Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '14

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Ağzından çıkanı kulağın duysun!

Ağzından çıkanı kulağın duysun!
 

Bir şeyler düşündüğünüz ve düşündüklerinizin bir iki gün içinde gerçekleştiği oldu mu hiç? Birinin aklınıza geldiği ve bir iki saat içinde o kişiyle karşılaştığınız ya da o kişinin sizi aradığı oldu mu hiç? Evet, haklısınız. Çekim gücünden bahsediyorum. Özellikle yoga ve meditasyon yapan kişiler, düşüncelerinin eyleme dönüştüğünü daha fazla gözlemlerler. Neden mi? Cevap, o kadar açık ki! Bu kişilerin algı ve farkındalık seviyeleri daha yüksektir ve onların "üçüncü göz" denilen ve bizim günlük hayatta "altıncı his" diye adlandırdığımız yetileri daha açıktır. Şimdi nereden çıktı bu konu böyle diye soracak olursanız, sanırım konuyu "çektim." Hadi birkaç hafta öncesine dönelim.

Daha önceki yazılarımda bir spor tesisinde yoga dersleri vermeye başladığımdan bahsetmiştim. İlk dersimden sonra, yogaya derinden bağlı öğrenciler etrafımı sardı. Nerelerde ders verdiğimi, facebook'ta hesabım olup olmadığını ve çakralar gibi felsefi konular hakkında soru sordular. Ama içlerinden biri sabırla etrafın boşalmasını bekledi. "Merhaba Burcu hocam. Ben bloğunuzu takip ediyorum. Yazılarınızda çalıştığınız yerlerin isimlerini vermediğiniz için size bir türlü ulaşamadım. Nerede çalıştığını bulmak ümidiyle İnternette isminizi arayıp durdum. Sizi gökte ararken yerde buldum" dedi. İçten yaklaşımı çok hoşuma gitmişti. Tesadüfün böylesi... Dersime, blog takipçim katılmıştı. Dünya ne kadar da küçüktü.

Öğrenci devam etti: "Grup dersleri programında yoga dersi gözüküyor ama başka bir eğitmenin adı yazılı. Bu spor tesisine uzun zamandır üyeyim ama yoga derslerine pek katılmamştım. Bugünkü derse başka bir eğitmenin dersi düşüncesiyle katıldım. Karşımda sizi görünce çok şaşırdım. Bir yandan da çok sevindim."

İşte bu çekim yasasıydı. Öğrencim, zihninden beni geçirmiş ve bana ulaşmak için çeşitli yollara başvurmuştu. Algısı ve farkındalık seviyesi de yüksekmiş ki "beni kendine doğru çekmiş." Ya da benimle irtibata geçmeyi çok istemiş.

Bir ay sonra, bir yoga workshop'una katıldım. Workshop'u hazırlayan yoga eğitmeni de benim gibi felsefi konulara ilgi duyuyordu. Bu nedenle, workshop boyunca bedenin sağ ve sol enerjileri, bedenimizin çeşitli bölgelerinin bize hissettirdiği duygular ve Şamanizm hakkında bilgiler verdi. Özellikle Şaman inancının beden ve uzuvlara yaklaşımını çok ilginç bulmuştum. Bu konuyu araştırmaya karar verdim.

Eve geldikten sonra internette arama yaptım ama kayda değer bir bilgiye ulaşamadım. Ertesi iki gün boyunca kitapçıların ilgili bölümlerini gezdim, bakındım ve arandım. Yine de istediğim gibi bir kitap ya da internet sitesi bulamadım.

Tam da aynı günlerde, spor tesisinde dersim vardı. O gün derste karın kaslarını çalıştıracak ve ters bir duruş deneyecektik. Dersin sonunda asimetrik öne eğilme yaparken, bedenin sağ ve sol enerji hakkında bir iki söz söylemeye başladım. Birden birkaç gün önce katıldığım workshop'ta edindiğim bilgilerden özellikle Şamanizm ile ilgili olanlardan bahsettim. Bir iki cümle ile konuyu toparlamaya çalışırken, derse katılan üyelerden biri bana destek olmaya başladı. Konu hakkında oldukça bilgiliydi. Ben de dikkatle dinledim.

Ders bittikten sonra, öğrencinin yanına gittim. Bu konularla çok ilgilendiğimi fakat daha ayrıntılı bilgiyi nasıl edinebileceğimi sordum. Meğer, öğrencim üniversitede mitoloji dersleri veriyormuş. Bana bir sürü kitap tavsiye edebileceğini söyledi ve e-mail adresimi aldı.

İki gün sonra kendisinden bir e-mail aldım. Bana bir kitap tavsiye ediyordu. Bir iki gün içinde kitapçıları dolaşıp bu kitabı bulmayı planlıyorum. Sonrasında yeni yeni kitaplar ve bilgiler...

Bu da benim çekim gücümdü. Bu konu hakkında bilgi edinmeyi o kadar çok istemiştim ki ve o kadar içten bir şekilde arzu etmiştim ki, karşıma böyle bir fırsat çıkmıştı. Yani istedim ve oldu.

Aslında biz Türkler'in ilginç deyişleri vardır: "Bir şeyi kırk kere söylersen olur" bunlardan biridir. Bizim atalarımız belki de yüzyıllar öncesinden çekim yasasını bulmuşlar. Kim bilir? Bu deyişin de bize anlatmak istediği aslında aynı şey. İstediğin neyse, onu sürekli dile getirirsen olur. Yalnız bu noktada dikkat etmemiz gereken bir şey var. Madem ki sözlerimiz gerçek olabiliyor, o halde ağzımızdan çıkan sözlere çok dikkat etmemiz gerekir. Bu inanışa göre, hem olumlu hem de olumsuz kurduğumuz her cümle gerçek olabilir.

Özellikle diğer insanlara kıyasla maneviyatı biraz daha güçlü olan kişiler ile yoga ve meditasyon yapanlar "çekim yasasının" gücünü daha iyi hissedebilirler. Yazımın başında da bahsettiğim gibi, üçüncü hissi daha açık kimseler ile algı ve farkındalık seviyeleri daha yüksek kişiler düşüncelerine çok dikkat etmeliler. Lao Tzu'nin dediği gibi: "Düşüncelerinize dikkat edin çünkü onlar sözleriniz olur. Sözlerinize dikkat edin çünkü onlar eylemlerinize dönüşür. Eylemlerinize dikkat edin çünkü bir bakmışsınız alışkanlıklarınız haline gelmiş. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin çünkü karakteriniz kaderiniz olur." 

 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..