- Kategori
- Deneme
Ağaç kullanılmıyor, odun yakılmıyor; bana kaldın yeşil orman
Tarla açan da yok kim netsin, keza hayvan keçi meçi… Artık yeşil yeşil orada duracak, saksıdaki çiçek gibi. Biraz oksijen, biraz pastoral; solur solur kınalı keklik deresinin resmini yaparız artık.
Hiçbir işe yaramasa da gereksizliğini düşünemeyiz çünkü onsuz olmaz gibi bir durum var. Fakat ormansız yerlerde de insanlar var; Arabistan çöllerinde yaşayanlar oksijen tüpü takmıyorlar herhalde.
Yeşil orman bana kaldı da ben ne yapacağım ki. Üç beş bir şey sağlıyor diye dünyanın yarısını orman hazretlerine tahsis edemeyiz herhalde. Dağ hayvanları dedikleri de efsaneymiş meğer üç gün dağlarda gezdim kıçı kırık bir tilkiye bile rastlamadım; şuraya buraya üç beş park yap tamam.
Vay anasını be! Bir zamanlar hayat dedikleri orman için yazdığımız şeylere bak! Hala savunan olacaktır erozyon filam, meyve bahçesi yapalım desem meyve de gözden düştü.
Ormanım yok diye ağlayanlar boşuna ağlamasın, bizim var bir işe yaramıyor; ha belki iklim…”Orman zenginliktir” yerine artık “orman fakirliktir” mi diyeceğiz; zira orman yüzünden ülkenin yarısı ekilmiyor dikilmiyor.
Bir işe yaramalı aslında, bu kadar gereksiz olmaz; ama ne? Artık aşkını ağaçlara kazıyan da yok, bir iki müzmin romantik de resmiyle avunsun.
Ya Korkut sen adamı sinir edersin ha! Dur bakalım hele! Her şey dijital kâğıda ihtiyaç kalmadı, kereste olarak da kullanılmıyor, doğalgaz var yakılmıyor da… Erozyonmuş, her taraf bomboş zaten denize gitse nolur. Yağmur, oksijen, üç beş geyik; o da olursa. Sanki Kaçkar dağlarında sürülerim geziyor!