Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ah bir memur olsam

Ah bir memur olsam
 

Zamanı kısıtlı bir Bayan, öğün geçiştiriyor


Çocukken pek soru sorma alışkanlığım yoktu benim. Meraklı bir çocuk olmadığımdan değil işte. Nedendir bilmem, kafamda oluşan soruların yanıtını ille de kendim bulmam gerekirmiş gibi gelirdi bana. Soru sormazdım ama çok iyi bir dinleyici ve gözlemciydim.

Bence soru sormak da bir sanat ve beceri işi.

İzmir’de, bir kıyı kasabasındayız. Masada yeni tanıştığım insanlar da var. Bir büyük bankanın emekli genel müdürü bana dönerek “Almanya’da bir banka memurunun aylık benzin gideri ne kadardır?” diye abuk sabuk bir soru yöneltiyor.

Yöneltiyor ama içimdeki muzip veledi de uyandırıyor tabii. Verilecek yanıt çok ama ortam müsait değil. Banka memurunun arabası var mı? Eviyle iş yeri arasındaki mesafe ne kadar? Bütün bunlar emekli genel müdürü ilgilendirmiyor. O sorusunu sormuş ve görevini yapmış! Zaten daha önceki tecrübelerimden biliyorum. Türkiye’de insanlar soru sorarlar ama sordukları sorunun yanıtını merak bile etmezler. Emekli müdür de soruyu sorduktan sonra yanındaki hanımla konuşmaya başlıyor.

E tabii genelleme yapmamak lazım. Milliyet Blog sayesinde anavatanımızla olan ilişkilerimiz zenginleşti. Birçok dost ve arkadaş edindik. Henüz yüz yüze görüşme imkânımız olmasa da Messenger sayesinde pekişen ilişkilerimiz var. Bunlardan biri de Osmaniyeli kızların başı ve de yorum alma rekortmeni Fulya Hanım. İlginç diyaloglar oluyor aramızda tabii. Soruları çekiç gibi maşallah! Kankası olduğumdan kem küm kübelek yanıtlar da veremiyorum.

“Abüü, poporospu yemeği ne demek?”

“ Şarküteri ürünleriyle geçiştirilen öğünlere poporospu yemeği denir evladım…”

“Nasıl yaaa?”


“İşte salam, sucuk, peynir, yumurta gibi hazır yiyeceklere denir güzel kızım…”

“İyi de, niye poporospu yemeği deniyor?”

“ Eski İstanbul’un çok üyeli ailelerinde evin büyük hanımlarının kullandığı bir sözcüktür. Sofraya sık sık bu tür ürünleri koyan mutfaktan sorumlu gelin hanımlara karşı kullanılır bu kinayeli sözcük. Tembelliği vurgulamak için kara kızım…”

“Niye poporospu yemeği diyorlar o zaman?”

“ Gece işçiliği zordur evladım! Sabaha karşı eve gelinir ve hemen yatılır tabii. Gündüz uykusu gece uykusuna benzemez ve haliyle biraz uzar ve akşama doğru anca kalkılır. O saatten sonra ne yaprak sarması yapılır, ne de içli köfte. Daha bunun banyosu var, saçı var, makyajı var! Vakit kısıtlı yani! Üç- beş dilim sucuk, iki de yumurta kırdın mı öğün geçiştirilmiş olur. Anladın mı çokomelim?”

“Abüü, sana şimdi bir soru soracağım ama kızma e mi?”

“Haydi, sor sor!”

“Ben sana ne zaman ‘Bu akşam ne pişirdin?’ diye sorsam sen hep ‘sucuklu veya peynirli yumurta pişirdim’ diyorsun ama yaaa!”

“Bak şimdi güzel evladım! Blog yazarlığı da ağır işçilik sayılır. Sabahın köründe kalk ve işe git. On saat deliler gibi çalış. Türkiye’de memur olsam neyse ama burası Almanya. Mesai saatinde blog, yorum, mesaj falan yazdırmazlar adama. Alış veriş yapmak lazım. Banyo yapmadan olmaz. Vakit kısıtlı yani. Üç-beş dilim sucuk, iki de yumurta kırdım mı öğün geçiştirilmiş olur. Öyle ya, daha bunun yazısı var, gelen yorum ve mesajların yanıtlanması var, okunması gereken yazıları var. Anladın mı çocuğum?”

“Anladım Abüü, ben şimdi bir sigara içem de gelem mi?”

“Zıkkımın pekini iç evladım!”

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..