Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '11

 
Kategori
Deneme
 

Ağzı olan konuşsun

Kapalı toplumların en önemli özelliği, kimsenin suya sabuna dokunmamasıdır. Sadece suya sabuna dokunmamakla kalınmaz, etrafına da öğüt verilir bu tür toplumlarda. Kirli kalmaya devam et, denir kısaca. Tehlikeli sularda seyretmek açık toplumların işidir. Kapalı toplumlarda tabular çoktur. Hiçbir sorunun tartışılması, herhangi bir sorun hakkında fikir beyan edilmesi neredeyse yasaktır.
Yasaklarla hükmederler halka.
İnsanların ufkunu açıcı, insanları geliştirici fikirler ortaya çıkmaz.
Hep korkuyla beslenirler. Korku kalmadığında ise, bir korku icat edip o korkudan herkesin ürkmesini beklerler. Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek için amentü yayınlayanlar, fikri esir, vicdanı esir nesil isterler. Yapılan tüm işlerin bir bir onaylanması, eleştirilmemesi gerekir. Eleştiri kültürü maalesef kapalı toplumlarda kabul görmez.
Türkiye henüz yarı açık bir toplumdur.
Övgüyle söz ettiğiniz tarafın yandaşı olmakla suçlanırsınız. Yandaş olmakla suçlanmak yetmez, fikirlerinizle değil konumunuzla alakalı tehditler alırsınız.
Ben her şeyi bilirim edasıyla kendisini ortaya sürenler sizin fikrinizle ilgilenmez. Fikir açlığı çekerler. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olur, size aba altından sopa gösterirler.
 

Yarı açık toplumlarda insanlar kişilerle uğraşırlar. Basit insanların en önemli özelliği fikirleri değil kişileri konuşmasıdır. Toplumumuz giderek değişmekte, statükodan beslenenlerin etkinliği azalmakta, eleştiriye tahammül artmaktadır. Bu sevindirici gelişme yeterli olmamakla birlikte umut ve heyecan vericidir. Bu topraklarda yetişen her vatan evladının gördüğü yanlışları dile getirmesinden daha doğal ne olabilir? İnsanları kategorize ederek, sen söz hakkına sahipsin, sen bir ömür susmalısın, sen izin verildiği ölçüde konuşmalısın, gibi tepede kılıç sallamakla hiçbir yere gidemeyiz.
 

Ağzı olan konuşacak, konuşmakla kimse kimseye zarar vermez. İnsanlar konuşarak anlaşırlar. İnsanların konuşanına, açık sözlülüğüne, fikir beyan etmesine, olayları tartışmasına kim karışabilir? Açıkça fikrini beyan eden kimselere toplumumuzda ‘dalağı dışarıda’ kimseler denir ki, dalağı dışarıda olanlardan korkulmaz. Tamam, az ve öz konuşmak önemlidir, insanlar bir şeyler öğrendikçe konuşma süresini daha az tutar. O işin farklı bir boyutudur.
Önemli olan, sesin değil, sözün yükseltilmesidir.
 

Söyleyecek sözü olanların önü açılmadıkça, konumlarından ötürü insanların duygu ve düşüncelerine gem vuruldukça, kendisini geliştiren bir toplum olamayız.
Senin gibi düşünen insanların yazmasını, konuşmasını konumuna bakmadan alkışlıyor da karşıt görüş sunanların fikirlerini, görüşlerini beyan etmesini konumlarına bakarak suç sayıyorsan, senin daha çok ekmek yemen lazım.
Sen kapalı toplumların bir bireyi olarak hayatını idame ettirmek için can atıyor olabilirsin ama bu toplum artık kabuğunu kırdı.
Senin gibi yaşamayan, senin gibi düşünmeyen insanların özgür bir ortamda fikir beyan etmesini istemiyorsan, senin özgürlük anlayışına kimse inanmaz.
İnandırıcılık samimi olmaktan geçer. “Bana göre, benim için, bana doğru” mantığı artık iflas etmiştir.
mustafasus@hotmail.com 

 

 
Toplam blog
: 394
: 178
Kayıt tarihi
: 17.09.09
 
 

Bir kurumda yönetici olarak çalışmaktayım, 1974 Kayseri doğumluyum. Son demine varmadan hayatın h..