Ağlama küçük kız.

Hep böyle yapardı. Ne zaman bir şeye öfkelense, mutfağa girer bir yandan söylenirken, bir yandan kap, kacak ne varsa elden geçirir, dezenfekte ederdi.

Yine canı çok sıkılmıştı.Söylenip duruyordu. Elindeki su dolu tası küçük kızın başından aşağı boca etti. Sıcak suyun etkisiyle haşlanan küçük kız teneke banyo küvetinden bir adım dışarı atarak kaçma teşebbüsünde bulundu. Öfkeli kadın, küçük kızı kolunun üst kısmından yakalayarak çekti. Islak zeminde minik ayağı kayan küçük kız, başını banyo fayanslarına çarptı. Öfkeli kadın oralı olmadığı gibi, elindeki tuğla görünümlü sabun kalıbıyla bir darbe de kendi indirdi.
'Nereye gidiyorsun kör olasıca 'diye söylendi.

Küçük kız çok korkmuştu. Islak, zayıf bedeniyle bir kedi yavrusu gibi görünüyordu.Cılız sesiyle korkarak cevap verdi. 'Çok sıcak' Öfkeli kadın bu sözleri duymazdan gelerek sanki büyük bir günaha bulanmış gibi küçük kızın bedenini elindeki kocaman sabun kalıbıyla derisini yüzercesine yıkıyordu. Öyle mis kokulu, pembe, sarı, yeşil renkli romantik sabunlar hiç kullanılmazdı evlerinde. Onlar sevdiceğine güzel kokmak içindi. Ama onların evinde kimse birbirini sevmezdi ki. En azından babası annesinin ölümünden sonra evlendiğinden beri böyleydi.

Öfkeli kadın elindeki sabunu bir kez daha kızın başına vurdu. 'Sana kaç kere söyledim sekiz çocuklu ailenin kızıyla oynamayacaksın diye. Ama sen laftan anlamıyorsun ki . Orada ne varsa? Kaçıp kaçıp gidiyorsun. Bitli... Bitli seni... Hadi seni temizleyen var, ya bana da bulaştırdıysan? Kim bakacak şimdi benim başıma'

Ardından bir tas sıcak suyu bir kez daha kızın başından aşağıya döktü. Sıcak suyun etkisiyle pamuk teni kıpkırmızı kesilen küçük kız acıyan yerlerini eliyle ovuşturdu. Cılız sesiyle,
'Sana da babam baksın' dedi.
Elindeki hamam tasıyla küçük kıza bir kez daha vuran öfkeli kadın.
'Sus bitli... Dilin de kürek gibi her halta cevap verme ' diye söylendi.