Ağaç Hareketi süreci başlıyor

Sevgili halkım! Bir konuyu açıklamak zorundayım. Gerçi bazı yazılarımızda değindik. Ama yine de yazılarımızı okuyan bazı kimseler”Yazdıklarınız çok hayali şeyler. Hiç olacak gibi gözükmüyor. Biz daha böyle bir ayakları yere basan düşünceler bekliyoruz” diyebilirler.

Düşüncelerimize ütopya diyenler şunu bilmelidirler ki büyük düşüncelerin, plan projelerin az biraz hayali kalmaları yapıları gereğidir. Birden anlaşılmaları, kabul edilmeleri yani ayaklarının yere basması beklenemez. Güneşin ayakları yerde mi? Bizim düşüncelerimiz iddialıdır. Yani güneştir. Bu uçuk hayaller kazmayı toprağa vurduğumuzda anlaşılacak, kabul edilip benimsenecek yani avuçlarımızda bir gerçek olacak, ayaklarımız yere basacaktır.

Ağaç Hareketi bir partinin ya da görüşün Türkiye için öngördüğü birtakım düşünceler değil, gerçek anlamda bir ulusal kurtuluş hareketidir. Kurtuluş Savaşımızın bir başka şeklidir yani. Çanakkale’de 250 bin vatan evladı bizler için kendilerini toprağa vermişlerdir. Bizim de yapacağımız benzer bir şeydir. Çocuklarımıza, torunlarımıza, gelecek nesillere mutlu yaşayacakları, gurur duyacakları bir Türkiye bırakmak için bu nesil yani bizler kendimizi feda edeceğiz.

Feda etmenin şekli de bellidir. Öncelikle bilnmelidir ki her şeyi Türkiye halkı yani siz yapacaksınız.

****Düşünceleri okuyup anlayacak ve kafanızda doğruluğunu, yanlışlığını, olurunu, olmazını iyice tartacaksınız.

Heyecana kapılarak, dolduruşa gelerek, okuyup anlamadan, dinlemeden, yaşa varol Türkiye diye bilinçsiz bir coşku yaratıp acele etmek bu kutsal hareketin daha başlamadan bitmesi demektir.

****Bu düşüncelerin halk tarafından kabul edilmesi olmazsa olmaz bir şarttır. Biz diktatör değiliz. Ben ister ve dilerdim ki bu yazılar yazılmaya başlandığı andan itibaren ülkemin insanları tarafından elden ele dolaştırılarak halka anlatılsın. Neticede biz kötü bir şey yapmıyoruz. Söylediklerimiz herkese açık. Gizli kapaklı değil yani.

Halk tarafından kabul hareketin en zor yeri. Zira bizim dileğimiz o ki bu fikre 70 milyon evet desin. Ama gerçekçi olmalıyız. Ülkemizde hâşâ Allahın düzenini getirsen bile itiraz edecek kimseler var. Bu nedenle %76 barajını koyduk. Halkın %76’sının kabul etmesi yeterli olacak. Geri kalan %24’le mücadelemiz nasıl olur? Bekleyip göreceğiz. Diliyorum ki bütün Türkiye evet der. Devrimlerimizde hırsızlar dışında hiç kimsenin aleyhine bir şey yok. Biz herkesi kucaklıyoruz.

****Doğal olarak aydın kesimin öncü olması gerekiyor. Ülkemizin önde gelen fikir ve sanat adamları bu davanın adsız cengâverleri, medeniyet süvarileri olacaklar.

Davamızı halkımıza ülkemizin her yerinde anlatacağız. Bu davanın en başta büyük Atatürk’ün yapmak isteyip de ömrü yetmediği için yapamadığı şeylerin bir devamı olduğunun halkımız tarafından bilinmesi gerekir. Keza Ağaç Hareketi kutsal davasının şimdi kendileri hayatta olmayan Falih Rıfkı Atayların, Kubilayların, Ziya Gökalpların, Namık Kemallerin, belki Yunusların, Mevlanaların, Hacı Bektaşların, Pir Sultanların, Süleyman Özmenlerin, Nihal Atsızların, Gaspıralı İsmaillerin, Denizlerin, Mahirlerin, Yurduna hasret ölen Nazımların, Beduzzaman Sait Nursi Hazretlerinin, Esat Coşan hocaların ve burada adını zikredemediğimiz sayısız memleket evladının özlediği Türkiye’nin kurulması amacını taşıdığını bilmeliyiz.

