Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Afrika raporu - 1

Afrika raporu - 1
 

Aslanların ceylan yediği 'kurak ülke' imajına kanmayın. Dünyanın en bereketli topraklarına sahip.



Birleşmiş Milletler, hükümetlerin temel hizmetleri sağlamakta büyük güçlük çektiği Afrika ülkelerinde nüfusun bir milyarı geçtiğini bildirdi.

Bu haberi okuyanlar önemli bir gücün dünya stratejisinde göz ardı edildiğini yada üzerine hesaplar yapılan önemli bir gücün aslında fazla önemsendiğini düşünmeliler. Bir ihtimal olmanın ötesinde gerçekçi yaklaşımlar bunu gerektirir.

Kim bu göz ardı edilen ve fazla önemsenen iki güç?!
Bir milyarın üzerinde bir nüfusa sahip olan Çin her fırsatta dile getirilirken, buna yakın nüfusu ile Afrika gözden kaçıyor yada kaçırılıyor.
Çin ile ilgili kaygılar herkesin paylaştığı ortak kaygılar halini almış.
İçinde yaşadığımız krizin ABD ile Çin arasında yaşanan finans savaşı olduğunu artık çoğumuz kavradık. ABD elindeki kontrolsüz parayı bir beysbol sopası gibi Çin'in (aslında Asya ülkelerinin) kafasına indirdi. Ama Çin'den gelen tepki çok sert oldu. Çin, ABD'nin elindeki sopayı alıp... (buradan sonrası çok pis bir mecraya giriyor) Sonuç ABD için çok acı oldu. (Acı devam ediyor...) Zaten bankalar ve finans şirketleri ABD'nin milli hastalığı olan obezite etkisi altına girmişti. Hımbıllıktan hareket kabiliyetini yitiren bu dev para balonları kendi gövdesi üzerinde yuvarlanan bir varil gibi hareket edebiliyordu. Dinamizmi tamamen kaybolmuştu. Obezitenin şişirdiği finans kuruluşları ve bankalar otoyola düşmüş domatesler gibi parçalanıp her yere sıvaştılar. Amerikan yönetiminde bulunan (Bu rezil durumun müsebbibi) Cumhuriyetçi hükümet dönemini bitirip yerini Demokratlara bıraktığında facianın gerçek boyutları daha ortaya çıkmamıştı. Demokratlar da zafer sarhoşluğu içerisinde durumun farkında değildiler. Alkolün etkisi geçip promilin azalması ile birlikte beyinlerine tekrar kan gitmeye başladı. Gözlerini açtıklarında kendilerini pisliğe batmış bir ülkenin iktidar koltuğunda oturur halde buldular.
İşte bu hezimetin galibi, Zorro gibi kamçısını şaklatarak, bir eli belinde bağıran, "Hey yaa hoo!" Diyerek zafer naraları atan kahraman.
...
Göremediniz mi?
Biraz daha aşağı eğilin.

İşte o ufaklık Çin ekonomisinin ta kendisi. Çin, hiç bir plan ve program çerçevesinde olmayan, tamamen refleksleri ile ürettiği tepkileri değerlendirerek bu başarıyı kazandı.
İnek şaban ile Bruce Lee karışımı bir Sakar Şakir Kung-Fu'su da diyebilirisiniz...


Buraya kadar her şey normal. Tombul oğlan ile yerden bitme bücürün dövüşü. Türk filmlerinde de dünyanın herhangi bir yerinin filmlerinde de hep bücürün kazandığı bir final vardır. Bu senaryoyu elli defa gördüm.
Ama film burada bitmiyor. Arka sokaktan gürültüler geliyor...
Dünyanın unuttuğu; belgesel filmlerinde aslanların ceylan yediği kurak ve sarı düzlüklerden oluşur zannettiği büyük bir Afrika var.
Bir milyarlık nüfusu ile Çin ve Hindistan gibi bir güç. Bu güç, Çin'in sosyal yapısına göre çok daha esnek. Rahatça batı tarzı bir modele uyum sağlar. Hatta bazı yönlerden bunu başarmış ve başarmakta olan kesimleri de var.

Mesela Mısır!:
Türkiye ile pek bir farklılığı olmayan Mısır'da krizden canı yanan Türk yatırımcıları iş tutuyorlar.
Liberya, Sudan, Cad ve Etiyopya umutsuz. Zaten Aden Körfezinde yaşanan korsanlıklar da bu umutsuzluğun göstergesi.

