Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '15

 
Kategori
Güncel
 

Ahhh çekmeyen var mı?

Ahhh çekmeyen var mı?
 

İnsanlar görüyoruz, ah üstüne ah çekiyorlar.

Sohbetlerde hep eskilerden dem vuruyorlar.

“Hayırdır diyoruz, ne oluyor arkadaşlar, dostlar ne iştir?

Bir dokun, bin ah işit kabilinden sitemler ve şikâyetler kırıla gidiyor.

Unutmamak ya da şaşırmamak istercesine, ardı ardına kelimeler ve sözlerle başlıyorlar konuşmaya.

“İnsanlar bir acayip olmuş, akıl sır sır ermiyor yapıtlıklarına,

Kimse etkilenmiyor söylediklerinden,

Eskiden lüks arabalarımız yoktu, onların yerine, arabalarımız zenginler de Hacı Muratlarımız, Renault arabalarımız vardı.

Lüks dairelerimiz yoktu, avludan girilen müstakil evlerimiz vardı

Bilgisayarlarımız, tabletlerimiz, çok işlevli akıllı telefonlarımız, binlerce kanallı televizyonlarımız yoktu, evde çevirmeli telefonlarımız, sadece TRT kanallı televizyonlarımız, pikabımız, teybimiz vardı.

Lüks AVM’lerimiz, internet kafelerimiz,  cafcaflı elbiselerimiz yoktu, mahalle bakkalımız, terzimiz, parça yamalı pantolonumuz, el örgülü kazağımız vardı.

Kafelerimiz,  PlayStation’larımız yoktu, köşe kapmacamız, saklambacımız, al satarım bal satarımız, beş taşımız, damamız, 1.3.5 adımımız, isim eşyamız, yakan topumuz ve birçok oyunumuz vardı.

İşte böyle yavrum,  her şeyimiz var; ama aslında hiçbir şeyimiz yoktur diyebiliriz.”

Peki,  mutlu muyuz, değiliz.

Hereğimiz en alasına sahibiz, mutluluk, yok, huzur yok, sükûnet yok.

Gel de ah çekme.

İnsanlar da işte hayatın o acımasızlığına karşı derinden ahlar, vahlar, ohlar çekmektedir.

Hayatın o acımasızlığı içerisinde, her şeye sahip olan insanların arasında, her duygu, düşünce, fikir,  inanca ve meşrebe sahip olan insanlar var.

Hayata umutla bakan, yüreklerine dünyalar sığdıran, gelecekten ümitli olan insanlar şimdi yok, inanın mumla aranacak olsa, bulunmaza türden.

Bazen başını alıp gitmek istiyor, ama nereye!!

Hem gideceğin yerde, insanlar, olmayacak mı?

İşte dünyanın o kirlenmişliği ve yozlaşmışlığı içerisinde, boğazlarına kadar çirkefe batan insanları görüp de hayıflanmamak ve ah çekmemek mümkün mü dostlar.

Öyle veya böyle, insanlar dünyaya geliyor,

Öyle veya böyle, insanlar göç edip gidiyor.

Öyle veya böyle, gelecekler ve hep de gidecekler.

Yoktur bunun başka çaresi, yolu ve izahatı.

Ah-vah etsen, sitem etsen, şikâyetçi de olsan da, geleceksin ve gideceksin.

Önemli olan bu iki ezânlık- bir namazlık yaşam arasında, lâyıkıyla hareket etmek, usulüne uygun yaşamaktır.

Her şeye sahip olsanız da, huzurunuz ve sıhhatiniz yoksa neye yarar o zenginlik?

Hem, her şeye sahip olanlar, şimdiye kadar gelenler, ne anladı bu yalan dünyadan ki, siz neler anlayasınız!

Örnek mi, işte size Nemrutlar, Firavunlar, Ebu Cehiller ve daha niceleri.

Sahi, onlar da hiç ah çektiler mi acaba?

“Hızlı yaşa, genç öl” Avrupai yaşam felsefesiyle yaşayıp, cehennem kütüğü olacak olan ve  Esfeli Sâfilîn’i hak eden bir dünya görüşüne sahipseniz, o başka tabi

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..