Ağaçlar ayakta ölür

Önce yapraklar dökülmeye başlar. Kuru bir sis gelir sarar dalları. Sonra bir çatırtı olur gövdede. Bulutlanır ağaç kabukları. Yeşilliklerden öte bir yalnızlıktır yaşlı dallarda. Yılların ağacıdır. Ölür, ama yalnız, ama sessiz, ama ayakta. ( * )

Ve sonunda bir yaşlı çınar ağacı daha öldü, Türkan Saylan yalnız, sessiz ve ayakta aramızdan ayrılarak son yolculuğuna çıktı.

Onu anlatabilmek için akademisyenliğinden, sayfalara sığmayacak çalışma ve başarılarından aldığı sayısız ödüllerden bahsetmek yerine, bitmek bilmeyen inanç ve enerjisi ile son nefesine kadar hayatını adadığı insanlığa yeni bir şeyler kazandırabilme çabası ile anımsatmak ve bundan böyle öyle anmak daha doğru olacaktır.

Kolay değil öyle ağır kemoterapi tedavisi altında yaşama direnmek Ve yetmiyormuş gibi bir de hiç hak etmediği onur kırıcı davranışlara metanetle direnebilmek. Kendisine sevgi ve desteklerini sunmaya gelen insanlara evinin penceresinden mola vermelerini isteyerek onlara sabır, cesaret ve hatta güven telkin etmek.Bir can pazarı savaşı içinde dahi ilke, inanç ve hedeflerine sıkı sıkıya sarılmak ve işte böyle yaşamalıyız açık mesajını insanlara verebilmek asla hafızalardan silinmeyecek yüce bir davranıştır.

Atatürk böyle Türk kadınlarını düşlüyordu, o bu düşün en güzel örneklerinden biri olarak aramızdan ayrılıyor. Bıraktığı örnek ardından nice aydın gençlerin, kadınların var olduğunu ve dalga dalga yenilerinin geleceğini bilmenin huzuru içinde gidiyor. Güle güle aydın Cumhuriyet Kadını, bu Vatan sana da minnettardır.


(*) Ağaçlar ayakta ölür; ünlü İspanyol oyun yazarı ve şairi Alejandro Casona ( 1903-1965 ) nin unutulmaz oyunu.