- Kategori
- Felsefe
Afedici olmak mı olmamak mı?
Bazı insanlar vardır, hayatınızdan çıkarmak istersiniz bir türlü çıkaramazsınız. Bir yanlış yapar size, pek umursamak istemezsiniz teğet geçmeye çalışırsınız. İkinci bi yanlışında, gem vurmaya çalışırsınız kızgınlığınıza, "Of artık" deseniz de bir türlü hayatınızdan çıkarmak istemediğinizden dolayı afedersiniz, yanlışını görmemeye çalışırsınız çünkü yaşam diliminin en önemli dönemi olan çocukluk yıllarını onunla geçirmişsiniz. İlk çamurdan oyuncak arabaları onunla yapmışsınız. Körebe oyununda, saklambaçta rakip oyuncular karşısında arkadaş olarak her defasında onu seçerek yanınıza almışsınız. Erik, kiraz, armut hırsızlığı için beraber tırmanmışsınız ağaçlara. Oyun oynarken diziniz burkulduğunda, anlatımı zor olan acı içinde kıvranırken yanınızda o olmuştur veya benzer bir acı durumunda siz onun yanındaydınız.
Fakat, üçüncü yanlışında, sizi yok sayabilecek bir hareketinde artık canınıza tak etmiştir. "Yetti artık!" dersiniz. "Çekemeyeceğim artık bu insanı" deyip, sitemler edip hayatınızdan çıkardığınızı ilan edersiniz kendisine, ta ki sağlık durumu söz konusu olana dek. Oysa size yapmış olduğu yanlışların toplamı sonucunda onu bir daha görmek istemediğinizi beyninizin köşesine yazmıştınız. Onu asla afetmeyeceğinizi söylemiştiniz.
Ama öyle olmuyor. Onun sağlık problemiyle karşılaştığını öğrenince yüreğinizin sesini dinleyip herşeyi unutuyorsunuz. Arıyorsunuz, yanında olmak istiyorsunuz..
Buna salaklık mı dersiniz, aptallık mı dersiniz, ne derseniz deyin ama sağlık durumu söz konusu olduğunda benim bütün yelkenlerim iniyor.
Öfke de duysam, sinirlensem de, hayatımdan çıkardım seni desem de, sağlık probleminde nedendir bilmem hemen afedici oluyorum.