesi gerekiyor.

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..