Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Ah Ulan Rıza - Yusuf Hayaloğlu

Ah Ulan Rıza - Yusuf Hayaloğlu
 

Şair Yusuf Hayaloğlu’nun öldüğü haberini okuduğumda içim cız etti. Koleksiyonumun Ahmet Kaya albümlerinden oluşan bölümünü hızlıca taradım. Onlarca Yusuf Hayaloğlu şiirinden hangilerinin, beni yıllardır içlendirdiğini bir kere daha hatırlamak istedim. Sanki hiç unuturmuşum gibi.

Şimdi birini burada ansam, yek diğerine haksızlık edeceğimi düşünürüm. İçli bir şairdi Yusuf Hayaloğlu. Ahmet Kaya’nın kayınbiraderiydi. Pek çok bilinen ve unutulmayan şarkının söz babasıydı.

Geçen yıllar içerisinde, kendi seslendirdiği şiirlerinden oluşan şiir albümleri de çıkardı. Bazı televizyon kanallarında, şiir programları yaptı. Hepsini takip etmeye çalıştım.

En son kendisini, bir önceki yaz, ılık bir Kaş gecesinde; ışıl ışıl bir Akdeniz rüzgarına göğsünü vermiş, bir barın sokağa geçmiş bahçesinde, votkasını yudumlarken görmüştüm. Geleni geçeni seyrediyor, kendisine ilgi gösterenlere, güleryüzle mukabele ediyor, dostlarıyla sohbet ediyordu.

Ah be Hayaloğlu, keşke bırakıp gitmeseydin sevenlerini ve şiirlerini. Cihangir'deki, o giriş katındaki mütevazı apartman dairesinde kabul etseydin yine dostlarını. Biliyorum, Rıza’ya, “<ı>çok durmaz ben de gelirim” demiştin. Gittin peşinden arkadaşının. Gittiğin yerde mutlu ol Sevgili Yusuf Hayaloğlu. Gittiğin yerde mutlu ol.

<ı>

“AH ULAN RIZA!

Neden hala gelmedi...?
Yoksa...
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama en azından
birisine sorar...


Cebimde bir lira desen yok!
Madara olduk meyhaneye
Ah eşek kafam benim...
Nasıl da güvendim bu hergeleye!

Gelse balığa çıkacaktık,
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık
Kafamız tam olunca şarkılar döktürüp
Enteresan hayallere dalacaktık...

Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük...
Arkadaşlar ısrar etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük...

Saat sekizde gelecekti,
Bana birkaç milyon, borç verecekti
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?

Eğer öyleyse yandık,
Gudubet gene yaptı yapacağını!
Gecen sene de merdivenden itip
Kırmıştı Rıza' nın bacağınğ...

Kadında boy şu kadar;
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak...!
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Rıza' yı boğacak...

Bak şimdi acıdım, aşk olsun adama...
Ben olsam vallahi baş edemem...
Hele beş tane velet var ki boy boy,
Allah'tan düşmanıma dilemem...


Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider...
Yoksa kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder.

Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-beş zibidi haraca dadandı;
Rıza sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı...

Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
Aynı kafadaydık...
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
Biz başka havadaydık...

Aynı gömleği giyer, ayni sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık...
Fener' in her maçında iddialaşıp
Millete az mi yemek ısmarladık...

Bir tek askerde ayrıldık
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu...
Döner dönmez evlendirdiler
En büyük salaklığı da bu oldu...

Bense hiç düşünmedim, zaten param da yoktu
Hep tek tabanca gezdim
Benim beğendiğimi anam istemedi,
Onun gösterdiğini ben sevmedim...

Neyse bunlar derin mevzu...
Anlaşıldı bu herif artık gelmeyecek...
Ufaktan yol alayım
Anam evde yalnız, şimdi merakından ölecek.

Gittim vurup kafayı yattım,
Rüyamda gördüm gülümseyerek geldiğini...
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
Hastaneye kavuşamadan can verdiğini.

Vay be Rıza...
Sonunda sende düşüp gittin Azrail’in peşine.
Dün boşuna günahını almışım,
Ne olur kızma bu kardeşine...

Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler...
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip
Üstüme devirdiler...

Ah dostum...
O kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?

Yani sen simdi gittin, yani yoksun, yani...
Bir daha olmayacak mısın?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?

Peki beni kim kızdıracak,
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
Peki beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?

Ulan Rıza...
Ne hayallerimiz vardı oysa,
Ne acayip şeyler yapacaktık
Totoyu bulunca dükkan açacak,
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık...

Talih yüzümüze gülecekti be,
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.
Hafta sonu iki yavru kapıp
Boğaz yolunda fiyaka atacaktık...

Ah ulan Rıza...
Bu mahallenin nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
Benim en kral arkadaşımdın...

Ah ulan Rıza...
Ben simdi bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Birkaç güne kalmaz ben de gelirim!!!”

Yusuf Hayaloğlu

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..