Nijerya:
Nijerya batılı petrol şirketlerinin gölge hükümetler ile yönettiği bir ülke. Diktatör, bu şirketlerin jandarmasında başka bir şey değil. Bir gün ABD buraya demokrasi getirir mi diye bekleyenler avucunu yalasın. Zaten ABD şirketleri egemenlik sürüyor. bu ülkenin tek kurtuluşu halk ihtilali. (Onu bilen yönetim halkın canına okuyarak bu ihtimali egale etmiş durumda) Nijerya'nın tek kurtuluşu petrol geliri. (Petrol ayrıca Nijerya’nın mevcut kötü kaderinin de sebebi) Petrol gelirlerini artık halkının yararına kullanmaya başladığı gün bu kaderden kurtulur.

Afrika’yı saymışken Libya'yı geçmek olmaz:
Üsteğmenden bozma bir albay tarafından 40 yıldır yönetilen ülkede birkaç yıl öncesine kadar batı ülkelerine hırlayıp duruyordu. Bu hırlamalar nedeniyle kafasına birkaç defa ABD donanması tarafından bomba da atıldı. Bedevi imajı vermeye çalıştığı için hayatını çadırda geçiriyor görüntüsü veren çakma albay, aslında lüks sarayında sefa sürmekte olduğu için bomba ile öpüşmekten kurtuldu. Bir dönem Türk Başbakanına da 'askerim' diyen ve küçültücü tavırlar ile karşılayan albay, bu sıralar iktidarının 40ıncı yılını kutluyor. Başkente kurduğu devasa çadır-sahneyi, milyar dolara yakın bedel ödeyerek Avrupa'dan prodüksiyon şirketlerinden kiraladı. Saltanatını kutlamak için organize ettirdiği şenlikleri gerçekleştiriyor. Peri padişahı ayaklarına lüksün şatafatın curcuna ile karıştığı kültür çorbası büyük bir festival yapıyor.
Korsanları ve terör örgütlerini desteklemeyi kesip mağdurlara iki milyar dolar ödeyip zeytin dalı uzatmasının altında elindeki petrolü satacağı pazarlar oluşturmanın yanında yaşanan büyük sanayi göçünden pay alabilme umutları da var.

ABD ve AB ülkelerinin de Türkiye’de olduğu gibi zoru gören sanayici kuyruğu kıstırıp daha ucuz ülkelere kaçmayı tercih ediyor. Avrupa ülkelerindeki sanayiciler de yanı başlarındaki Libya, Cezayir, Mısır gibi ülkelere gözlerini dikmişler.

İşte Libya bu pazarda üzerine yapışık duran kara lekeyi silmeye çalışıyor.

* * *

Afrika ülkelerinin durumundan söz ettikten sonra Afrika olgusunun Çin ile kıyaslanması için üç basit kriteri de ele almakta yarar var:

1- Afrika'nın, ‘dünya ekonomi pastası’ üzerindeki pay hakkı en az Çin'in hakkı kadar. Ve bunu alma yolunda kararlı adımlarla yürüyor. Buna karşılık Çin nüfusunun büyük bölümü 20 asırdan fazladır süregelen bir yaşam kültürüne sahip. Bu durağan kitleyi sisteme entegre etmek zor. Afrika nüfus olarak -özellikle Arap olmayan kesim- ABD ve Amerika kıtası ile ilişkili.

2- Afrika'da hükümetler ve toplumlar arasında bir tutarlılık olmadığı için ortak bir davranış rejimi yok. Çin aynı nüfusta bir kitleyi tek elden yönetiyor.

3- Afrika çok hızlı bir üreme oranına sahip. Birleşmiş Milletler verilerine göre; “Şu an için bir milyarı geçen nüfusa sahip” ve “2050 yılında iki milyarı devirecek”. Ve asıl önemli olanı: 2015 sonrasında Afrika nüfusu Çin'in üzerine çıkacak.

SONUÇ:
ABD, Avrupa ülkeleri yada pastadan hakkının üzerinde pay alan ülkeler bu ekstra paylarından mahrum kalacaklar. Bu gün için sanki geçinemez ve kendine yetmez görünen ‘zavallı batı’ daha da zavallı ve acınası bir hale gelecek.
Üçüncü dünya ülkeleri madenleri, enerji kaynakları, tarımsal potansiyeli, hayvancılığı ve en önemlisi geri-kalmışlık yüzünden bozulmamış doğası ile modern batının batışını doğudan seyrediyor.
Zaten emperyalizm de; bu paylaşmada yaşanan dengesizliği adı değil mi?

Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..