****İnsanlarımız ülkenin yönetiminde söz sahibi olacaklar. Diğer yandan Ağaç Hareketi düzenini kabul etmeleri halinde davanın halka anlatılması ve tüm ülke tarafından kabul edilmesi için hem kendileri davayı çevrelerine anlatacak hem de halkın ilgisini çekebilmek ve Kerim Korkut’un etkili konuşmalar yapmasını sağlamak için meydanları doldurup ona destek verecekler. Ayrıca halkın çok sevdiği ve değer verdiği kimseler davayı anlatmada ve ülkemizin her tarafında mitingler düzenlemede gönüllü olabilirler. Daha öncede söyledik. Bu fikirler artık benden çıktı. Bu dava yalnız benim değil Türkiye’nin davası. Bu kutsal hareketin ardında bir değil, tam 70 milyon Kerim Korkut var.

*****Bir kısım devrimlerimizi yazdık. Bunların tamamı halk tarafından gerçekleştirilecek. Bu devasa projelerin belli bir maliyeti var. Bu maliyet insanlarımızın varlıklarının %10’unu vermesi şeklinde sağlanacak. Projeler sırayla ele alınacak. Birisi bitirilmeden diğerine başlanılmayacak. Ülkemizin düzeni aynen bugünkü şekilde devam ederken projeler ülke düzeninin dışında gerçekleştirilecek. Her proje tamamlandığında Türkiye biraz daha rahatlayacak.

Biliyorum ki halk zaten yoksul. Kimsenin verecek bir şeyi yok. 100 bin lira varlığı olan bir kişi %1 vergi, bin lira dışında %10 devrim katkı payı on bin lira. İşte her bir proje için bir kişiden çıkacak olan bu. Projeler genelde 5–10 yılda bitirilecek. Kişi on bin lira katkıyı bu süre içinde taksitle ödeyecek. Bu kişi için 5 yıllık bir proje süresinde yılda iki bin, ayda ise yaklaşık 160 lira ödemesi yeterli olacak. Bugün yine de ayda bu kadar parayı veremeyecek insanlarımız var maalesef. Onlar da katkılarını çalışarak ödeyecekler.

Ülkemin insanı! Önce yaşadığın hayata bak. Sen bir şey yapmadığın sürece hiç kimse bu hayatı değiştirmek için bir şey yapmayacak, ülkemizdeki bu sefalet dolu yaşantı kıyamete kadar sürecek. İşsiz ve çaresiz”Allahım canımı al da kurtulayım” dediğin bu hayat sen istersen değişecek. Hala ümidin birilerindeyse yazık ediyorsun kendine. Yüz yıl önce de bu memleket böyleydi. Yüz yıl sonra da böyle olacak.

Ülke yatırımla kalkınır. Yaptıklarını sen görüyorsun. Oraya bir alt geçit, burada bir köprü, küçük sanayi sitesi, on yılda tamamlanan bir fabrika, baraj…50 yıl önce de bunlar yapılıyordu. Bu kalkınma stratejisi, bu yatırım anlayışı sonunda ülke nereye geldi, görüyoruz. İşsizlik çığ gibi. Allah göstermesin yakında istemediğimiz acı olaylara şahit oluruz diye korkuyorum.

Sevgili Türkiye! Artık memleketin kaderini eline almanın zamanı gelmiştir. Ekonomi paketleri pantolona yapılan yamadır. Resmen tamirci bunlar. Türkiye’nin yarısını orman haline getireceğiz diyorum. Beş milyon kişiye geçici, bir milyon kişiye de devamlı iş imkânı sağlanacak diyorum. Türkiye’de Suriye büyüklüğünde modern tarım alanı kuracağız diyorum. Aynı şekilde 5 milyon kişiye geçici, tam on milyon kişiye devamlı iş imkânı sağlanacak diyorum.150 milyar dolar tarım ihracatı yapıp, ülke topraklarının tamamını ekonominin emrine vererek kişi başına yıllık 5000 dolar ülke geliri dağıtılacak, diyorum. Türkiye’nin kangren haline gelen ve bağımsızlığımızı tehlikeye sokan iç ve dış borçlarımız ödenecek ve artık ona buna faiz olarak yedirdiğimiz 50 milyar dolar ekonominin emrine verilecek diyorum.36 bin tane yerleşim merkezi yıllara yayılacak olağanüstü bir çalışmayla 10 adet mega kent haline getirilecek diyorum.

Ve burada sayamadığımız sayısız yeniliklerle Ağaç Hareketi geliyor. İstediğin Türkiye buysa ve kendinde de bu davayı gerçekleştirecek gücü buluyorsan Kerim Korkut’a omuz ver.