Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '12

 
Kategori
Güncel
 

Afyon’daki patlama... Bakanın kanaati, paşanın kuşkusu...

Afyon’daki patlama... Bakanın kanaati, paşanın kuşkusu...
 

Kime inanacaksınız?

Diyelim ki, bir futbol maçında, takımlardan birinin “hükmen yenik” sayılmasını gerektirecek bir durum var. Bunu işin uzmanını sayılacak eski bir hakeme mi, yoksa herhangi bir bakana mı sorarsınız?

Tutun ki, Bakan, “Hükmen yenik sayılmayı gerektirecek bir durum olduğuna kesinlikle inanmıyorum, benim kanaatin bu.” dedi. Kalkıp da, “Bakanın dediğine saygı duymak zorundayız” mı diyeceksiniz?

Dediğiniz zaman, “Bakanın dediği doğru” anlamına gelir.

Gelelim, 25 askerin şehit olduğu Afyon’da askeri cephanelikte meydana gelen patlamaya. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, patlamayla ilgili olarak hemen hükmü verdi:

“Tamamen bir kaza olduğu konusunda ben de kesinlikle mutmainim"

Bakan Bey’e göre, bu patlama, “Tamamen bir tasnif, sayım yapılırken meydana gelen bir kaza” sonucu. Böyle patlamalar da, Pakistan ve  Hindistan’da da olmuş!

Genelkurmay ne diyor?

Orman ve Su İşleri Bakanlığı var ya...

*****

CNN Türk’ün yayınına katılan Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk, uzman/ asker gözüyle eleştiri yapıyor:

"Akşam 21.15'te sayım yapılmaz. Bunun uzmanlıkla ilgilisi yok, sıradan herhangi bir asker de sayımın bu saatte yapılmayacağını bilir. Gecenin o vaktinde suni aydınlatma lazım. Sonuçta savaşın ortasında değilsin ki, niye bu saatte yapıyorsun?”

“El bombası” yere düşmekle patlar mı?

“Bu, yumurta gibi kırılabilir, patlayabilir bir şey değil. Bu mühimmat, savaşın en çetin koşullarında, mesela araçtan mevziye fırlatıp attığınız zaman patlamayacak şekilde dizayn edilmiştir. Ambalajı böyle korumalıdır. Kolayca patlaması söz konusu değil. Birinin pimini çekmesi lazım. Bunun için de bombayla fünyenin birleştirilmiş olması lazım. Şu olabilir; bir er merakla kurcalamış olabilir. Karanlıkta herkesi kontrol edememiş olabilirsiniz. Ama birisi kasıtlı olarak da bunu yapmış olabilir.”

Haldun Solmaztürk, “Geçmişte örnekleri yaşadık. Karakollarımızdan ayrılıp PKK’ya katılanlar oldu. Bunlar gözardı edilemez. Olay kazadır da denemez, kaza değildir de denemez.” dedikten sonra, Veysel Eroğlu’na tepki gösteriyor:

“Bu nedenle ben şahsen, sayın bakanın daha olayın üzerinden 24 saat geçmeden, böyle bir açıklama yapmasını yadırgıyorum. Bunun idari ve adli soruşturmayı baskı altına alıcı hatalı bir tutum olarak görüyorum.”

*****

Kime inanacaksınız?

Veysel Eroğlu, “Tamamen bir kaza olduğu konusunda ben de kesinlikle mutmainim"  demekle yetinmiyor, bir erin yatsı namazını kılmak için dışarı çıktığını, kurtulduğunu söylemeyi de ihmal etmiyor

Bakan, KDV’si içinde mesaj veriyor!

Bakanlar, Gaziantep’te olduğu gibi, öne çıkacak, ayak üstü açıklama yapacak. Gerçek uzmanların yanında, kendilerini uzmandan sayan kimileri de konuşacak...

Gel de için içinden çık!

“Kanaat”e dayalı hüküm verme, bu yolla “aklama” ya da “mahkum etme"  kural olursa/ görülürse...

Ne denmeli?

Niye “idari ve adli soruşturma” beklenmez ki?

Şehitlere saygı...

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..