- Kategori
- Edebiyat
Ağlayabilirsiniz, ama değer..
İşte, o dere..
Ne eski şarkılar çalınır oldu artık, ne de o şarkıları oluşturan unutulmaz güfteleri duyar olduk. Oysa Güfteler bir milletin her kesiminin duygu ve hayallerine hitap eden onları gelecek nesillere taşıyan sözlerdir. Birbirinden güzel ve adeta birbiriyle yarışırcasına sevgiyi, aşkı, ayrılığı, kavuşmayı, doğayı, hayvanları, sevinci, hüznü ve kederi kısacası yaşamın bütün renklerini gönül bahçemize taşıyarak bizleri o coşkuya ortak eden öyle güzel güfteler var ki, günümüz dünyasının yorgun insanları onları unutmuş görünüyor.
Büyük bestecilerimizden Suphi Ziya Özbekkan’ın (1887- 1966) şu güftesini acaba bugün kaç kişi hatırlıyor;
“Uçun kuşlar uçun doğduğum yere
Şimdi dağlarımda mor sümbül vardır
Ormanlar koynunda bir serin dere
Dikenler içinde sarı gül vardır
Orda şimdi benim güzel güllerim
O demleri anıp da bugün inlerim
Destan-’ı ömrümü okur dinlerim
İçimde oralı bir bülbül vardır.”
Gözlerinizi kapayın; uçun doğduğunuz yerin dağlarına doğru. Mor sümbülleri gördünüz mü dağlarda? Ya ormanın koynunda akan serin derenin sesini duyuyor musunuz, dikenli güller etrafında, bülbülün sesini duyuyor musunuz sizi o günlere taşıyan?
Açın gözlerinizi şimdi, nerde o güzellikler değil mi? O halde yumun gözlerinizi uçun yine o günlere, yaşayın doya doya. Gözleriniz mi doldu? Bırakın aksın göz yaşlarınız, nasıl olsa ormanın koynundaki serin derenin sularına karışırlar. Bırakın içinizdeki bülbül hiç susmasın. O, sizin yaşam sevinciniz. Ne zaman sıkışırsanız okuyun bu güfteyi yumun gözlerinizi.
http://www.Antoloji.Com/enfal_torun
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/05/21/yaz02-10-110.html