Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '07

 
Kategori
Kitap
 

Ah bu 45'lik şarkıların gözü kör olsun!

Ah bu 45'lik şarkıların gözü kör olsun!
 

Eski 45'lik plakları bilmeyeniniz var mıdır bilmiyorum... Ama en azından bir bit pazarımda rastlamışsınızdır onlara. Büyük olanlara "long play" denirdi ve birçok parçayı içine alırdı... 45'likler ise her yüzüne birer parça olmak üzere iki parçadan oluşan küçük plaklardı... Devir hızı olarak 45 devirde dinlendiği için bu adı almışlardı.

Şimdiki İpodlara dünyayı sığdırdığımızı düşündükçe, bu iki parçalık plakların insanlar üzerinde ne tür bir etkisi olacağını tahmin bile edemiyoruz, değil mi? Ama çok etkiliydiler... Televizyonun olmadığı ve radyonun pekçok şarkıcıya kapalı olduğu bir dönemde bu küçük plakların üzerinde sadece şarkılar değil, bütün Türkiye dönüyordu...

Ben plakların döndüğü yılları hayal mayal hatırlıyorum ama o dönemin tüm sanatçılarını radyodan ve sonrasında TV'den dinleme şansım oldu.. Şimdi okuduğu ve size tanıttığım kitap beni o yıllara ve şarkılara götürdü...

Kardeş Türküler olarak tanıdığımız ve etnik araştırma ve geliştirme çalışmalarını pek bilmediğimiz grubun içinde yer aldığı, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu, tiyatro, dans gibi alanlarda yaptığı çalışmalara yayınladığı bir kitapla devam ediyor. Kitabı adı: "60'lardan 70'lere... 45'lik Şarkılar"...

45'lik Şarkılar aynı zamanda bir müzik grubu. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun tıpkı "Kardeş Türküler" grubu gibi içinden çıkardığı bir müzik grubu... Konserlere başladılar ama bir albümleri olmadığı için henüz tanınmıyorlar. Ama yakındır... Bu gruptan başka bir yazımda bahsedeceğim için kitaba dönelim.

Bu kitap, 1980 öncesinin müziğine eğiliyor ve ilk rock'n'roll'lardan, aranjmanlardan Anadolu rock denemelerine uzanan bu araştırma, yaşayanların bile unuttuğu bir dönemi ve değerlerini hatırlama, güncelleme çabası, müziğin araç kılındığı bir yakın tarih okuması olarak karşımıza çıkıyor...

Kitabı hazırlayanlar: Ayhan Akkaya ve Fehmiye Çelik, kitap BGST yayınlarından çıktı... Bu iki yazar, aynı zamanda Kardeş Türküler ve 45'lik Şarkılar gruplarında müzik yapıyorlar...

İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde öncelikle 60'lı ve 70'li yıllarda Batı taklit edilerek yapılan müzik çalışmaları ve bu çalışmaların daha sonra kendi ezgilerimizle sentezlenerek nasıl kültürümüze uygun hâle geldiği ortaya konuyor.

Türkiye'de Tanzimat döneminden başlayarak günümüze kadar devam modernleşme hareketleri 1930'larda hayatın her alanında daha çok hissedilmeye başlanmış, 1950'lere kadar Batı'nın bütün değerlerinin aynen alınması veya taklidi olarak karşımıza çıkmıştır. Binalardan yollara, mağazalardan giyim kuşama kadar hayatın her alanında görülen Batı yaşam tarzı, zamanla edebiyatı, şiiri ve müziği de etkilemiştir. Batı'nın popüler müzikleri giderek radyolar, kulüpler, filmler ve plaklar aracılığıyla kulaktan kulağa, dilden dile yayılarak iyice benimsenmiştir. 1980'ler ise, Türkiye'de pekçok şeyin çözüldüğü ve kültürden modaya yeni fakat iğrenç dönüşümlerin yaşandığı bir dönem... Bu dönemden müzikte etkilendi elbette. İşte kitap "ne oldu", "nasıl oldu" ve "niçin oldu" sorularını müzik açısında soruyor ve yanıtlarını arıyor...

Dönemsel özelliklerin ortaya konulduğu bölümde bu yıllarda yaşamış Oya Baydar, Mehmet Ö. Alkan, Burcu Yıldız ve Fehmiye Çelik gibi sosyolog, yazar ve müzik insanlarının görüşleri yer alıyor. İkinci bölümde ise Ali Rıza Binboğa, Âşık Şahturna, Ayla Algan, Gülden Karaböcek, Erol Büyükburç, Selda Bağcan ve Orhan Gencebay gibi farklı tarzda müzik yapan sanatçılarla bu yılların müziği üzerine yapılan söyleşilere yer veriliyor.

Ben kitabı okurken pekçok yerinde kahkalar attım, bazen hüzünlendim, sıkça düşündüm... Özellikle Ayla Algan ropörtajını mutlaka okumalısınız.... Ali Rıza Binboğa'nın basit bir "pop star" olmadığını hayret ederek okuyacak ve ona hayranlık duyacaksınız...

Okumalısınız... Mutlaka...

 
Toplam blog
: 34
: 4474
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Kendimi bildim bileli hiç saf su içmedim... ÇAY benim abu hayat suyum... İnce belli bardakalar çabuk..