- Kategori
- Gündelik Yaşam
Afyon'da acılı pasta
Can sıkıntısından deliriyordum evde. Eniştem kolumdan tutup zorla bilgisayarın başına oturttu. Eniştem... İlker Konar. Milliyet Blog diye bir yer var dedi. Beni zorla kaydetti sayfaya. Ağustos ayıydı. Kanser teşhisini yeni koymuşlardı. Kendi de kaydolup bir kaç blog yazdı. İlk günler yarıştık hatta. Beni çok okuyorlar seni az okuyorlar diye takıldık birbirimize. Hastalığıyla azimle savaştığı günlerdi. Kaybetti. 20 haziran günü teslim oldu kansere. Çaresiz bakakaldık ardından. İki yıl savaştıktan sonra elimizden kayıp gitti. Gün be gün seyrettik eriyip gitmesini. Son gece ablama bakıp "kurtar beni" demiş. Bilmiyorum nasıl döneceğiz hayata. Boğazımda bir düğüm. Bütün yeteneklerimi elimden aldılar sanki. İlker... Ablamın kocası... Benim ağbeyim... Diyecek birşey yok.
23 Haziran ablamın yaşgünüydü. Bir pasta alıp gelmiş birileri. Ömrümde yediğim en acı pastaydı. Afyon kalesini gezdirecekti bana. Bu kış iyileşecek beraber taile çıkacaktık. Afyon'dayım. Kale bana bakıyor ben kaleye. Uğurladık İlker'i. Söz kalmadı.
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=7540
23 Haziran ablamın yaşgünüydü. Bir pasta alıp gelmiş birileri. Ömrümde yediğim en acı pastaydı. Afyon kalesini gezdirecekti bana. Bu kış iyileşecek beraber taile çıkacaktık. Afyon'dayım. Kale bana bakıyor ben kaleye. Uğurladık İlker'i. Söz kalmadı.
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=7540