Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '10

 
Kategori
Şiir
 

Ah Zerya /Bozbulanık

Ah Zerya /Bozbulanık
 

Gönlümün çocuksu trenlerine
Uzaklardan bakanım
Sesimin buğulu hüznü
Akıbeti berdel yazgım
Kalbimin mavi yıldızı
Soluğumun bekçisi
Kurşun sözlü yağmurum
Tam şuramda
Sol yanımdan koşanım
Yüreğine müebbettim sel sebilim
Ömür badıma kasteden gök benizlim
İncitme efganımın leyli sevinçlerini
Yüreğimin buğusunu serdim dalgalarına
Ruz-i vuslatımda bozlağımsın sen zerya...

Ah zerya
Köle ruhlu göçlerimin hünkârı
Cefana vurgun gümüşten sabrım
Şiddetinde münzevi çığlıklar kopardığım
Dumanında küllendiğim efkârım
Kahve gözlü hicranına revanım
Gününe keder sürdüğüm
Kınamın solgun suskusu
Sırtıma şehirleri yükleyen
Ay ışıklı seyrini bilediğim
Martı çığlıklarımı tufanına döktüğüm
Asi mavisin zerya...

Ah zerya
Mührünü taşıyorken yürek ucumda
Ve devriliyorken bir hüseyni sızılarıma
Yapayalnız ve ağlak
Umanının katresinden ırağım
Senin kadar yorgun yaşlarım
Senin kadar gün akmayan al duvaklı kederlere dalışım
Dehlizinde sararıp cesetlendiğim
Hazal duruşlu baharım
Ömrü cefadan geçen gün yakışlım
Dilzarıma ağıtları harlayan
Ruhsar-ı perişanım
Damlaların karışır damarlarıma
Sana kapanır gözlerim
Sana kapanır zerya...

Ah zerya
Ab-ı hayat gülümse ağrılarıma
Alnındaki çiziklere yaz benimde adımı
Çoğul hasretini çek seherlerimden
Ölüme karala beni zerya
Mecnun ol sessiz, perişan
İnceltme suskunluğu
İmlası bozulan mısralarda
Öfkene katık eyle sendeki beni
Küskünlüğün okşamasın kalbimi
Esrik bir cümle kur sahillerime
Islak bak bana
Yalan da olsa zerre d/ol zerya...

Ah zerya
Sahna meftun
Sana muhtaç
Sana aç
Sana kalabalık düşler ve dalgalı hüzünler
Kelamımın didarı
Sanadır ahu zarım
Devri şehrin sükûtunda sanadır intizarım
Yüreğime mezarları kazanım
Yosun tut sen kırıklarıma...
Fısıldasın dalgaların kulaklarıma
Mavi miyim yeşil miyim al mıyım?
Leyla mıyım şirin miyim aslı mı?
Fısılda kulağıma adımı selamla beni zerya

Ah zerya
Seninle doğmak vardı hayata
Bahtımın yokuşunda hep geceye kalmadan
Bire bin katmadan deste deste hüzünler
Sarmadan ömrü köpükten menevişler
Yedi düvel başaklanmak vardı uykularına
Kıyılarına mendiller sallamadan
Bahar dökül sevilerime
Dil bestemde figan okutma bana
Sana lal
Sana bitap
Ve yalnızca
Sana beyaz kefenim
Tutsağındayım zerya...

Ah zerya
Sözlerin tütün suslu
Gözlerin puslu bakar
Istırabın dökülüyor pabuçlarıma
Sen'deliyorum zerya
Kırmızı sularla köpürme yarınlarıma
Leyla dağlarımın mavi çiçeği
Üç öğün seni nefeslenir damlalar
İçimde avare bir ben
Hep seni yıkar
Cinas çeker kapanmayan yaralar
Ruhumun gömleğine sığmıyor sessizliğin
Sana poyraz akar viran olası şivan
Ahdimin vaveylasını sus/ma bana
Sus/ma ölürüm zerya...

Ah zerya
Sözlerin hicran
Sözlerin hüsran
Sözlerin gözlerime sığmayan ayrılık b/elası zerya
Söyle!
Söyle!
Hangi yanlış saatin akrebindesin zerya ...

Hazal Karadağ

 
Toplam blog
: 25
: 305
Kayıt tarihi
: 23.10.09
 
 

Gökçe serzenişler büyütüyor yüreğim. Herkes gibi mükemmel değilim.. Kalemim yüreğimin tercümanıdı..