Afro Afro Aforizmalar VII (Sanadolum Kayağa Sararken)

Hayat bir rakı şişesi değildir değen!

Hayat bir rakı kadehidir! Neden? Çünkü artık şişe almaya gücümüz yetmiyor değen! Ayriyetten ve zahmeten benim geğirtilerimin maydanoz kokusunu beğenmiyormuşlar komşular!

Yahu maydanoz neydi Taşim? Her lâfın içinde biten o ot muydu? Abi o zaman böreğe niye koyuyorsunuz? Börekten prompter çıkmış diyollar ya, doğru mu? Ne “ompter” muhterem?

Sütün şahsen ben zeki,  cıvır ve ağlaklı olanını seviyorum.

Tabii arada bir kıymalı pide yemek göz zevki açısından önemli. Çünkü gözü dinlendirir. Geçen benim hala oğlu doktora gitmiş bir buçuk kuşbaşılı yazmış. Pideyi alıyormuşsun, iki gözüne birer dilim yapıştırıyorsun.

 O sırada yalnız arkadan akil fantezi müzik çalacak ki aklına kötü kötü laforizmalar falan gelmesin. Şahsım adına ben Nihat Doğan dinlemeyen seçkinci gayretlerin içinde olmak için uğraşanların içinde olmak için sürdürülen gayretlerin tuzağına düşmemek içinde olacağımı oluyorum. Ha bundan siz ne anlarsınız, onu ben bilmem. Kılemaya sorarsınız cevabı alırsınız.

Ne diyordum? Halka “mal” olmuş bir kanatçıyı dinlerken bir yandan da “Aynı gözün kılıyız biz!” şarkısını mırıldanırsanız, ister inanın ister inanmayın öyle bir pishal oluyorsunuz ki bir haftada dokuz kilo garanti!

Türkiye’de okuma süresi yıllık  kişi başına 16 saniyeymiş. Bu da bizden size bilgi olsun!

Yalnız neden “dişi başına” hesaplanmamış onu bilemiyorum. Yani hanım kardeşlerimizi burka burka burkalamak gayreti içinde olan canım kardeşlerimin pili bütünlük ve  gemokrasi gayretlerinin içinde olacağımızı, olduğumuz ve olmamız gerektiği anlamını anlamamak gayreti içinde olanlarla asla içinde olmayacağız!

Dümende bir başkan olacak! O başkan da bütün dümenlerin başı olacak! Dümen başı olmak isteyenlerin, badem gıyıklı, kurbanlı, tabletli bir kindar totoları ile müracaata şey etmeleri dönemle buyurulur!

Gözünüzdeki kuşbaşılıları da yiyin artık! Onu da mı ben söyleyeyim ya?