Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ağlamak bazen acıyı hafife almak gibi...

Her hatırladığımda iliklerime kadar sarsılıyorum ve minik Dilara' yı bu olaya kadar tanımamış olduğum halde benim dahi etkisinden kurtulamadığımı düşününce anne ve babasının karşı karşıya kaldığı acıyı hayal bile etmek istemiyorum. Neden sadece bir ihmal değil, sorumsuzluk değil, cinayet değil; insanın kendi başına gelmediği sürece kendini her türlü acıdan muafmış gibi hissetmesi.

Kendime engel olamıyorum. Dilara' nın babasının kucağından sarkan cansız kolları, yanağına kondurduğu son öpücük gözümün önünden gitmiyor iki gündür. Sabah annesinin öperek okula hazırlayışını, babayla vedalaşmasını düşünürken yakalıyorum kendimi.

Biliyorum ölümün milyon çeşit planı var ama bu kadar ani ve kabullenilmesi zor olanı cok azdır herhalde. Ecel, kader, talih... hiçbiri minicik bir okul şarkısının rögar çukurunda son bulmasındaki acıyı katlanılır kılamaz.

Sorumlu aramanın manası yok. Toplu linç törenleri hayal etmenin de... Bunu acısı paylaşılamaz durumdaki aileye bırakın. Herkes kendinde aramalı biraz. Kendi adam sendeciliğinde. Sürekli, ya ertelediğimiz ya da bastırdığımız tepki(sizlik)lerimizde..

İçimiz de elbette benzer acıları yaşamamış olanlarımız vardır ama diğerleri! Korkmayın. Biraz daha koyun kendinizi Dilara' nın anne babasının yerine. Hemen gelip sizi bulmaz korkmayın. Hem bu sayede böyle olaylar belki de hiç denecek kadar az olur.

Ağlamak bazen acıcı hafife almak gibidir.

Anladınız siz onu...

 
Toplam blog
: 9
: 782
Kayıt tarihi
: 11.02.07
 
 

Arkeoloji eğitimi aldım. Bir inşaat firmasında gayrimenkul satış temsilcisiyim...