Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

Afyon patlaması: Sabotajcılar patinaj yaptılar!

Afyon patlaması: Sabotajcılar patinaj yaptılar!
 

İnanın şu yazıyı yazarken bile kendi vicdanımla mücadele ediyorum.

Bir tarafım; orada genç fidanlar baharlarını göremeden soldular, ocaklara ateş düştü, acılar daha  çok taze; acaba bir reyting hesabı algısı oluşur mu diye beni uyarırken...

Öbür tarafım; bu acıları bırakın reytinge, siyasi ranta dönüştürmeye çalışanlar, dilleri aksini söylese de içlerinden halay çekenler var; bunları da deşifre etmek bir vatandaşlık borcudur diyor.

Bizim vicdanlarımız sızlıyor da onların vicdanları nerede?

Bu kadar mı iktidar hırsı olur, bu kadar mı insan gözlerini ve vicdanlarını karartır?

Özden Örnek günlüklerinden öğrendiğimize göre; kış dönemi YAŞ toplantılarından önce YAŞ üyesi komutanlar Ak Parti iktidarına ayar vermek için 3 Aralık 2003'de kendi aralarında toplantı yapmışlar. Komutanlardan birisi, ekonomi çok kötü, İMF'ye bağımlıyız, perişan oluruz gibi bir şeyler diyecek olmuş, laiklik elden gidiyor diye hemen itiraz etmişler. Yani isterse açlıktan ölsün insanlar!

Yine Ergenekon sanıklarından ikisinin dinlemeye takılan konuşmalarında; biri diğerine, "Ak Parti'ye kapatma davası açılırsa kesin ekonomik kriz çıkar" diyor. Yani iktidar düşsün diye ekonomik krizi dört gözle bekliyorlar!

Bunlar Türkiye'nin tuzu kuru azınlıkları. Türkiye Cumhuriyetini kendilerinin kurduklarını, kurucu iradeyi temsil ettiklerini ve dolayısıyla Türkiye'nin kendilerinin olduğunu sanıyorlar.

Sırf kendi iktidarları için gözleri hiçbir şeyi görmüyor. O kadar ki, Danıştay saldırısında olduğu gibi, provokasyon için kendi ideoloji arkadaşlarını bile öldürebiliyorlar!

Ama el insaf! 

Askerlik ocağında yani anadan babadan uzak gariplik yurdunda, kutsal vatan borcu için, 25 ana kuzusu şehit düşüyor, sizler bundan yağ çıkarmaya çalışıyorsunuz!

Amiyane tabirle: Keçi can derdinde, kasap yağ derdinde!

Afyon Patlaması olduğu gecenin sabahında haber kanallarının birinde uzmanlar konuşturuluyor ve olay aydınlatılmaya çalışılıyordu. Ben de ilgiyle izledim. Önce ekranda ilk kez gördüğüm genç bir bilim adamı çıktı ve olayın kaza olabileceği yönünde görüş bildirmeye çalışıyordu ki, Ergenekon davalarından yüzünü sık sık görmeye alışık olduğumuz bir emekli subay sırasını zor bekledi; bir hışımla konuşmaya başladı ve "Bilim adamı şüpheci olur. Sen nasıl kararını hemen verebilirsin" diye ona sataştı. Sonra geçmişte yaşanan bir olayı anlattı ve "Bu ülkede karargahta bir genelkurmay başkanını zehirlemeye teşebbüs ettiler" diyerek olayın sabotaj olabileceğini ima etti. 

Aslında söyledikleri akla yakındı. Etnik farklılıkların olduğu ülkelerde, etnik ihtilaflar da varsa eğer, bu tip olaylar olağandı. Çünkü tüm etnik unsurlar tek ocakta askerlik yapıyorlar. Nitekim eski Hindistan Başkanı İndira Gandhi 1984 yılında bir Sih muhafızının düzenlediği suikast sonucu öldürülmüştü.

