Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Ağır aksak gidecekseniz solu işgal etmeyiniz!..

Ağır aksak gidecekseniz solu işgal etmeyiniz!..
 

Yıllardır gündemden düşmeyen başörtüsü yine meclisin gündemine oturdu.

Meclisteki kadın milletvekillerinden AKP Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Beyazıt ve AKP Konya Milletvekili Gülay Samancı yeni yasama yılında Meclis'e türbanlı geleceğini açıkladı. Vekillerden gelen bu açıklama CHP kanadında ki bazı vekillerin tepki göstermesine neden odu.

CHP Uşak Milletvekili Av. Dilek Akagün Yılmaz durumu onaylamadığını belirten karşıt görüş açıklaması yaptı. Açıklamanın içeriği uzun, fakat konuyu özetleyen cümlesi şu;

"TBMM Cumhuriyet'e meydan okuma yeri değildir"

Hatırlanacağı gibi Bülent Ecevit'te 1999 yılında Fazilet Partisinden milletvekili seçilen Merve Kavakçı'nın Türbanlı meclise girmesiyle ilgili "Burası devlete meydan okuma yeri değildir" demişti.

Tartışmaların alevlendiği tarihten bu güne kadar 14 yıl geçti. İyisi ile kötüsü ile hayatlarımızda da birçok şey değişti. O tartışmaların yaşandığı dönemde doğan bebekler bu gün 14 yaşında artık genç bir birey. Fakat baktığımızda tek değişmeyen şey CHP tabanındaki kalıplaşmış zihniyetle söylemlerin bile aynı kaldığı bir siyasi parti ve dolayısı ile yine muhalefet!

Cumhuriyeti muasır medeniyetler seviyesinin ötesine taşımak ve çağdaş dünya devletleri içinde hak ettiği saygın konuma yükseltmenin herkesin görevi olduğu bildirilen birçok konuşmanın kaleme alındığı yazılar okudum bugün internette.

Söylem güzel güzelde, çağdaş dünya devletleri arasında yer almak demek insanların hak ve özgürlüklerine yasak getiren bir anlayışla mı oluyor işte onu anlayabilmiş değilim.

Önemli olan dini inançları gereği başını örtmek isteyen insanların, başının içini örtmemesidir. Muasır medeniyetler seviyesine kadınların başındaki örtü açılarak değil başının içindeki beyinleri açılarak ulaşılabileceği neden görmezden geliniyor. Tıpkı tam tersi, başı açık olup ta beyninin içini açamayanların var olduğunu görmemek gibi. Neden insanların başının içi ile değil de dışı ile bu kadar uğraşıldığını anlamak gerçekten mümkün değil.

İnsanların en hassas konularından biri olan dinler bile günün koşullarına göre yorumlanabiliyorken, asıl anti çağdaş düşünce, dönemsel yapılmış bazı değişiklikleri hatta devrimleri günün koşullarına uyarlayamamaktır.

Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda bazı radikal değişikliklere ihtiyaç duyulmuştur elbet. Fakat o günün koşullarına göre gerekli olan bir şey bu günün koşullarına göre artık çokta gerekli olmayabiliyor. O günkü koşullarda uygulananların bugün aynısını uygulamaya kalmak çağdaşlık değil, aksine, Hz Muhammed yerde oturuyordu bizde yerde oturalım koltukta oturmak günahtır demek kadar bağnazlıktır.

Atatürk'ün İnkılap anlayışının temeli "Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak" olarak belirlenmiş ve bu doğrultuda batılılaşma ve çağdaşlaşma çalışmaları yapılmıştır. Fakat batıya baktığınızda başörtüsü yasağı yoktur.

Dini ritüellerini özgürce yerine getiremeyen gençler eğitimlerini tamamlayabilmek için neden başka ülkelere gitmek zorunda kalsın. Kaldı ki zaten bunu yapmaya herkesin gücünün yetmeyeceği de aşikar. Ya da bir milletin kendisini vekil tayin ettiği kişi başörtüsü nedeniyle o milleti mecliste neden özgürce temsil edemesin. Eğer ki millet kendi seçtiği vekilin örtünmesinden rahatsızsa bırakın yine bu kararı millet versin.

Bu mu dur batılılaşma? Önemli olan insanların beyinlerinin dışını, başörtülü ya da başörtüsüz olarak şekillendirmek değil, beyinlerin içini şekillendirmektir. Bunun içinde yapılması gereken  insanlığı muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak bilgilerle değerlerin gelecek nesile aktarılabileceği bir eğitim sistemi oluşturmak ve var olan kokuşmuş eğitim sistemini değiştirmektir.

O kadar çok eleştirilecek konu varken, özelliklede solu işgal eden bir parti olarak insan hak ve özgürlüklerinin söz konusu olduğu bir konu üzerinden siyaset yapmaya kalkmanın kime ne faydası olabilir.

İster kültür, ister dinsel düşünceler için olsun  hangimizin evinde başörtülü kadınlarımız yok ki? Daha ne kadar kadın bedeni üzerinden siyaset yapılacak.

Özelliklede kadın vekillerden böyle bir tepkinin gelmesi ilginç doğrusu.Oysaki yasakların kaldırılması konusunda kendilerinden öncü olmaları beklenirdi...

CHP'nin bir sol parti olarak çağdaş bir ülke ve çağdaş bir dünya beklentisi varsa kadının başının örtüsü ile değil örtünün içindeki beyninin eğitimine yönelik ciddi bir çalışma yürütmesi ve eğitim sistemindeki politikalar üzerinde kafa yorarak bir şeyleri değiştirmeye çalışması gerekiyor.

Bırakın artık yapılanları eleştirmeyi de ortaya  gerçekçi, uygulanabilir politikalar koyun artık. Bir sol parti olarak size düşenleri yapmıyorsanız yada yapamıyorsanız bırakın başkaları yapsın.

Bu politikalar tutmuyor artık. Atı  alan Üsküdar'ı geçti. 

Bu kadar ağır aksak gidecekseniz de "Sol"u  işgal etmeyin.

Bugün 29 Ekim 2013... Cumhuriyetin 90.yılı kutlu olsun. Yarın aydınlık bir geleceğin ilk günü olsun'

 

Keriman KESER

 
Toplam blog
: 26
: 4022
Kayıt tarihi
: 11.05.13
 
 

Aile Danışmanı- Bireysel Danışman- Çift Terapisti- Cinsel Terapist ..