Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '11

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Agnotoloji = Bilgisizlik Bilimi

Agnotoloji = Bilgisizlik Bilimi
 

Yığın düşünmez maruz kalır. C.Meriç


Tesadüfen karşıma çıkan kelime -lerin peşine düşmeyi seviyorum. Kutsal arama motoru (!) “Google”ye aradığım kelimeyi yazıp, o kelime hakkında ne kadar yazılmış –çizilmiş “ şey” varsa hepsine bakıyorum. Bu bazen saatler, günler alabiliyor... Derlediklerimi okuyorum, tasnifliyorum. Kamuoyu ile paylaşmak istediklerimi kalın punto ile belirliyorum. Sayfalar dolusu yazıdan çıkardığım küçükcük anekdotlar üzerine (yattıktan sonra bile) kafa yoruyorum. En sonunda yazıya döküyorum.

Pazar günü okuduğum gazetede karşıma çıktı “Agnotoloji”. Sözlükler -onu- basitçe, “bilgisizlik bilimi “, “cehalet bilimi” ve “ bilgisizliği araştıran bilim” olarak tanımlıyor.

Bilgisizlik bilimi ..! Nasıl bırakırsınız bu kelimenin peşini şimdi? Bilgisizlik ve bilim ..!

Agnotoloji ile ilgili Türkçe yazılmış Özlem Yüzak’ın “Cehaletin Kültüre Üretimi ya da Agnotoloji” makalesi güzel bir çalışma.

Kavramı bilim dünyasına kazandıran kişi Stanford Üniversitesi’nden bilim tarihçisi Robert N. Proctor. Proctor kim? Araştırmasını yaparken ilginç bir bilgi karşıma çıktı. Proctor, Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi (Bloomington), Biyoloji Bölümünde 1976’da yapmış(!)

Bir başka kaynakta, Agnotoloji şöyle tanımlanıyor: “ Kültürel kasıtlı olarak karışıklık yaratmak ve gerçek bastırmak için yoğun çaba özel çıkar grupları tarafından oluşturulan, cehalet inşa edilmiştir.”

Bilişim ve iletişim teknolojilerinin dünyayı avuç içi büyüklüğünde ekranların içine sokulduğu günümüzde, kitlelerin, manipülasyonu (hileli yönlendirilmesi ) ve dezenformasyonu (yanıltma haber) nasıl mümkün olabilir diye kendime sorar dururdum.

İşte onu, agnotoli’nin peşine takılınca buldum. Meğer, bilimde, siyasette, ticarette … her şeyde “kafa karıştırmak” bilinçli olarak yapılıyormuş..! “Büyük resim” gerçeğinden çok daha farklı anlatılıyor. Görsel medya dev ekranlar, sloganlar, açılışlar, söylemler hepsi bu algıyı pekiştirmek için. Kimse, gelen bilgiyi akıl süzgecinden geçirerek sentezini yapmıyor. Büyük resme bakmaya gerek görmüyor, hatta görmek dahi istemiyor. Kafasını kaldırıp şöyle bir etrafına baktığında, herkesin kendi gibi “günlük hayat” ile meşgul olduğunu görünce, “ tamam” diyor daha ne isteyeyim?

2005’te bir konferansta Proctor ve Schiebinger, Agnotoloji’yi ilginç bir simge ile sunuyorlar. Üç Bilge Maymun: “Görmedim, duymadım, bilmiyorum.”

Plan B 3.0’da” uygarlığı kurtarmanın” dört temel hedefi var: İklimi istikrara kavuşturmak, nüfusa istikrar kazandırmak, yoksulluğu ortadan kaldırmak ve yerkürenin ekosistemlerini iyileştirmek. “Ekonomik gelişmeyi sürdürülebilir yaratmanın tek yolu, ekolojik gerçekleri yansıtan dürüst bir piyasa yaratmak” fikrine katılmayan devlet, hükümet, bilim adamı yok… Ancak, küresel sermayenin, “tüket –at”, “her şey senin için” felsefesine dayalı, “Hayır, her şey yolunda” agnotolojisini okuyabilen kaç kişi?

Ülkemizde, Büyük Türkiye imajı o kadar güçlü ki, cari açığın artık son derece tehlikeli boyutlara geldiği, gelir dağılımındaki uçurumun açıldığı, işsizlik, adalet ve eşitlik ilkelerinin sürekli erozyona uğradığı; taşın, toprağın, akarsuların da dahil her şeyin satılıp paraya ve ranta dönüştürülmesi kimin umurlarında?

Agnotoloji (cehalet) üretimindeki başarılar, basit, sade, sıradan, insanca yaşamanın önünde, akıl ve vicdanın o kadar uzağında ki, “yem olmamak” için, hepimizin kelime -lerin peşine düşmemiz lazım…

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..