Beni şaşırtan o emekli komutanın "kaza" sözcüğüne gösterdiği aşırı tepkiydi. Nihayet kaza da ihtimallerden biriydi, hatta birinci ihtimaldi. Kaza sözcüğüne neden bu kadar tepki gösterdi? Sanki sabotaj çıkmasını gönülden istiyor gibiydi.

Sonra, basından takip edebildiğim kadarıyla, diğer Ergenekon uzmanı emekli komutanlar da benzer açıklamaları yapmışlar. 

Malum, en son olarak da Kılıçdaroğlu çıktı ve % 90 hatta % 99, 5 sabotaj dedi.

Bunu derken de kanaatini üst düzey komutanlara dayandırdı. Başbakan'ın beyanına göre Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamasından sonra Genelkurmay 2. Başkanı kendisini aramış ve Kılıçdaroğlu ona emekli komutanları kastettiğini söylemiş.

Kendisinin son olarak yaptığı basın toplantısında yine emekli komutanlara atıfta bulunmuş. "Bize her kanaldan bilgi gelir" diyerek de bir bakıma kafalardaki soru işaretlerinin devam etmesini sağlamış. 

Üst düzey muvazzaf subay ya da subayların bu şekilde genelkurmayın açıklamasına aykırı bir bilgiyi anamuhalefet liderine vermeleri olayı eğer gerçekse, durum bambaşka bir boyuta taşınacaktır.

En azından Kılıçdaroğlu'nun, röportajın yayınlanmasından sonra oluşan büyük tepkilere rağmen olayı bugüne kadar inkâr etmemişken, şimdi işi ima seviyesinde bırakıp emekli subaylara yönelmesi, onun açısından bir geri dönüş ya da Başbakan'ın ifadesiyle 'çark'tır.

Bir çarktır ama; o yine de yerli yerinde durduğunu iddia etmektedir!

Kaldı ki söz konusu olan emekli subaylarsa, ortada gizli saklı birşey yoktu ki, onlar 73 milyona zaten naklen yayın yapmışlardı ki!

Kılıçdaroğlu'nun bunu, röportaj yapan gazeteciyi bile olağanüstü şaşırtacak, yeni bir şey olarak heyecanla sunmasına gerek yoktu ki!

Neyse, sanırım bu hamur daha çok su kaldıracak, gazetecinin mutlaka kayıtları vardır. Günü geldiğinde her şey açığa çıkacaktır.

Şimdi de işin özüne gelelim...

Neden Ergenekon avukatlığında birleşen çevreler bu olayda da sabotaj üzerinde birleştiler?

Türkiye'nin Batı'sında Afyon'da bir kışlada, hem de muhimmat deposunda büyük bir patlama ve 25 şehit olayını en çok kim gerçekleştirmek ister, böyle bir olay en çok kimin rüyalarını süsler? PKK'nın.

Zaten olayın sabotaj olduğunu iddia edenler de PKK'nın yapmış olabileceğini imâ ediyorlar.

Peki, PKK böyle bir olayı gerçekleştirmeyi neden bu kadar çok ister?

Çünkü PKK psikolojik savaş yapıyor. Gerçek savaşta TSK'yı yenmesinin imkânsız olduğunu kendileri de biliyorlar. Kendisini olduğundan çok çok daha güçlü gösterecek ve "Bakın, ben sizin karakollarınızı  sadece Doğu, Güneydoğu'da değil, sizi kalbinizden bile vurabiliyorum" havasını yayacak. Ayrıca oradaki muhimmatlar kendilerine karşı kullanılacağından olayın sembolik boyutu da vardır.

PKK'nin yaptığı önceki karakol saldırılarından sonra, açıklanan resmi şehit sayılarının 5 katı 10 katı, daha fazla olarak kendi haber ajanslarında ve sitelerinde iddia etmeleri hep psikolojik savaş nedeniyledir.

Yani Afyon olayını PKK gerçekleştirmiş olsaydı, çok daha abartılmış bir şekilde, sağır sultana bile duyururlardı.

