Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '07

 
Kategori
Anılar
 

Afedersiniz beyim. I

Afedersiniz beyim. I
 

Afedersiniz beyim herhalde sizinle ilgili, bu bey amcanın işi. Rasim bizim bölümün odacısı idi. Bakmayın her iş elinden gelir. Emekliliğine 5 sene kalmış. Dairede danışma memuresi doğum izine çıktığı zaman onun işini bile yapmıştı.

Buyur bey amca diye sordum, elinde ki davet mektubunu gösterdi. Mektubu elime aldığım zaman kendi elimle işaretlediğim, kırmızı çarpıyı gördüm. Bakalım bu işi nasıl doğrultabilecektim. Bey amcamızı karşımıza oturtup sormaya başladim.

-Yurt dışında senin bir tanıdığın, kardeşin veya eşin filan çalışıyormu ?

-Yok beyim o senin dediğinde ne ki?

Durun size bu davet mektubun öncesini anlatayım. Yoksa hiç birşey anlaşılmıyacak. Ben İş ve işçi bulma kurumun da yurtdışı servisinde çalışan bir devlet memuruyum. İşe başlıyalı asaletim geldikten sonra 6 aylık bir memur. O zamanlar personel kanunu da çıkmamıştı tahsil den çok, senelere göre maaş bordrosun da, adı geçer bir para alabilirdin. O zamanlar başlangıç 300 asaletin geldikten sonra 350 lira eline net geçerdi. Tabii bu değil bizim konumuz.

Bir öğle vakti bir genç yanıma geldi. Afedersiniz beni kısım şefi gönderdi. Bu evrak sizin bölümle ilgili imiş. Evrağa baktığım zaman Hollanda dan bir Firma bir vatandaşımızı işçi olarak davet ediyordu. Okuyabildiğim kadarı bu kadar. Niye diye soracak olursanız, evrağın üzerinde yazıdan çok yemek lekeleri. Aklınıza gelebilecek kadar pislik. Kendisine nereden bulduğunu sorduğum zaman, işe bu gün başlamış. Kendisine verilen masayı temizlerken ondan evvelki memur arkadaş çekmecisine sermiş bu evrağı içerikliğine bakmadan. Teşekkür ederek evrağı alıp yeni bir dosya açarak altına kaşeyi basıp işleme aldım. Artık çöp kutusuna atılma imkanı kalmamıştı. Evrağın üzerindeki Tarih 1 seneyi geçmişti. Davet eden Firma çoktan yerine adam almıştı bile. Ya o daveti bekliyen vatandaş. İşte karşımda oturan bey amca o vatandaştı. Belli ki amca bey Hollanda kelimesini bile hayatında ilk defa duyuyordu. Bak amca bey dedim seni Hollanda' da bir Firma davet etmiş. Sen kimseyi tanımadığını idda ediyorsun. Biraz suratını buruşturdu belki de Hainz olur mu acaba tanıdığım tek yabancı o. Evrağın altındaki isim amcanın söylediği isimle bağdaşıyordu. Anlatmaya devam etti.
Bu adam bahçesine kuyu kazdıracakmış çarşıda beni söylemişler, beyim benim üzerime yoktur hani. Gittim baktım 150 liraya pazarlık yaptık. 3 günde işi bitirdim. O da bana 150 lira verdi ama bizim paraya benzemiyordu. Ama Hainz efendi değince çıkarttı bir 50 lik daha verdi. Ben bunu ne yapayım deyince bankaya götür Türk parasına çevirsinler. Anlamamıştım ama sağol dedim. Bankanın yolunu tuttum. Abov Banka bana neredeyse 1000 liraya yakın para verdi.Vah Heinz efendi dedim. Hesabı şaşırmış adamcağız. Bir de kalbimden beni kandırcık yaptı sanmıştım. Doğru Heinz efendinin evini tuttum. Beyim sen beni yanlış anlamışsın ben sana Türkçe para 150 demiştim. Buyur bu senin paranın üstü. Tövbe valla beyim kursağımdan daha haram geçmedi hele yabanın parasımı geçiçek. Adam bana öylece baktı benim yanımda çalışır mısın diye sordu. Bende niye olmasın beyim dedim. Adresimi almıştı. Başka da kimseyi tanımam beyim.

Eğer yövmiye bir iş varsa her şeyi yaparım diyordu.
Karşımdaki amca. Ne yapacağımı şaşırmıştım. O zaman dedim sen 3 gün sonra öğle vakti bana gel. Eline de benim kartımı verdim. Öğle tatilinde daire kapalı oluyordu, kartı eğer gösterirse içeri alacaklarını söyledim. Amca teşekkür ederek yanımdan ayrılırken. Ben kara kara düsünmeye başlamıştım. Bu haksızlığı nasıl düzeltecektim.

Ne dersiniz devamını yarına bıraksak. Biliyorum sizin de yapacağınız bir sürü iş var.

Saygılarla.

 
Toplam blog
: 271
: 1289
Kayıt tarihi
: 20.02.07
 
 

Bütün canlıları seven, kendi penceresinden yaşamı anlamaya çalışan, onlardan bir şeyler öğrenmek ist..