Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '09

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Ağaç sevgisi

İlkokulda öğretirlerdi. Atalarımız ağacı çok severlermiş. Önemli günlerde ağaç dikerlermiş. Yeni doğan çocuklar için, askere gidenler için, nişanlananlar, evlenenler için hep yeni bir fidan dikerlermiş... Öyle öğrenmiştik de, atalarımızla ne çok övünmüştük....

Ama atalarımız ne zaman başladılar ağaç kıyımına... Onun tarihini bilmiyoruz. Ne zaman başladılar diktiklerini yakmaya, yoketmeye.... Hele günümüzde artık hiç etkilenmez olduk. Hepsi yanıp bitse de kurtulsak diye düşünüyoruz sanki...
Aslında çok da seviyoruz ormanları, yeşil alanları. Hele bir hafta sonu gelse, hava da güzelse... Tamam. hemen mangalımızı kaptığımız gibi son kalan ormanlara doğru yola çıkarız çoluk çocuk kmlerce uzakta bile olsa gidip buluruz ormanı. iİk iş olarak mangalımıza bir yer buluruz. Mangalsız kesin olmaz. Orman ve mangal ikisi bir bütündür nedense bizim kültürümüzde. Ormanı görünce mangal gelir aklımıza. Tesadüfen bir ormanın kıyısından geçsek bile ah....! Diye bir iç geçiririz. Şimdi bir de mangal olsa....! Mangal keyfinden sonra da ne kadar çöpümüz varsa yine ormana bırakıp gideriz. Akşama bitmiştir orman sevgimiz.
TEMA VAKFI'nda çalıştım yıllarca büyük özverilerle diktiğimiz ağaçları kimileri yakıyor, kimileri yok ediyor. Geçenlerde okudum; İstanbul Belediyesi, binlerce meşe ağacını kesip yerine bilmem ne tesisleri yapıyormuş. Oysa o kampanyalarda meşe palamutları toplamak için seferber olmuştu tüm Tema üyeleri.

Nerede bir meşe ağacı görsek, haber alsak elimizde torbalarla meşe palamutu topluyorduk. Sonra onları çeşitli işlemlerden geçirip belirlenen yerlerde toprağa dikiyorduk. BİR PALAMUT BİN PALAMUT hayaliyle...
Bir ağacın büyümesi ne kadar zaman alır. Kaç yıl geçmesi gerekir.... Helede orman olması için kaç ağacın omuz omuza vermesi, bir araya gelip, birbirine yaslanması milyonlarca canlıyı barındırması gerekir... Tüm bunlar ne kadar zaman alır...
Ne zaman bir orman yangını haberi duysam, kanım donuyor. Yüreğim atmıyor. Tıpkı bayrağa sarılı tabutlardaki genç bedenler kadar yüreğimi dağlıyor. Aynı acı. Öyle çok benzetiyorum ki.....
devlet ormanlarına sahip çıkmalı. Korumalı. Tıpkı vatandaşı gibi.... Onların da bu ülkeye can verdiğini unutmamalı.... Seferber olmalı tüm imkanlarla.... Son ormanlar da bitmeden.....
 
Toplam blog
: 9
: 485
Kayıt tarihi
: 06.08.09
 
 

50 yaşımla birlikte sabrı öğrendim ilk başta, sınırlarımı... Affetmeyi, öfkemi denetlemeyi, yetinmey..