Sivil insanların bile üzerlerine bomba atıp katliam yapan bir örgüt böyle bir askeri olayı neden üstlenmesin?

Ortada üstlenme falan yak ama; bizimkiler sabotaj diye tutturuyorlar!

Kazayla sabotaj arasındaki fark ne?

Bana göre kazada da en az sabotaj kadar sorumluluk söz konusu.

Ama onlar galiba, kaza toplumca masum karşılanabilir; ne de olsa kazaya kadere inanan bir toplumuz, hem daha önce de bu tür kazalar yaşandı endişesiyle sabotaj olmasını istiyor olabilirler.

Ayrıca hükümeti PKK terörüyle yıkmayı amaçlayanlar, sanki terör Ak Parti iktidarıyla başlamış gibi, 28 yıldır devam etmiyormuş gibi, kabul edilemez buldukları tek sorumlu olarak bu iktidarı suçladıkları PKK'nın son saldırılarına bir de Türkiye'nin Batı'sından böyle büyük bir saldırıyı eklediklerinde zirveye ulaşacaklarını düşünüyor olabilirler.

Bu olay sabotajsa eğer, PKK dışından bir provokasyon olma ihtimali çok daha fazladır diye düşünüyorum.

PKK'yla Ergenekon'un iç içe olduğu iddialarını da yabana atmamak gerekiyor.

Öcalan yakalandığında, militanlarını sınır dışına çıkarma önerisi neden kabul görmemişti!

Ak Parti'ye operasyon uygulanırken eş zamanlı olarak neden PKK saldırıları ivme kazanmış ve cami avlularında slogan atan organize kıtalar ortaya çıkmıştı? Ak Parti iktidarına PKK Doğu'dan, onlar Batı'dan vuruyorlardı. Sanki ortak suçlu Ak Parti imiş gibi birbirlerinin değirmenine su taşıyorlardı!

Tabii ki, PKK'nın Aktütün Dağlıca, Gediktepe, Hantepe baskınlarındaki gibi, Taraf gazetesinin ortaya çıkardığı ve normal akılla dahi izah edilemeyecek ihmalleri de unutmamak gerekiyor.

Şimdi yine seçim yıllarına giriyoruz. Ak Parti iktidarını 'Antilaiklik odağı olmakla', 'Muhtırayla', 'Kapatma davasıyla, 'Ekonomiyle' ve 'normal seçim sandıklarıyla' yenemeyenlerin ellerinde bir PKK terörü kaldı!

Bu amaçla mal bulmuş mağribi gibi Afyon patlamasına sarılmış olabilirler.

Demokrasilerde, ne kadar kötü olursa olsun, hiç bir şeyin saklanmaması gerektiğini düşünenlerdenim.

PKK'nın psikolojik savaş amacına ulaşmaması için siyasi iktidarın bazı olayları saklaması da makul karşılanabilir.

Psikolojik de olsa söz konusu savaş olunca askerlerin bu saklamaya dünden razı olmaları gerekirdi.

Ne yazık ki bazı emekli askerler, PKK'nın olduğu henüz ispatlanamayan bir olay sebebiyle, PKK'nın psikolojik savaşının, bilerek yada bilmeyerek, gönüllü elçileri oldular.

Başbakan onları ocaklarına ihanet etmekle suçladı.

Kılıçdaroğlu da buradan acaba bir iktidar ihtimaline katkı sağlayabilir miyimin derdine düştü.

Ne de olsa bu iktidarı düşürmek için her şeyi meşru görüyorlar ya!

Üstelik bunu vatan severlik adına yapıyorlar! Lafa geldi mi onlardan çok vatanı seven yok! 

Vatan, millet, Atatürk sevgisi onların tekelinde!

Halk, her zamanki gibi, bu numaraların hiç birini yemedi...

Bazı emekli üst düzey komutanların(!) sesleri kesildi...

Kılıçdaroğlu da çark etti...

Yani...

Sabotajcılar patinaj yaptılar!

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..