Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '07

 
Kategori
Turizm
 

Ağva

Ağva
 

Doğanın cömert davrandığı bizim değerini bilemediğimiz bir belde.

İki yanından denize akan iki dere ve kumları pırıl, pırıl koydan oluşan bir plaj.

Göksu deresi boyunca çok güzel yapılmış ve yapılmakta olan yeşillikler arasında turistik tesisler.

Yemyeşil ormanlardan gözünüzü ayırdığınızda , masmavi uçsuz bucaksız Karadenizle karşı karşıya kalıyorsunuz.Bu durum size oksijen ve iyot cennetinin üst sınırlarını yaşatıyor.

Kandra kazası ile Şile kazalarının tam ortasında.İstanbula 95 kilometre.

Hafta sonları, İstanbulun, Adapazarının ve Kocaelinin her sınıfından insanın koştuğu bir belde.

Herkezin maddi gücüne uyumlu yeterli otel, motel ve pansiyon alternatifleri mevcut.

Hafta sonları büyük şehrin havasızlığını telafi edecek ve yorgunluğunu bedenden atacak ayağımızın dibinde trafiği yormıyacak bir turistik belgemiz.

Üzerinde uzmanların projeleri uygulanıldığında ve devletin maddi desteği ile doğa harikası olabilecek bir sahil beldesi.


İnsan eline geçen her doğa güzelliğinin değerinin bilinmemesinden, ve hor kullanılmasından maalesef Ağvada nasibini almaktadır..Hafta sonları, denize girmek , piknik yapmak isteyen vatandaşlar cumartesi gecesi gelip, yatma parasından kurtulmak için, vasıtalarını (kamyon kamyonet, müdübüs, münübüs vs.) ya bir yeşilliğe, ya bir ağaç kümesi yanına, hiç bulamıyanlar

kumsala yakın yere çekip, kimi vasıta içinde, kimi getirdikleri kilimler üzerinde sabahlamaktadırlar.Akşam hava kararırken kumsala yakın yetişmekte olan çam ağaçlarının aralarından mangal dumanları çıkmaya başlar.Sabahleyin etraftaki atıklara bakarak, İstanbuldan ne yiyecekler getirdiklerini tesbit edebilirsiz.Hala insanımızın, konakladığı yeri temiz tutma ve kirlettiğini temizleme alışkanlığı edinememiş olmanın sıkıntıları , ortalığı maalesef yarı çöplüğe döndürmekte.

Güzelim pırıl pırıl kumların içinde gününüzü zehir edecek tiksindirici sürpriz atıklara muhatab olabilirsiniz.


Sahiller kamu yararına kullanılır olması, bedelini ödemeden istediğim keyfi sürdürürüm istediğim gibi kirletirim özgürlüğünü veriyor insanlara.Bu özgürlüğün getirdiği külfetleri de mahalli belediyenin kıt bütcesiyle maalesef hallolamıyor..

Beldenin kanalizasyon sorunu ancak devletin el atması ile çözülecek boyuttadır.Eski mahallenin kanalizasyonu halen dereye akmaktadır, Yeni binaların foseptik çukurları var artık.Foseptik çukurunu boşaltan vidanjör, yükünü ancak kırk kilometre katedip Şiledeki arıtma tesisine taşımaktadırki, her evin atığı için bu mesafe büyük bir külfettir.

İstanbul Büyükşehir belediyesi, çocuk olmayan mahalle yani yerleşime uzak bölgeye bir çocuk parkı yaptı, belde belediyesi de, ev ve insan olmayan bölgeye yeni bir yol açıyor., halbuki insanları ve yaşayanları olan sokakların tesviyesi yapılmazken yağmur yağdığında yürünmeyen çamura batan sokaklar varken.yöneticilerin anlaşılamayan öncelik anlayışına ayıplı bir örnektir.

Gerek bilimsel ve çevresel yöneticilik anlayışı noksanlığı, gerek insanlarımızın doğa ve çevre konusundaki bilinçsizliği, devletinde sahip çıkmaması sebepleriyle yurdumuzun birçok doğa güzelliğine sahip bölgelerini maalesef kendi elimizle, ya yok ediyoruz yada doğasını bozuyoruz.

 
Toplam blog
: 8
: 560
Kayıt tarihi
: 12.12.06
 
 

Yedi iklim beş deniz dolaşmış emekli bir denizciyim, şiiri, edebiyatı .tasavvuf ve klasik Türk musik..