Ah be URSULA

Haberi ve resmi görünce, ne yalan söyleyeyim. Güldüm kendi kendime. Sonrada üzüldüm!

27 yaşındaki bir Türk genci, 77 yaşındaki, ununu elemiş, taşını atmış kuşunu vurmuş, bir alman kadınla evleniyor.

Sonrada olayı görüntüleyen gazetecilere açıklamada bulunuyor. “ Aşk değil İş evliliği yaptım ” Sanırım Alman Teyzenin Türkçesi kıt! Söyleneni anlamadığı, şişe dibi gözlüklerinin ardından, objektiflere gülerek bakmasından belli.

Haberin devamında onunda bir açıklaması var. “ Fatih ile ilk Alanya tatilimde tanışmıştım. İlk gördüğümde kendisine âşık oldum. Bundan sonraki yaşamımı eşimle birlikte Almanya’ da geçireceğim. Mutlu bir beraberliğimiz olacağı inancındayım. Çok mutluyum ''

İşin açığı 77 yaşındaki alman teyzeye üzüldüm ben. Yanındaki adamı sevdiği, o kadar belli ki. Onun evliliği “ aşk evliliği ” değil bence. “ Umut evliliği ” “ Oda beni seviyor evliliği ” “ nihayet beni de bu yaşımda seven biri çıktı evliliği ” “ Yalnız kalmak istemiyorum evliliği ”

Alsak Ursula’ yı karşımıza “ Ah be Ursula ” desek, sana göre senin bu evlilik ne kadar sürer? Ursulanın cevabı; “ sonsuza kadar ” olur. Öylede olacak, onların evliliği sonsuza kadar sürecek, Çünkü Alman kadın için “ sonsuzluk” çok yakın...

Geçim şartlarını iyileştirme, hayat standartlarını yükseltme, daha iyi iş bulabilme adına, insan Babaannesi yaşındaki bir kadının duygularıyla nasıl oynar? Nasıl onu seviyormuş gibi gözükebilir. O kadına ne anlatırda, onu nikâh masasına oturtabilir.

Zavallı Ursula dinlediklerine, nasıl bu kadar körü körüne inanabilir. Nasıl sağır olurda, kendini bu kadar kaptırabilir. Şimdi; Senaryoyu değiştirelim. Yıllardır dönmekten bıkmayan madalyonu, ters çevirelim. 27 yaşındaki genç Alman olsaydı da, 77 yaşındaki Teyze, Türk olsaydı ve Alman, “ hayat şartlarımı iyileştirme adına evleniyorum ” deseydi. Bizler ne hissedecektik. “ Aradaki yaş farkı önemli değil, mühim olan aşk ” diyebilecek miydik?