Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Ağlayan dilimi gülen dilimi yitirdim

Dilimi yitirdim. Ağlayan dilimi, gülen dilimi yitirdim. Güne başlayan, geceyi karşılayan sözcüklerim eğreti… Sonradan eklenen sevinçler, kırkından sonra gülmeyi öğrenen havada kalmaları yaşıyor dilim…

Dilimin al, mor, sarı, mavi, yeşil, kara ve diğer renkleri göğe yükseldi. Mesih gökkuşağı, sahip çık dilime…

Sıfatı dilimin renkleriyle örülen Mesih gökkuşağı, yitirdiğim dilimle seslen severken dilimin çocuklarını. Öksüz bir sızlanma içindedir şimdi çocuklar, teselli et onları masmavi…

Adaletine biat edilen bir renk cümbüşü olunca gökkuşağı, hükmünce köprü kurmalı kalbimizden yurdumuza. Sıcacık bir kuşak, ne çatışkı ne de tantana…

Halamı tanımak için çok didiniyorum, havada kalıyor uğraşım. Dilinden dünyasına ve yurduna ocağına yayılan rengi, sesi ve soluğu karşılamaya gelemiyor beni. Canım yanıyor, canım…

Sıfatı babamın aynası olan kadın, kaybettiğim hazinemin haritasını bakışlarında, gözlerinin anlamında bulamıyorum. Tercüme edilen sevgi olur mu demesin kimse, ben halamı tercüme dairesi içinde sevdim!

Amca, dilimi kaybettim, hükümsüz saygı gösterilerimi bana bağışla, sitem edip yargılamadan… Yargılama!

Ekin denince, yurdumun köyünde yarım asırdır yatan büyükbabamın kemiklerini sızlatıyorum. Dilimi soruyorum mezarı başında, taşı ters dönüyor…

Ekşiyen suratıma ana etken değilse dilim, tali yolda bulunan hangi yabancılaşmanın sürekliliğidir; ömrümde bu yalpalayan yolculuk serüvenlerim…

Kaşlarımı çatarken dağ eteklerinde, üşüyen yabancılaşmama sığınak bir mekan bulamıyorum. Bağırıyorum, çığ düşsün diye üstüme, bağırıyorum.

“Jineke ku zanava wé nayé zanin” diyor sevgilimin babaannesi, ben yanıyorum. Dilime yabancı sorgular biçerken kendimce, sütüme zehiri katıyorum…

Dilimce sevip dilimce ağlayamamak bağrımda yel gibi, sancıdan duramıyorum.

Düşünsel aygıtlarım dilim deyince ben, bozuluyor ve karşılamıyor hangi kavram gelirse gelsin önüme. Çekim alanını yitirmiş bir değerler koşuşturması içinde kendimi kaptırmış bir alamete gidiyorum, çatı katlarında düşüp bir taraflarını sakatlayan oluyorum.

Lüzumsuz yerlerde lüzumlu kültürel ağaçlara tünüyorum, kırılınca konduğum dal en ağır yaraları yine ben alıyorum.

Deli dolu akan kültürel nehirlerde kalıcı olmak için, kiralık kayıklara biniyorum! Su alıyor kayığım, ıslanan yalnızca ben oluyorum…

Gülünç halimin acı yüklü geçmişine ağlıyorum.

Gökkuşağının tesellisine bir ömrü bağlıyorum. Dilim diyorum, dilim dilim!...

Sığınaklarıma aldanıyorum, sığınaklarımı yüceltiyorum. Bile bile…

Kendi kayıklarıyla nehirde karşı kıyıya keyifle ve rahatlıkla geçebilenleri kıskanıyorum.

En çok da, kendime hayıflanıyorum!

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..