- Kategori
- Siyaset
Ağır ol sus da adam sansınlar
dersini et sen artık ezber
BİLİYORSAN KONUŞ İBRET ALSINLAR, BİLMİYORSAN SUS ADAM SANSINLAR
Geçen Sn. Ertuğrul Özkök'ün bir yazısı vardı, oy kullandığım tüm seçimleri hep kaybettim diye.
Gerçi kullandığımız yerler farklıydı, benim düşünce çizgim hep aynı düzlemde devam etti ama ben de aynen öyleyim, hep kaybedenler arasında oldum velhasıl kelam..
Siyasallıyım ama siyasilerden hiç haz etmem, politik bi insan türü hiç olamadım hep apolitiğim hatta..
Gel gör ki Türkiyenin gündemi ve yaşam koşulları insanı her konunun uzmanı olmayı mecbur ediyor, yoksa sürünün içinde daima ezilenler arasında kalacağız alimallah..
Deprem uzmanı olmasak göçük altında göçüp gideceğiz, trafikte uzman şöför olmazsak trafik canavarları bizi katletmeye hazır ve nazırlar, herbirimiz ekonomist olmazsak bu piyasa koşullarında açlıktan nefesimiz zaten kokuyorken külliyen ebedi dünyaya intikal edip gideceğiz..
İşte bu noktada biraz insan tanımaz veya siyasileri yorumlayamaz olsak adamlar bırak donumuza kadar soymayı, yaşadığımız evimizden toprağımızdan aşımızdan suyumuzdan edecek, soyumuzu sopumuzu satacak bihaberiz..
Merak ediyorum, bu insanlar bizi dünyadan bihaber safsalak yerine nasıl koyabiliyor, bütün dağları kendinin yarattığı hükmüne nasıl varabiliyor? Hele bizler neden yaşadığımız milyon tecrübeden, tarihten neden ders almayız, balık hafıza sus pus sindirilmiş silinmiş insan topluluğu olarak yaşamayı kendimize nasıl yakıştırırız ki?
Bütün gelişmekte olan toplumlar bugün Atatürkümüzün ilkeleri ile kalkınmaktan, onun öğretilerine kendilerine ilke edinmekten övünç duyduklarını anlatırken biz asıl servetimizin kaynağından nasıl köşe bucak kaçar olduğumuzun bir yanıtını veren çıksa keşke?
Birileri bizi bırak usul usul artık arsızca alenen soyup soğana çevirip üstüne bir de satıp savıp, anamıza atamıza yedi ceddimize söverken öte yandan da ana muhalefet "insan insanın kurdu" misali kendi kendini içten içe yiyip tüketirken toplumumuz iyice felakete, karanlığa sürüklenip gitmekte, yolumuz açık olsun inşallah..
Bizim kendimize hayrımız yok, onu biliyoruz, anladık ama az biraz ar etsek diyorum, yaşadıklarımızdan tecrübe etsek, namusumuzla çalışıp adam olabilsek , başkasının işinde, eşinde, aşında gözümüz olmasa, sevgili Ali Poyrazoğlunun söylemince "Hatalarımızın üniversitesinden mezun olsak ta adam olsak" artık be kardeşim. Başkasının şeyi ile gerdeğe girenden kim ne hayır iş ya da kim hayırlı döl görmüş de sen görecen güzel evladım. Başkasına taş atana kadar otur derdine yan, üstelik taş attığın yer senin bir zaman yemek yediğin yer, elbette insanız hepimizin hataları olacak hayatta ya marifet o hatalardan ders almaktır, yoksa herkes az çok bilir ders vermeyi, ezber bozmayı..
Bir sus da ders vermeden önce dersini otur da ezber et sen artık !!!
Nesrin Baytok kime taş attı?
Eski özel kalem müdürü Baytok, Deniz Baykal’ın ismini seçmen kütüklerinde bizzat kontrol ettiğini söyledi
UTAN
Nefsine hakim olmazdan
Ruh utanır, ten utanır
Edep erkan bilmez kuldan
Gökte ki Melek utanır
Ağzı bozuk bir söz söyler
Ananı da al git derler
Beş yaşında türban diler
Beşikteki bebek utanır
Pek haindir toprak satar
Kul hakkı yemiş, yan yatar
Hakk diyeni önüne katar
Vallahi şeytan utanır
Dokuz yaşında kız sever
İblis bile yaka silker
Bir eş yetmez dört eş ister
Cennetde ki huri utanır
Bekçi olmus elin ırzına
Gözü komşunun kızında
Namussuzun Bahçesine
Girmez ol bülbül utanır
Biri gitmiş Vatikana
Dinler arası diyaloga
El vermiş densiz Papa'ya
Haçta ki İsa utanır
Girmiş Şehidin kanına
Gazilerin anısına
Tükürür hak yapısına
Vallahi Çelebi utanır
Mustafa Çelebi