Ah Canım Karadeniz

Öncelikle bu bir gezginin yazısı değildir, başlığa aldanıp da gezi yazısı okuyacağız umudunda olmayın yani.
 
 Ama gerçekten canım Karadeniz... Geçtiğimiz hafta yıllık izinimin sekiz gününü Karadeniz'de geçirdim. Aslında son anda verilmiş bir karar oldu benim için, birden "ben Karadeniz' e gideceğim ya" dedim ve gittim. İyiki de demişim, hayatımdan verdiğim en isabetli anlık kararlardan biri olabilir.

 

 Şehirlerin havası, yörenin insanları, doğası, atmosferi o kadar güzeldi ki, o kadar iyi geldi ki bu hissi kelimeler ile ifade edemem. Gezi programım içerisinde Ordu, Samsun, Rize, Trabzon, Giresun ve Batum vardı. Ama benim en keyif aldığım ve kendimi gerçekten Karadeniz' de hissettiğim iki şehir vardı; Trabzon ve Rize. İnsanları o kadar sıcaklardı ki gerçekten bu kadarını tahmin etmemiştim. Zaten sizi görünce oralı olmadığınızı anlattıkları için konuşmaya başladığınız anda size kendi memleketleri öve öve bitiremiyorlar. Zaten överek bitirilecek gibi de değil.
 
 Borçka' nın Karagöl'ü benim en mistik bulduğum yerlerden biriydi. Şansıma gittiğim günün havası kapalı ve sisliydi, bu sebeple bana inanılmaz güzel anlar yaşattı. Trabzon' un Uzungöl'ü ise en sevdiğim yerler arasına girdi. Hatta bir şey itiraf edeyim mi? Hayatımda yediğim en güzel gözlemeyi Uzungöl' de göl kenarındaki mekanda yemiş olabilirim. Adını hatırlayamıyorum ama sarı tabelalı, olur da yolunuz düşerse mutlaka girin bakın derim. Rize' de ise Çamlıhemşin ve tabi ki Ayder. Bu iki yerinde insanları o kadar şeker ve samimi ki hergün konuşsanız ömrünüze ömür katarlar.

 

 Gerçekten ülkemizin çok güzel ve görülmesi gereken çok yeri var. Tanınması gereken çok insanı var. İnanın bana, size söyledikleri tek bir kelime ile kendinizi buldurabiliyorlar. Ben buldum mesela, ondan bu kadar eminim.

 

 Yazarken bile keyif alarak yazıyorum oraları, umarım sizlerde merak eder ve gidersiniz. Ben fırsatını yakaladığım ilk anda yine gideceğim. Temiz doğaya, güzel insanlara ve doğal sohbetlere ihtiyacım var benim. Sizinde var biliyorum, e hadi o zaman, alın elinize ajandanızı ve en yakın zamana bir Karadeniz gezisi not edin ve kolları sıvayın.

 

 İnanın bana gittiğinizde neden bu kadar ısrar ettiğimi anlayacaksınız.