Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '07

 
Kategori
Magazin
 

Ah bu magazin

Televoleler kalktıktan sonra, canlı canlı, dobra dobra, orada neler oluyor, dobra dobra 2 gibi programlar, sabah kuşağına konmasına rağmen epey izleyici toplamaktadır.

Konuklar ve sunucular zaman zaman birbirleriyle dalaşır, birbirlerine hakaret eder, sonra da barışırlar. Bu programlara çıkanlar halkımızın tanımış olduğu aydın, zeki halka her türlü konuda bilgi veren kişiler olup, hele hele bir tanesi kendi yapmış olduğu programda onu bunu tehdit eden, aynı zamanda tüm kadınlara saygılar sunan, ara sırada saygıdan olacak, beraber olduğu kadınları döven, sonrada kadınlar bizim baş tacımız diye ahkam kesen, son günlerde de eski sevgilisi Derya Tuna‘ yı vurdurduğunu kişi tarafından ismi söylenen, bööyük şarkıcı İbrahim TATLISES ’tir.Bir zamanlar buna abim, canım, ciğerim diyen Seda SAYAN hanımefendinin deli fişek sevgilisi Nihat DOĞAN kardeşimiz, delikanlı raconunu çok iyi bilen, arkasında ikiyüzbin kişinin olduğunu söyleyen bu zat, bu tür programlarda senin ruhun benim ruhum’u karıştırır ve vurucu cümleyi şu şekilde tamamlar ; “benim ruhum senin ruhunu döver” demek suretiyle işin içine ahireti de karıştırmaktadır.. Gelelim akademisyen hocamız Zekeriya BEYAZ’ a, çıktığı programlarda kadınların arasında öyle bir oturuşu var ki ; bir tek horoz benim dercesine, Allah böyle ilahiyatçıları başımızdan eksik etmesin demiyorum.Son günlerde bizim bildik Medyum Memiş, olmuş Memiş Hoca, bu zattan dayak yiyen Keto evlenmiş cin Yasemin’le, cin olmayan karısı İngilizce öğretmeni ve öğretmenin annesi Keto’nun cin Yaseminle olan evliliğini onaylamışlar, hep beraber mutlu mesut yaşıyorlar. Bu adamlara kadınlar da başka bir koldan refakat yapmakta astrolog, astronot olduklarını söylemekte, gökyüzündeki burçlara çıkıp inmekte, tüm insanlara günlük, haftalık, aylık ne yapmaları gerektiğini bildirmektedirler. Yalnız kendi başlarına iki dakika sonra neler geleceğini önceden bilememektedirler. Bilselerdi, Keto, Memişten dayak yiyeceğini, oradan kaçardı. Ünlü burççu Rezzan KİRAZ da polise yakalanmazdı.

Madalyonun diğer yüzü Türk erkeklerinin hayran olduğu şöhretli şarkıcı, manken ve artist kadınlar…. Bunlarda yine kendi aralarında çeşitlere ayrılmaktadır.. Kadırgalı, kadırgasız, aşiret hanımı, selüloitli, selüloitsiz, göbekli, göbeksiz, mafya ile ilgisi olan, aslan, kaplan besleyen sevgilisi olan, elbisesi bol olan, bol olmayan, frikik veren, ofsayda düşen, kornere çıkan, şeklinde ve en önemlisi de hapiste olan, olmayan diye bölünerek mitoz bölünme şeklinde parçalara ayrılırlar. Kadırgalı Seda, namı diyar Sabahların Sultanı ağzına geleni söyler ekranlarda, sonrada doğurtacam der, ve ana haber bülteninde gördük ki, gerçekten doğurtmaya yüz tutmuş; 7, 5 aylık hamile kadın bağırıyor, “doğurt beni abla”…. Bülent ERSOY hanımefendi mi desek, beyefendimi, insanları şişirmekten başka bir işe yaramadığı gibi milletin bağrında serpilmiş bir sevgi yumağı olan Orhan GENCEBAY’ a söylemleriyle hem Orhan Baba ‘yı hem kendini küçük düşürmüştür. Orhan Baba’nın babalığı bitmiştir. Hülya AVŞAR hanımefendi… Dallas dizisini izleyenler, ne demek istediğimi anlarlar. Her şey de bu kadar alenen yaşanmaz ki… Bunun gibi nice örnekleri çoğaltmak mümkündür. Eskiden rejisörün yatak odası denirdi, şimdi mafyanın demek gerekiyor bazıları için.

Asıl sorun bunlar değil, asıl sorun bunları seyredenler, bunları izleyenler, buna bende dahil… Yazdığım yazılarda daha çok eğitim, siyaset, ekonomi gibi konuları, işliyordum, ama değişiklik olsun dedim, birde bu şekilde yazmanın ve eleştirmenin iyi olacağını düşünerek kaleme aldım. Okunduğunda acaba bu şahıs ne demek istiyor diye düşündürebilirsek ne mutlu bize… Biz bu ülkenin evlatları olarak, böylesine dejenere mi olacaktık. Televizyonlarımızı topçular, popçular, eşcinseller mi işgal edecekti. Yanına topladığı ipsiz sapsız yirmi otuz kişiyle namuslu vatandaştan haraç almaya çalışan bu güruhun başındaki insanların sevgilileri mi evlerimizin içine girecek, bizde bunları ağzı açık, ayran budalası gibi seyredecektik. Bu memlekete bu insanlar teknik eleman mı yetiştiriyor, kalifiye usta mı üretiyor. Belden aşağı fıkra anlatarak, anlattığına en çok kendi gülen ve onu seyre gidenleri aptal yerine koyan insanlara mı güvenerek bu memleketin sanayisi, endüstrisi, ekonomisi gelişecek. Bunları bu programlara çıkartanlar gerçekten halkını kandırıp gündemin asıl amacını unutturarak, milletimize kötülük yapmaktadırlar. Bence bunları izlerken iyice düşünmeliyiz. Düşünerek kalın.

 
Toplam blog
: 24
: 1002
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1959 Ordu Ünye doğumluyum. Bursa'da yerel bir gazetede 2 seneye yakın köşe yazısı yazmaktayım; hafta..