AH! SEVGİLİ ATAM AH!

                                                                                                                    10.Kasım.2011

Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben anti-emperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım, ben özgürlükçüyüm, ben insan hakları savunucusuyum, ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların, vatan hainlerinin düşmanıyım.              

                                            AH! SEVGİLİ ATAM AH!

Bugün sizi ebediyete, kalbimize gömdüğümüz günün bilmem kaçıncı yıl dönümü. Saymak istemiyorum, bilmek istemiyorum.

Bildiğim tek şey nedir biliyor musunuz sevgili Atam, o da size olan derin sevgim ve özlemim. Yıllar geçiyor ve her geçen yıl benim size olan inancım,  sevgim, hayranlığım gittikçe çoğalıyor.

 Bazen sizin yokluğunuzu bu kadar derinden hissetmek, sanki bir yanım eksikmiş gibi acı veriyor bana.

Keşke o yıllarda yaşasaymışım diye hayıflanıyorum zaman, zaman.. Bir kere görebilseydim, bir kere elinizi öpebilseydim. Ahhh! Ah!.

Bu sözlerime biliyorum ki çok kızacaksınız. Çünkü ne demiştiniz, "Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir."

Sevgili Mustafa Kemal Atatürk’üm, biricik Atam, Ulu Önderim benim.

 Sizi anlamamış olsaydım bu kadar çok sevebilir miydim?

 Siz olmasaydınız annemiz belli olurdu ama babamız belli olur muydu acaba? Bunun için minnet duymalıyız size.

Ülkemizin bugün içinde bulunduğu durum içimi acıtıyor. Şikâyet etmeye hakkım yok biliyorum. Çok zor şartlarda vatanı kurtarıp, altın tepside sundunuz bizlere. Özgürlüğümüzün, cumhuriyetimizin her geçen gün ellerimiz arasından kayan sabun köpükleri gibi yok olmasına seyirci kaldık çoğumuz. Kabahatliyiz. Suçluyuz. Ülkemizi ileriye taşımak şöyle dursun her geçen gün karanlıklara yol almasına sessiz kaldık.

En çok ağrıma giden de, sizin çok değer verdiğiniz Türk Ordusunun içinin oyulmak istenmesidir. Sizin düşman askerine bile yapmadığınız hakaretlerin, suçlamaların, onlara yapılması ile birer vatan haini gösterilerek Silivri denen yerde tutsak edilmeleridir. Bugün sizin yolunuzdan giden birçok aydınımız, gazetecimiz karanlık zindanlarda tutuluyorlar.

Sizin kanla, irfanla, uğruna binlerce şehit vererek geri aldığınız işgal altındaki topraklarımızda yabancı sermaye adına aynı düşmanlar kol gezer oldular. Türkiye’yi sizin aydınlığınızdan kopartıp, parçalamak, özgürlüğümüzü, cumhuriyetimizi ve sizi tarihin karanlıklarına gömmek istiyorlar.

Ne var ki her gecenin bir sabahı vardır. Sabrediyoruz. Düşman uyur, bizler uyumayız.

 Atam siz birçok dünya devletine örnek olmuşken, aydınlığınızın modası geçmiş olduğunu düşünen, çağdışı ideoloji ve doktrinler olarak gören ve göstermek isteyen hainlere, yobazlara karşı suskun kalmayacağız, lütfen bilin.

Bu vatan ve bayrağımızdan asla ödün vermeyeceğiz. Her sabrın bir sonu vardır.

Sizin yolunuz da ölmek var dönmek yok. Buna andımız var.

Ne sizin ruhunuzu, ne de bu vatan için can vermiş şehitlerimizin ruhlarını azapta bırakmayacağız. Lütfen inanın ve rahat olun. En derin saygı ve sevgilerimle arz ederim.