Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '08

 
Kategori
Siyaset
 

Ahh! Keşke Sn. Tayyip Erdoğan keşke..

Ahh! Keşke Sn. Tayyip Erdoğan keşke..
 

Türkiye nereye gidiyor? Yaşantısı boyunca bu soruyu kendine ya da birilerine sormayan bir Türkiye vatandaşı düşünemiyorum. Son günlerde yoğun bir şekilde sorulan bu popüler soru ilköğretim çocuklarının bile kaygısı haline geldi. Kendi ortaokul dönemimi hatırlıyorum da, bu soruyu aklıma bile getirmiyordum. O dönemler her şey yolunda mıydı? Tabi ki hayır, o zaman da, ülke yönetimi hakkında eleştiriler çok yoğundu. Ana muhalefet iktidar partisini yerden yere vuruyordu. Ama biz ortaokul öğrencileri cumhuriyetimizden kaygı duymuyorduk. Rejim tehlikesi yoktu. Tarih öğretmenleri cumhuriyetimizin kuruluş hikâyesini anlatırken en haylaz arkadaşımız bile sus oluyor can kulağıyla dinliyordu.

Türkiye’de yargı, yasama, yürütme birbirine girmiş durumda. Son anayasa mahkemesinin aldığı kararsa şok etkisi yarattı. Bir iktisatçı olarak alınan bu kararı irdeleyebilecek bilgi birikimine sahip değilim. Ülkedeki hukukçuların neredeyse eşit oranda birbirleriyle fikir ayrılığına düşmesi konunun karışıklığını açıkça ortaya koyuyor zaten. Gerçi ana haber bültenlerinde her gün yorum yapan hukukçular sayesinde, ülkece anayasa uzmanı olursak şaşırmam.

Geçenlerde devletin televizyonu TRT’de bir açık oturum seyrediyorum. İki eski hukukçu bakan, Bilgi Üniversitesinin dekanı, eski anaya profesörü, bir de ermeni asıllı saç sakal birbirine girmiş entelektüel bir hukukçu toplam beş kişiler. Oturmuşlar anayasamızda değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez maddeler hakkında tartışıyorlar. Eski bakan konuşmasının bir kısmında ‘’ Türkiye Cumhuriyeti başka cumhuriyetlere benzemez’’ dedi. Ermeni asıllı entelektüel hukukçu vatandaşımız tartışma esnasından birden celallendi global dünyadan, küreselleşmeden, modern toplumdan, hukukun tüm dünyadaki eşitliğinden bahisle Türkiye Cumhuriyetin’ in hiçbir cumhuriyete benzemediği sözünü kabul etmedi. Yani şu an Tayyip Erdoğan’ın savunduğu düşüncelerle hem fikirdi. Şimdi soruyorum size bölünmüş, parçalanmış, ele geçirilmiş hatta yıkılmış, yakılmış bu ülke kurtuluş savaşı sonrası cumhuriyetini ilan etmedi mi? Cumhuriyet rejimine günlük gülistanlık geçmiş diğer ülkelerle Türkiye’nin cumhuriyetini nasıl kıyaslayabilirsiniz.

Sn. Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın hayat hikâyesini bu ülke insanı biliyor. Yukarıda Allah var. Başarılı çalışkan bu ülke için doğru hizmetlerde bulunduğu birçok konu var. Hülya Avşar’a çıkıp şeriatla uzaktan yakından ilgimiz yok, Türkiye Cumhuriyeti’nde rejim değişikliğini asla savunmuyoruz dedi, dedi ama hala laik, Atatürkçü, cumhuriyetçilerin içi rahat etmiyor.

Sn. Tayyip Erdoğan buradan beni duymanız zor ama ben yine de sesleneceğim size. Hayır, asla şeraiti düşünmüyoruz. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ve rejimin yanındayız derken. Çocuklarımızın bile kaygı içinde olduğu bu ortamda rejimin ve cumhuriyetin bekçiliğini yapan kurumlarımızla iyi geçinseniz. Keşke söylediklerinizle yaptıklarınız birbiriyle çelişmese. Keşke ülkenin Avrupa birliği yolunda ilerlediği bu süreçte artık kamu kuruluşlarında bile görebildiğimiz türbanı, Atatürk’ün kılık kıyafet devrimini, şapka inkılâbını hiçe sayar bir şekilde dayatmasaydınız. Kurtuluş savaşı sonrası kurulan Cumhuriyet döneminden bu yana Avrupa ve tüm dünya ülke liderleriyle en çok görüşen, en fazla diyalog kurabilen, dış ilişkilerimiz konusunda taraflı tarafsız takdir alan başbakanımız ve cumhurbaşkanımızın eşleri keşke Atatürk’ün bahsettiği cumhuriyet kadını çizgisinde giyinselerdi. Zekâsından, vizyonundan, liderlik vasıflarından emin olduğum Sn. Tayyip Erdoğan yukarıda yazdığım keşkeleri yaşatmasaydı Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra tarihin en büyük Türk lideri olabilirdi.

 
Toplam blog
: 8
: 603
Kayıt tarihi
: 04.06.08
 
 

   1974 yılında İstanbul, Üsküdarda doğmuşum. Kadıköylü oluşum damarlarımdaki sarı lacivert kanın..